Mahkemeden emsal karar: DASK, köydeki hasarlı binaya ödeme yaptı

Mahkemeden emsal karar: DASK, köydeki hasarlı binaya ödeme yaptı
Maraş’ta yaşanan depremin ardından zorunlu deprem sigortası yeniden gündemde. DASK belediye sınırları içinde kalan meskenler için geçerliyken, köy alanlarındaki konutlar sigorta kapsamı dışında. Ancak bu konuyla ilgili emsal bir karar mevcut.

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ


ANKARA - Maraş'ta yaşanan ve 10 ili etkileyen depremde kurtarma çalışmalarında sona yaklaşıldı, enkaz kaldırma çalışmalarına da başlandı. Depremzedeler yaralarını sarmaya çalışırken yıkılan ve hasar gören binaların durumu ve DASK (Doğal Afet Sigortalar Kurumu) Zorunlu Deprem Sigortası gündemde.

Kent merkezlerinde hasar tespit çalışmaları sürerken, köylerde yıkılan binaların durumu tartışma konusu.

MAHKEMEDEN EMSAL KARAR: ŞİRKET AYDINLATMAKLA YÜKÜMLÜ

DASK sigortası, belediye sınırları içinde kalan meskenler ve binaların içinde yer alan ticarethane, büro, dükkan gibi bölümlerde geçerli. Ancak köy alanlarındaki konutlar sigorta kapsamı dışında. Depremin ardından köylerde de büyük yıkımlar olduğu göz önüne alınınca, bu durumun büyük mağduriyetlere sebep olması muhtemel.

Ancak bu konu ile ilgili bir emsal bir karar mevcut. Mevlüt Yılmaz isimli yurttaşın Ankara’nın Bala ilçesine bağlı Sırapınar Köyü’nde bulunan evi 20 Aralık 2007 yılında gerçekleşen depremde hasar gördü. DASK’a üç sene prim ödeyen Yılmaz, hasarı ödemeleri için başvuruda bulundu. Ancak sigorta şirketi, köyde DASK olmayacağı ve belediye sınırları içinde DASK’ın zorunlu olduğu gerekçesiyle ödeme yapmadı.
Bunun üzerine Avukat Deniz Aksoy Ticaret Mahkemesi’nde dava açtı. Dava sürecinde gelen bilirkişi raporunda, evin köyde olduğu, bu yüzden sigorta kapsamı dışında olduğu ve bu sebepten dolayı sigorta şirketinin sorumluluğunun olmayacağı bilgisi yer aldı. Ancak Ankara Asliye 6. Ticaret davayı kabul etti. Kabul gerekçe olarak İsviçre’deki Aydınlatma Yükümlülüğü gösterildi. Mahkeme kararında basiretli tacir olarak sigorta şirketinin sigorta ettireni aydınlatmakla yükümlü olduğunu gerekçesiyle Yılmaz’ın lehine karar verdi. Karar daha sonrasında Yargıtay’da onandı.

Aydınlatma Yükümlülüğü’nün Türkiye iç hukukunda karşılığının olmadığı ancak mahkemece kabul edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Avukat Deniz Aksoy, “Bu karar depremin ardından çok büyük bir önem arz ediyor. Şimdilerde gene böyle sorunlar yaşanacak. Burada Aydınlatma Yükümlülüğü’nün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte sigorta şirketlerinin sorumluluktan kaçmasının önüne geçileceği kanaatindeyim. Bu karar Türkiye’de emsal bir karardır” dedi.

‘KUSURLAR VE SORUMLULAR SORUŞTURMALARLA TESPİT EDİLECEK’

Poliçelerin hasarın ödenmesi konusunda bazı istisna durumları da mevcut. Örneğin, yıkılan veya hasar gören binan kolonları ile oynanmış ise sigorta poliçesi geçersiz sayılabiliyor. Bu tarz durumlarda öncelikle sigorta şirketinin istisna durumlar için tespit yaptırması gerektiğini dile getiren Aksoy, yıkılmış binalarda savcılıklar soruşturma yapacağını ve bu soruşturmalarda kimlerin ihmali olduğunu ve hangi kusurların işlendiği tespit edileceğini söyledi. Aksoy, “Sigorta şirketleri de bu soruşturmanın bitmesini bekleyeceklerdir. İstisna durumlar var ise sigorta şirketinin sorumluluğu doğmayacaktır. Orada kolonu kesmek gibi istisnai durumlarda ihmali olanlar kimse, ayrıca buna izin veren ve denetlemekle yükümlü olan kurumlar da hangileriyse tespit edilecek. Bu durumda bu kişi ve kurumların sorumluluğu doğacaktır” diye konuştu.

Zorunlu Deprem Sigortası’nın azami teminat tutarlarında Kasım 2022’de değişiklikle bir konut için ödenecek en yüksek tazminat tutarı 640 bin TL olarak belirlendi. 2020 yılında İzmir'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından DASK Koordinatörü Erdal Turgut, 30 bin hasar dosyasına 401 milyon lira ödeme yaptıklarını açıkladı. Bu, her hasar dosyası başına 13 bin 366 lira verilmesi anlamına geliyor.

Öne Çıkanlar