Milli Eğitim Bakanı Tekin: Türk olan herkesin gurur duyacağı bir müfredat

Milli Eğitim Bakanı Tekin: Türk olan herkesin gurur duyacağı bir müfredat
Milli Eğitim Bakanı Tekin, yeni müfredatı, "Türk olan herkesin gurur duyacağı müfredat" diye övdü. Tekin, "Müfredatımız minimum yüzde 35 oranında hafifledi" dedi.

Artı Gerçek - Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin, eğitimcilerin ve velilerin tepki gösterdiği ve "eğitimde dinselleşmenin son halkası" diye nitelenen yeni müfredatı savunurken, "Dünyanın diğer ülkelerinde ne öğretiliyorsa biz de çocuklarımıza onu öğretelim deyip yeni müfredat hazırladık" dedi.

AKP Adıyaman İl Başkanlığı'nın düzenlediği 'Türkiye Buluşmaları' programında konuşan Tekin, şöyle konuştu:

'ŞU DA OLSUN BU DA OLSUN DİYE MÜFREDATIMIZ ŞİŞTİ'

"Eğitim kazanımlarımızı, müfredatımızı, programlarımızı tamamen beceriye dönüştürdük. Eleştiri olarak söylemiyorum bundan 20-30 sene önce çocuklarımızın tek bilgi kaynağı okul ve ders kitaplarıydı. Bilgiye erişim zordu, o yüzden çocuklarımıza sürekli müfredatın içerisine 'şu da olsun, bu da olsun, bunu da koyalım' diye müfredatımız şişti. Ortalama bizimle muadil ülkelerdeki müfredatın 2 katına ülkemizin müfredatı ulaştı. Müfredat 2 katına ulaşınca çocuğumuz ve öğretmenimiz başarısız oluyor. Çünkü kısıtlı zamanda anlatabileceğinin iki katı kadar şey anlatmasını istiyoruz. 'Eğitim sistemimiz, okullarımız başarısız hale geliyor' diye eleştiri oluyor.

Dünyanın diğer ülkelerinde ne öğretiliyorsa biz de çocuklarımıza onu öğretelim deyip yeni müfredat hazırladık. Müfredatımızı hafiflettik minimum yüzde 35 oranında hafifledi, müfredatımızı sadeleştirdik. Hafiflettik diyorum bunu yaparken çıkardığımız bir şey yok. Bu konu bilimsel değildir diye çıkarmıyoruz, şunun için çıkarıyoruz. Bu çocuğa pedagojik olarak bu yaş grubuna bu bilgi uygun değil. Bu bilgiyi gitsin ön lisans, lisans veya başka programlarda alsın. "

'4 YIL SONRA BÜTÜN SINIFLARDA HAYATA GEÇİRİLMİŞ OLACAK'

Tekin, yeni müfredata saygı, merhamet ve millet sevgisi gibi kavramları da yerleştirdiklerini anlatarak, "Türk olan herkesin gurur duyacağı bir eğitim müfredatının uygulamaya koyduk" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Tekin, "2024-2025 eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9'uncu sınıflarda yeni müfredata başladık. Önümüzdeki yıl bunların yanına 2, 6 ve 10'uncı sınıf eklenmiş olacak, 4 yıl sonra da bütün eğitim kademelerinde ve tüm sınıflarımızda yeni müfredat hayata geçirilmiş olacak" dedi.

NE OLMUŞTU?

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye adlandırılan müfredata karşı 'Müfredatı Geri Çekin Platformu' kurulmuş ve eğitimciler 81 ilde eylem yapmıştı. Müfredata karşı 'laiklik ilkesine aykırı' olduğu için Danıştay'a iptal başvurusu da yapıldı.

DEM Parti İstanbul milletvekili Özgül Saki, eğitim sendikalarından siyasi partiler ve TÜSİAD'a kadar geniş kesimlerin tepkisini çeken yeni müfredatla ilgili, "Türkiye Yüzyılı Maarif modeli, tekkede mürit yetiştirme modelidir" demişti.

Saki, "Bu müfredat ile açıkça İmam hatip okulları, kuran kursları, tarikat-cemaat yurtları ve eğitim merkezleriyle çocukların ve gençlerin, siyasal İslamcılığın ve neo-Osmanlıcı toplumsal inşa sürecinin dayanağı olması hedefleniyor" tepkisini göstermişti.

MÜFREDATTA NELER VAR?

Müfredatın detaylarına dair Artı Gerçek'e bilgi veren Saki, şunları söylemişti:

“Ontoloji”, “epistemoloji”, “aksiyoloji” gibi kavramlar bağlamlarından koparılarak üç bin sayfaya serpiştirilmiş ve bunun üzerinden müfredata “modern” havası katılmaya çalışılmış. Ders kapsamında sınıfta verilecek her bir örnek belirlenmiş ve bunların “telkin” edilmesi öngörülmüş.

Örneğin nikâhın önemine, boşanmanın kötülüğüne yapılan vurgu, mahremiyete ilişkin çerçeve masum görülemez. Mahremiyet vurgusu “kol kırılır yen içinde kalır” veya aile içi şiddetin gizli kalması anlayışının küçük yaşlarda bireylerin zihnine kazınması demek.

Derslerindeki bütün örnekler Osmanlı dönemi ve İslam anlayışına dayanıyor. Fen Bilgisi ve ya Fizik derslerinde batıya karşı anlaşılmaz bir hamaset söylemi var. Evrensel Çekim Yasası Newton’a ait olduğu halde, ondan yüz yıllar önce bir İslam alimi tarafından bulunduğu söyleniyor mesela.

Aynı şekilde insandaki kan dolaşım sistemini William Harvey’den sekiz yüz yıl önce bir İslam bilgininin keşfettiği “telkin” ediliyor.

PLATON'UN MAĞARA ALEGORİSİ YERİNE CAMİDEKİ GÖLGELER

Mesela fizik dersinde öğretmene “ışık nedir” konusunu “camiye giren insanların gölgeleri” örneği üzerinden anlatması “telkin” ediliyor. Platon’un “Mağara alegorisi” yok; onun yerine camideki insanların gölgeleri anlatısı var. Hem matematik hem de sanat dersinde mesela öğretmene “telkin” edilen şey, İslam sanatlarında silindir şeklinin önemi! Müfredatta sayılamayacak kadar defa öğretmenlere “Türk-İslam sanatları”, “Türk-İslam düşünürleri”, “Türk-İslam eserleri” vurgusu yapması “telkin” ediliyor. Fizik dersindeki hız ve enerji problemleri konularındaki bütün örnekler savunma sanayii üzerinden veriliyor. Teknolojik gelişmelerde de verilen örneklerin tamamı yine savunma sanayiinden. Fizik dersinde bile “devletin sınır güvenliğinin önemi” vurgulanıyor. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar