Erdoğan, 'dinselleşmenin son halkası' diye tepki çeken müfredatı savundu: 'Kaygılar ideolojik'

Erdoğan, 'dinselleşmenin son halkası' diye tepki çeken müfredatı savundu: 'Kaygılar ideolojik'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dini eğitimi artırıp öğrencileri bilimden uzaklaştıracağı gerekçesiyle tepki çeken yeni müfredatın tanıtım programında kaygıların "pedagojik değil tamamen ideolojik" olduğunu savundu.

Artı Gerçek - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, eğitim sendikalarının “dinselleşmenin son halkası" olarak eleştirdiği, toplumun geniş kesimlerinin tepki gösterdiği yeni eğitim müfredatını savundu. Erdoğan, laik eğitimin yanı sıra bilimsel eğitime de zarar vereceği için tepki çeken müfredata yönelik eleştirilerin "ideolojik" olduğunu ileri sürdü; "Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyoruz" dedi.

"Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan vazgeçin" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Ben de babayım. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Harvard'ı bitiren var. Harvard ise Harvard... Mesele imam hatibi bitirmek değil. İmam hatipten sonra bu çocuklar neleri bitiriyor" iddiasında bulundu.

'ESKİ SİSTEM SORGULAMAYI TEŞVİK ETMİYORDU'

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı" adlı etkinlikte konuşan Erdoğan, "Dünya değişirken Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa bütün unsurlarıyla eğitim sistemimizin de yerinde aynı kalması beklenemez" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın eski sistem hakkındaki "Bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz ezberciliğe dayanıyordu" sözleri de dikkat çekti. Erdoğan, "Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen sorgulamayı teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin özelliğiydi" diye konuştu.

LGBTİ+'LARI YİNE HEDEF GÖSTERDİ

Erdoğan, üstü kapalı olarak LGBTİ+'ları da yine hedef aldı. "Çok erken yaşlardan itibaren çocuklar, küresel kültürün dayatmalarına maruz kalmaktadır" diyen Erdoğan, "Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Milli Eğitim Akademisi" kurulacağını da açıkladı.

TEPKİ ÇEKEN MÜFREDATTA NELER YER ALIYOR?

Eğitim Sen'in “Laik ve bilimsel eğitime büyük meydan okuma” olarak nitelendirdiği yeni müfredat, eğitim uzmanlarının da tepkisini çekmişti. Müfredatta "Yüzde 35 oranında seyreltme ve sadeleştirme" yapılacağı savunulmuştu. Ancak tüm sadeleştirmelerin fen, matematik, Türkçe, felsefe, sanat tarihi derslerinde yapılması tepki çekti.

* Müfredat taslağına göre; din dersleri artırılıyor.
* Sadece din derslerinin sayısı artırılmıyor, 'Değerler eğitimi' adı altında dini söylemler diğer bütün derslere yayılıyor.
* Türkçe dersinde anlatım bozukluğu başlığı çıkarıldı.
* Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nda 6. Sınıf 3. Ünite olan Canlılarda Sistemler ünitesine “Aile Bütünlüğü ve Mahremiyet değerleri” eklendi.
* 9. Sınıf Fizik dersinde, Arşimet İlkesi anlatılırken ‘Türkiye’nin geliştirdiği gemi, denizaltı gibi deniz araçları üzerinden kaldırma kuvvetinin uygulamaları hakkında bilgilendirici bir metin’ verileceğinden bahsediliyor.
* 11. Sınıf Felsefe dersinin Teknoloji ve Hayat başlıklı 2. Ünitesinde öğrencilere teknoloji kaynaklı güvenlik sorunları hakkında tartışma yaptırılacağından bahsediliyor. Ve tartışmada güvenlik sorunlarının millî birlik ve beraberlikteki önemine, ülkenin bağımsızlığını korumadaki değerine vurgu yapılacağı ekleniyor.
* 12 .sınıf matematiğinden integral çıkarılıyor
* Evrim Teorisi de öğrencilere okutulmuyor.


Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Modelimizin hazırlanmasında emeği ve katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yeni modelimizin detaylarına geçmeden önce bazı temel gerçekleri ifade etmek istiyorum. Bundan 21 yıl evvel aziz milletimizin iradesini temsilen Türkiye'ye hizmet yolculuğuna başladığımızda dört önceliğimizden birinin eğitim olacağını ilan etmiştik. Bu sözümüze bugüne kadar hep sadık kaldık. Her yıl bütçeden aslan payını eğitime ayırdığımız gibi bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik.

