Oksijen'in deprem fotoğraflarını 'konuşturduğu' haberine tepki

Oksijen'in deprem fotoğraflarını 'konuşturduğu' haberine tepki
Haftalık gazete Oksijen'in, depremlerde çekilen fotoğrafları edebiyatçıların ağzından 'konuşturduğu' haberi Twitter’da tepki çekti. Haberin sunuluş biçimi eleştirilirken, yazı yazanlardan Ayfer Tunç, "Haklısınız. Acı aklımı uyuşturmuş olmalı" dedi.

Artı Gerçek - Haftalık gazete Oksijen’in, deprem bölgesinde çekilen fotoğrafları edebiyatçılara yorumlattığı haberi ve haberin sosyal medyada sunum şekli tepki çekti. Söz konusu dosya için fotoğrafları yorumlayan yazarların bazıları da özür dilerken, edebiyat ve basın camiasından birçok isim gazeteyi eleştirdi.

Oksijen'in sitesinde 'Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı' başlığıyla yayımlanan dosya, gazetenin Twitter hesabından da şu sözlerle sunuldu:

"Fotoğrafların dili yoktur, konuşmazlar. Ama istedik ki bu kez sesleri duyulsun. Sözü işin üstatlarına bıraktık. Depreme dair en çarpıcı kareleri Ayfer Tunç, Buket Uzuner, Tuna Kiremitçi, Aslı Perker, Nedim Gürsel, İsmail Güzelsoy, ve Seray Şahiner kaleme aldı."

Paylaşımda, depremin dünya çapında simge fotoğrafı haline gelen, Maraş'ta enkazın altında ölmüş kızının elini tutan babaya yer verildi. AFP muhabiri foto muhabiri Adem Altan'ın çektiği kare, "Güzel günlerde tutar gibi tut elimi baba" yorumuyla sunuldu.

'VİCDAN PORNOSU'

Söz konusu haber, edebiyatçıların ve gazetecilerin tepkisini çekti. Ekşi Sözlük'te de 'vicdan pornosu' başlığı açıldı.

AYFER TUNÇ: ACI AKLIMI UYUŞTURMUŞ OLMALI

Oksijen için fotoğrafları 'dillendiren' yazarlardan Ayfer Tunç, tepkiler üzerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Gazete Oksijen’in talebinin bu derin acıya karşı 'umut' olacağını sandığım için kendimi asla affetmeyeceğim. Haklısınız. Acı aklımı uyuşturmuş olmalı. Sözüm yok" dedi.

TUNA KİREMİTÇİ: PAZARLAMA DİLİ ÇOK İTİCİ OLMUŞ

Dosyanın bir diğer yazarı olan Tuna Kiremitçi ise asıl sorunun 'pazarlama dili' olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Yazarların duygu ve düşüncelerini yazması sorun değil. Herkes yazıyor sonuçta. Ama bu sunumda kullanılan pazarlama dili çok itici olmuş. Gazetenin hem okurlardan hem de zor duruma düşürdüğü yazarlardan özür dilemesi gerekir."

İSMAİL GÜZELSOY: İÇTENLİKLE ÖZÜR DİLERİM

Yazar İsmail Güzelsoy da özür diledi. Güzelsoy, şu ifadeleri kullandı: "Oksijen'deki yazıya ilişkin: Birlikte olduğum insanın Maraş'taki evleri çöktü. Bu acının içindeyken, bir ağıt yazdım kendimce. Dışarıdan, üstten, öteden bakan değil, aynaya bakan birinin sözleriydi onlar. Kırdığım herkesten içtenlikle özür dilerim."

'PEK UYGUNSUZ'

Oksijen'e gelen tepkilerden bazıları şöyle:

Ümit Kıvanç: İyi bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz herhalde, ama bu pek uygunsuz. Ayrıca fotoğrafların dilinin olmadığını, konuşamadıklarını sanan birileri olarak belki de size tam uygun işi yapmıyor olabilirsiniz.

Şahan Gökbakar: Bu kadar malca bir hareket görmedim. Fotograflara söz bulmuşlar. Iyi b.k yediniz! Lan biz napıyoruz abi diyen bir kişi çıkmadı mi aranızdan??

Can Gürses: Siz ne yaptınız yahu... O kadar insanın arasında biri de çıkıp demedi mi ki "biz ne yapıyoruz" diye?

İrfan Aktan: Yazıklar olsun yaa. Hakikaten yazıklar olsun.

Tuna Yüksel: Bu utançtır. Lütfen silin bunu ve özür dileyin. Yazıktır yahu.

Tevfik Uyar: Bırakın da konuşmasınlar. Black Mirror senaristleri bile böyle bir şeyi düşünemezdi herhalde.

'POSTER DE VERİRSİNİZ BU KAFAYLA'

Emrah Maraşo: 14 yıldır profesyonel yayıncıyım ve aşağıdaki şeyi düşünecek kadar "soğukkanlı" olmak halktan ve acılardan kopmayı gerektirir. Poster de verirsiniz bu kafayla!

Erdal Kaplanseren: Vicdan Pornosu: Başkalarının acıları ve trajedileri üzerine yapmacık, samimiyetsiz, vıcık vıcık edebiyat yapma hali. Sosyal medya sayesinde hayatımıza iyice sokuldu. Sizi bilmem ama bende kusma duygusu uyandırıyor.

Güray Gürsel: Oksijeni mi kestiler sizin?

Mahir Ünsal Eriş: Bu birinin aklına geldi, onu diğerleriyle paylaştı, sonra yazarlara ulaşıldı, yazı istendi, fotoğraflar itinayla seçildi, yazarlara gönderildi, onlar oturdular yazdılar, aldınız siteye koydunuz… Bütün bu aşamalar boyunca bir kişi mi demedi, yahu biz napıyoruz diye? Delirdiniz mi?

Makbule Cengiz: Siz delirmişsiniz! Kafayı mı yediniz ya! Ne bu acı edebiyatı mı? Hadi bir deli bunu istedi kimse de “ne yapıyoruz” demedi mi?! Acı edebiyatı ile duygusal rahatlama mı yaşıyorsunuz! Allah akıl versin!

Emek Erez: Neoliberal performans düzeninde acının yeri konulu çalışma.

Evrim Kuran: Kimin fikri ise berbat bir fikir. Yersiz, işlevsiz, toksik, pornografik.

'90'LAR KAFASI TANITIM'

Ümit Alan: Bu yazılar hiç böyle tanıtılmadan gazetenin içinde yer alsa, kimsenin tepkisini çekmezdi. Sosyal medyada benzerleri var zaten. Bu sonsuz iletişim çağında ne zaman ve neye iletişim yapılmaması gerektiğini bilmek asıl iş. 90’lar kafası tanıtım, yazarları da hedef haline getirmiş. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar