Newroz referandumu: Na, hayır
Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır’da yüz binlerce insanın bir araya geldiği Newroz kutlamalarına ilişkin "Nevruz’da bile kimseyi toplayamadılar"...
Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır’da yüz binlerce insanın bir araya geldiği Newroz kutlamalarına ilişkin "Nevruz’da bile kimseyi toplayamadılar" söylemlerine dün alanları dolduran Kürtler alanlarda yanıt verdi: Her türlü baskıya rağmen ‘na', ‘hayır'.
ARTIK GERÇEK – Son iki yıldır Kürtler açısından zorlu geçti. Sokağa çıkma yasaklarıyla kentler yıkıldı, insanlar göç etti. Kırsal kesimde de yoğun operasyonlar devam ederken, belediyelere el konuldu, seçilmişleri cezaevine atıldı. Beklenenin aksine Kürtler Newroz'da alanları doldurdu ve bir anlamda da referandum cevabı verdi; "Hayır" dedi.
Newroz Kürtler açısından hep stratejik bir rol oynadı. Kürtlerin siyasal tavrının en net gösterildiği önemli günlerden biri Newroz. 90'lı yıllardan bu yana siyasallaşan Newroz her yıl olduğu gibi bu yılda mesajını alanlarda verdi. Türkiye’nin kaderi açısından kritik başkanlık seçimi öncesine denk gelen Newroz referandum niteliğindeydi. "Newroz referandumu"nda Kürtler "Hayır" dedi. 2016 Newroz’una Kürtler sokağa çıkma yasaklarıyla girmişti. Newroz alanı ölümlerin gölgesinde yapılmıştı. Yas ve öfke hakim olmuştu. Bu yıl da benzer bir tablo vardı. Ancak baskıya rağmen insanların alanlara gitmeyeceği beklentisini Kürtler boşa çıkardı. OHAL’in oluşturduğu baskı düzenine karşı Türkiye’nin geneline, Ortadoğu ülkelerine umudun mücadele ısrarında saklı olduğunu göstermiş oldu.
33 MERKEZ DE ATEŞ YAKILDI
Herkesin gözü bu yıl yapılacak Newroz’daydı. 21 Mart dışında yapılacak kutlamalara valilikler izin vermedi. Ankara, Urfa, Adana gibi kimi merkezlerde yasaklandı. Newroz öncesi gözaltı operasyonları yapıldı, 300'e yakın insan gözaltına alındı. Engellemelere, yaygın gözaltı ve tutuklamalara rağmen 33 ayrı merkezde hemen hemen eş zamanlı yapılan Newroz'a yoğun katılım oldu. Üstelik insanlar önceki yıllardan farklı olarak, Newroz alanına, "patlamaları, saldırıları, gözaltı ve tutuklamaları" göze alarak akın etti. Çünkü Kürtler, 20 Temmuz 2015’teki Suruç, 5 Haziran 2015 Diyarbakır HDP mitingi, 10 Ekim 2015 Ankara Barış Mitingine yönelik gerçekleştirilen ve yüzlerce insanını katledildiği saldırılarla sokaktan uzak tutulmaya çalışılıyor.
KENTLER YIKILDI
Hatta saldırılar Temmuz 2015 savaş kararı ve ardından ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla farklı bir boyuta ulaştırıldı. Özellikle HDP ve Kürt siyasetinin yüzde 90 üzerinde oy aldığı, Nusaybin, Cizre, Yüksekova, Lice, Şırnak, Silopi, Sur gibi merkezler özellikle hedef seçildi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) verilerine göre, aylarca süren kent kuşatmaları ve saldırılarında bine yakın insan hayatını kaybetti, kentler yerle bir edildi. İnsanlar bölgelerinden göçertildi. Aylarca saldırıların sürdüğü Cizre’de insanlar bodrumlarda öldürüldü.
BM: KIYAMET BENZERİ BİR TABLO
Birleşmiş Milletler’in (BM) hazırladığı raporda da, Şırnak, Cizre, Nusaybin, Sur ve Silopi başta olmak üzere bölge kentlerinde yürütülen operasyonlar "kıyamet benzeri bir tablo" olarak tanımlandı. Raporda, en az 500 bin insanın yerinden edildiğine dikkat çekilerek, kadın ve çocukların da olduğu birçok kişinin haftalar boyunca su, yemek, elektrik ve sağlık hakkından mahrum bırakıldığı vurgulandı.
SEÇİLMİŞLER CEZAEVİNDE
Ardından Kürt siyasetine yönelik geniş çaplı operasyonlar ve saldırılar başladı. DBP’nin verilerine göre, 80’den fazla belediyeye kayyum atandı, bir o kadar da belediye eşbaşkanı tutuklandı. CHP ve MHP’nin desteği ile AKP tarafından Meclis’ten geçirilen "dokunulmazlık düzenlemesi" ile HDP’li seçilmişler de hedef haline geldi. HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aralarında bulunduğu 13 HDP milletvekili tutuklandı, 40’tan fazla HDP milletvekili gözaltına alındı.
10 BİN GÖZALTI
Operasyonlar HDP seçmenlerine kadar genişletilirken, bin 500 civarında HDP üye ve çalışanı tutuklandı, binlercesi gözaltına alındı. Anadolu Ajansı’nın 2016 yılı sonunda geçtiği bir habere göre, 265 günlük yani yaklaşık bir yıllık operasyonlarda, 5 bin 359 kişinin öldürüldüğü, 10 bin 326 kişinin gözaltına alındığı, 3 bin 387'si tutuklandığı ifade ediliyordu. Bu rakamlar 2017 yılının ilk 3 ayında da katlanarak arttı.
YASAKLAR KIRSALA KAYDI
2017'de Nusaybin’in köylerine ilan sokağa çıkma yasaklarını Lice, Kulp ve Bingöl takip etti. 10 bine yakın asker, özel harekat tim ve korucularla operasyonlar düzenlendi ve hala bu bölgelerde operasyonlar devam ediyor. Operasyon sadece bu bölgelerle sınırlı kalmadı. Dersim, Hakkari, Şırnak, Bitlis ve Kürt illerinin bir çok kırsal bölgesinde de sürüyor. Kentlerin ve kırsalın abluka altına alındığı bir atmosferde kutlandı Newroz. AKP'nin Kürt illerinde sandık yerlerinin değiştirme, kayyum aracılığıyla "Evet" propagandası yoğunlaştırmaları bir anlamda da bu Newroz'la boşa çıktı. Türkiye halklarında da "umut" yarattı Newroz.
CİZRE'DEN MESAJ
90’lı yıllarda bütün saldırı, kuşatma ve katliamlara rağmen Newroz’u alanlarda kutlayan Cizre’de önemli merkezlerden biriydi. 79 gün süren sokakta 300’e yakın insanın öldürüldüğü ve mahallelerin yıkıldığı bu kentte 2016 Newroz’u yas havasında geçmişti. Ama bu yıl Cizre’ye yine bahar geldi. Kürtlerin "yenildiğinin" ilan edildiği Cizre, "yenilmediğini ve taleplerinden asla taviz vermediğini de" bu Newroz’da gösterdi.
DOLMABAHÇE MUTABAKATINA SAHİP ÇIKILDI
Ayrıca bu yıl ki Newroz’un bir başka anlamı da, 2013-2015 yılları arasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın okunan "Barış deklarasyonlarına" güçlü bir sahiplenişin ortaya konulmasıydı. Çünkü barış süreci 2015 yılı, Newroz arifesinde AKP hükümeti tarafından sona erdirilmişti. 20 Mart 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını, çözüm masasının kurulmadığını" yönündeki sözleri, sürecin bitirilmesinin de ilanı olmuştu. Kürtler, "kaybedileni kaybedildiği yerde arama" ilkesine sahip çıkarak, "Newroz alanında Dolmabahçe Mutabakatı’na sahip çıktıklarını" da bu vesileyle göstermiş oldu. Alanlarda Ankara’ya çağrılar yapıldı.
AKP İÇİN HAYAL KIRIKLIĞI
"Sokağa çıkamaz" dedikleri Kürtlerin "tutumlarının ne olacağını" görmek isteyen hükümet, karşılaştığı tablo karşısında hayal kırıklığını kendisine yakın medya üzerinden gösterdi. Alanların boş olacağını hesaplayan AKP’ye yakın basın yüzbinlerin olduğu alanları, ilk dakikalarda çektikleri fotolarla, "Alanlar boş kaldı" şeklinde servis ederek, gerçek beklentilerini ortaya koydu. Ancak bu beklentileri boşa çıkan AKP basını, bugün attığı "Nevruz olaysız geçti" manşetiyle olay çıkaran Kürtlermiş gibi bir algı yaratmaya çalıştı. Oysa Newroz’un kutlandığı yasaklı 90’lı yıllar dahil olmak üzere müdahale edilmeyen hiçbir Newroz kutlamasında herhangi bir tatsızlık yaşanmadı. Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır’da yüz binlerce insanın bir araya geldiği Newroz kutlamalarına ilişkin konuştuğu, "Nevruz’da bile kimseyi toplayamadılar" söylemleri bile nasıl bir beklenti içinde olduklarını ortaya koydu.
REFERANDUM YANITI
Newroz ile Kürtlerin net olduğu yanıtı verildi. Kürtler, 16 Nisan'da kesin kararlarının "Hayır" olacağını ilan etti.