Eğitimde fırsat eşitliğini kuvvetlendirmek için çok kapsamlı adımlar attık. Sadece 1 yılda 19 milyon 600 bin öğretim materyalinin baskı ve dağıtımı yapıldı. 2003 yılından bu yana 372 bin 995 adet yeni derslik yapımını tamamlayarak eğitim camiamızın hizmetine sunduk. OECD ortalamasını önemli ölçüde yakalamış bulunuyoruz. 5 yaş okullaşma oranını yüzde 95'e çıkardık.

Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen ataması yapan hükümetiyiz. Mayıs ayında 45 bin öğretmeni öğrencilerle buluşturduk. 4 bin 366 engelli öğretmenin atama işlemlerini tamamladık. Atayacağımız 20 bin yeni öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerinin ek göstergelerini 3600'e çıkardık.

4+4+4 sistemiyle eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkardık. Meslek okullarına üvey evlat uygulamasına son verdik.

'MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ KURULACAK'

Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında Meclisimizde görüşmeleri başlayacak.

Bu sene seçimlik dersler havuzunu biraz daha genişlettik. Nezaket, görgü kuralları ve Türk toplumsal yapısında aile gibi konuları ilave ettik. Aile konusu bizim için hayati öneme sahiptir. Çocuklar küresel kültürün dayatmalarına maruz kalıyor. Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden sinema yapımlarına kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor.

Her gün yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyenler geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça ihtiyaçlar yenilendikçe eğitimin de buna uyarlanması beklenir. Burada mühim olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır.

'BİZİ YANSITAN BİR EĞİTİM MODELİMİZ MAALESEF OLMADI'

Eğitimin alt yapısı gibi temel değerlerinde sorunlar vardı. Bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz ezberciliğe dayanıyordu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen sorgulamayı teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin özelliğiydi. Başörtüsü sadece üniversitede değil kamuda bile yasaktı. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemedi. Müfredatın zenginleşmesini istemediler. Göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileriyle eşit imkana sahip olmasını istemediler. Türkiye'de gerçek manada bir sınıfsal değişikliğin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar.

ÇEDES KAPSAMINDAKİ 'CAMİ DAVETİ'Nİ SAVUNDU

Öğrencilerimizin bir sınav öncesinde velilerimizle birlikte camiye davet edilmesi birilerini rahatsız ediyor. Kimseyi zorlama yok, sadece gönüllülük esasına göre bir davet var. Buna bile tahammül edemiyorlar. Laikliği inanç karşıtlığı gibi anlayan, bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına buyun eğmedik, eğmeyiz. Geriye dönüp baktığımızda bu ülkeye boşu boşuna çektirilen acılara üzülüyorum.

Türkiye'nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı bile yoktur.

'HARVARD'SA HARVARD'

Eğitim, öğretim konusunu günübirlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım, yıpratmayalım istiyoruz. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin vazgeçin. Ben de babayım. 4 çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Harvard'ı bitiren var. Mesele imam hatipi bitirmek değil. İmam hatipten sonra bu çocuklar neleri bitiriyor. Harvard'sa Harvard... Eğitim-öğretimde on yılların ihmallerini düzeltmeye kararlıyız.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz ile öğrencilerimizi bireysel farklılıkları göz önüne alan öğretim anlayışını hayata geçirdik. Müfredat içeri bilim, teknoloji ve çevreyle bağlantılı yapı alınarak kurgulanmıştır. Tüm bu çalışmaların nihai gayesi evlatlarımızın ahlaklı, cesaretli, vatansever, üretken, sorgulayıcı insanlar olarak yetiştirmektir. Bu hedeflerin gerçekleşmesinde en büyük görev öğretmenlere ve ailelere düşüyor. Milli Eğitim Bakanlığımız da yeni modelin öğretmenlere ve velilere anlatılması noktasında yoğun bir çalışma yürütecektir.

Yarın ve pazar günü YKS'ye girecek öğrencilerimize şimdiden başarılar diliyor. Allah zihin açıklığı versin diyorum." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar