Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi

Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi
Silivri Cezaevi'nde 1144 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı dava Çağlayan Adliyesi'nde görüldü.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK-  "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" iddiasıyla hakim karşısına çıkan Osman Kavala, "Umarım bu iddianame türünün son örneği olur" dedi. Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 5 Şubat'a erteledi.

Gezi davasından beraat ettikten sonra tekrar tutuklanan iş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan dava, bugün İstanbul'daki Çağlayan Adliyesi'nde görüldü.

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Kavala ve birlikte yargılandığı ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) kıdemli uzmanı Henri Barkey'e Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesince "cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmak" ve 328. madde uyarınca da "siyasal ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltiliyor. Kavala ve gıyabında yargılanacak olan Barkey hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıla kadar hapis cezaları isteniyor.

DURUŞMA BAŞLADI

SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılan Osman Kavala'nın avukatları duruşmada hazır bulundu. Osman Kavala savunmasında iddianamedeki suçlamaların hiçbirinin olgusal temele ve somut bir eyleme dayanamadığını, suçlu olduğuna dair algı yaratıldığına dikkat çekti.

Kavala, "Gezi davasının iddianamesinden alınan bölümler nesnel gerçeklik olarak kullanılmış. Benim Gezi olaylarını önceden bildiğime, eylem talimatı verdiğime, şiddet olayına destek verdiğime dair hiçbir delil ve bulgu bulunmadığı halde bu suçlamalar yapılmıştır. İddianamedeki suçlamalar olgusal gerçeklerden kopuktur ve çelişki halindedir" dedi.

KAVALA: DÜNYA GÖRÜŞÜM DARBELERİ DESTEKLEMEME İZİN VERMEZ

"Hayatım boyunca askeri darbelere karşı çıktım. Hayat deneyimim, dünya görüşüm ve etik değerlerim darbeleri desteklememe izin vermez" diyen Kavala, şunları söyledi:

"İddianamede Adil Öksüz’ün ABD’ye gitmesiyle benim Almanya’ya gidişimin denk gelmesi temelsiz bir suçlamadır. Benim yurtdışı seyahatlerim şeffaftır. Nerede kiminle görüştüğüm bellidir. Henri Barkey ile yoğun temasta olduğuma dair de hiçbir bulgu yoktur.

Görüşme tespit edilmemesine karşın casusluk faaliyetlerinde bulunduğum iddia edilmiştir. Bunun için sivil toplum faaliyeti yürüttüğüm iddiası da olgusal temele dayanmamaktadır. İddianamede aleyhime olan delillerin hiçbiri casusluk suçlamasına dayanak değildir.

'UMARIM TÜRÜNÜN SON ÖRNEĞİ OLUR'

Gerçeklikten bu kadar kopuk bu kadar tuhaf suçlamalarla AİHM kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam sıradan bir hak ihlali değildir. Bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım yurttaşların özgürlüklerine mahrum bırakan bu iddianame türünün son örneği olur."

TANIK, DAVAYA KONU OLAN SORUŞTURMAYI BİLMEDİĞİNİ SÖYLEDİ

Kavala'nın savunmasının ardından tanık beyanlarina geçildi. Tanık Bayram Sinkaya hakimin sorusu üzerine davaya konu soruşturmayı bilemediğini söyledi. Tanık Bayram Sinkaya, Henry Barkey'i tanıdığını, Büyükada'da yapılan bir toplantıda bulunduğunu, darbe girişimi ile ilgili kısa bir tartışma olduğunu, onun dışında  kendi çalışmalarıyla ilgili konuştuklarını söyledi.

Kavala'nın müdafi avukatının "O gece Osman Kavala orada var mıydı?" sorusuna yanıt veren tanık Sinkaya, Osman Kavala'yı tanımadığı için onu gördüğünü hatırlamadığını söyledi.

İkinci tanık Pınar Sinkaya, Bayram Sinkaya'nın eşi olması nedeniyle yanında olduğunu, uluslararası ilişkiler okuduğu için bahsi geçen toplantıya katıldığını, Barkey'i orada gördüğünü ve Kavala'yı tanımadığını belirtti. Üçüncü tanık Cem Fadıl Bozkurt, İshak Alaton ile darbe teşebbüsü döneminde görüştüklerini, kendisinin hasta olduğunu, Henri Barkey'in o dönemde İstanbul'a gelip gittiğini ondan öğrendiği söyledi.

AVUKAT AYTÖRE: GEZİ BERAATİNİN RÖVANŞI

Duruşma, verilen aranın ardından Osman Kavala'nın avukatlarının savunması ile devam etti.

Avukat Deniz Tolga Aytöre iddianamenin hiçbir hukuki dayanağı olmadığı ve Gezi dosyasında verilen beraat kararının rövanşı niteliği olduğunu söyledi. Bu iddianamenin hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Aytöre, "Siyasi bir manzume olarak kaleme alınmıştır. Sanık hakkında beraat verilen başka dosyalara ve delillere dayanarak hazırlanmıştır" dedi.

Aytöre, şöyle konuştu:

"İddianamede sadece sanık aleyhine değil, sanık lehine de delil toplanması gerekir, ancak iddia makamı bırakın lehe delil toplamayı, lehe delilleri gizlemiştir. Bu iddianamede hukuki bir belgede yapılabilecek en büyük hata yapılmış, bir ağır ceza mahkemesi tarafından hukuka aykırı olduğu karara bağlanmış deliller iddianameye ek yapılmıştır."

Av. Aytöre mahkeme heyetine seslenerek "İşiniz zor ancak bağımsız yargı için bu zorluğa katlanmalısınız" dedi.

AVUKAT BAYRAKTAR: NEDEN SUÇLANDIĞI İDDİANAMEDE YOK

İddianamede somut delil ve somut olgunun olmadığını söyleyen Avukat Köksal Bayraktar, Kavala'nın Türk Ceza Hukuku'un en önemli maddelerinden ikisi ile suçlandığını ancak Kavala'nın neden suçlandığını iddianamede bulunmadığını söyledi. 

Avukat Reha Boduroğlu uygulmanın bir yargı tacizi olduğunu ifade ederek, "Hatta yargı tacizini de aşmıştır. Bir işkence söz konusudur. Bu iddianamede gerçeğe aykırı ifadelerle suç yaratılmaya çalışılmıştır" dedi. Boduroğlu, müvekkili Kavala'nın tahliye edilmesini talep etti.

SAVCI, TUTUKLULUĞUN DEVAMINI TALEP ETTİ

Duruşmaya verilen aranın ardından devam etti. Kavala’nın tutukluğunun devamını talep eden savcı, H. Barkey hakkındaki yakalama emrinin devamını ve Leyla Alaton’un önümüzdeki celse tanık olarak dinlenmesini istedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 5 Şubat 2021'e erteledi.

TANRIKULU: BU DAVA SİVİL TOPLUMA GÖZDAĞI OLSUN DİYE AÇILMIŞ BİR DAVA

Uluslararası heyet, ulusal ve uluslararası basının yakından takip ettiği Kavala duruşması öncesi Artı Gerçek'e değerlendirmede bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hakkında iki tahliye, bir beraat ve AHİM karına rağmen 3 yıldır tutuklu olan iş insanı Osman Kavala''nın 'casusluk' iddiası ile yargılanmasını şu şekilde değerlendirdi:

"Osman Kavala''nın hakkında bir mahkumiyet kararı yok şu anda. Yargılandığı asıl davadan beraat etti kendisi. Beraat edilmesine rağmen tahliye edilmedi; çünkü bu cumhuriyetin bir cumhurbaşkanı var, Adalet ve Kalkınma Partisinin genel başkanı aynı zamanda. Diğer bir sıfatı da Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başsavcısı. 

Kendisinin mahkum ettiği bir yurttaşın beraat etmesi, özgürlüğüne kavuşması mümkün değil. Erdoğan sayın Kavala ile ilgili olarak rezervini koruyor. Bunu açık bir şekilde de ifade etti geçtiğimiz günlerde de. Bu dava sivil toplum aktivistlerine gözdağı olsun diye açılmış bir davadır. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkeme (AHİM) kararı bunu teyit etmiştir. Bu iddianamenin hiçbir şekilde kabul edilmemesi lazım. Hiçbir delil yok! Sadece varsayımlar ve tahminler var. Hukuka dair hiçbir delil yok. Bu nedenle bugün Osman Kavala''nın özgürlüğüne kavuşması lazım."

HDP'Lİ SÖNMEZ: TARİHE GEÇSİN İSTİYORUZ

Yargının tamamen siyasi iktidarın denetimi altında olduğunu ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK üyesi Naci Sönmez, Türkiye'de hukuksal bir işlemin olmadığını vurgulayarak, "Ne Osman Kavala ne Selahattin Demirtaş, onlarca arkadaşımız içeride olmazdı. Osman Kavala duruşması uluslararası kamuoyunun da dikkatini çeken bir duruşma. Bu duruşma, siyasi iktidarın kendi dışında bir sese, muhalefete tahammülü olmadığını gösteriyor. Bir 'Gezi Hikayesi' ile başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı adeta bir darbe girişimi olarak kamuoyuna yansıtılmış en son casusluk meselesine kadar geldi. Umut ediyoruz ki; Türkiye bugün yaşadığı bu çemberin içerisinden hukuksal adımlar atarak tarihe geçsin istiyoruz" diye konuştu.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ: TEMELSİZ VE SİYASİ GÜDÜMLÜ BİR SUÇLAMA

Dava öncesinde açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü, Kavala'nın 'temelsiz ve siyasi güdümlü bir suçlamayla' karşı karşıya kaldığı vurgulanırken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki kararının üzerinden bir yıl geçtiği hatırlatıldı.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi Direktörü Nils Muižnieks, "Osman Kavala yargılama sürecinde, Türkiye yetkililerinin, bağımsız sivil toplumu susturmaya yönelik kapsamlı çabalarının bir parçası olarak, temelsiz ve siyasi güdümlü daha fazla suçlamayla karşı karşıya. Kavala, değil üç yıldan uzun süre tutuklu yargılanmak, cezaevinde tek bir dakika bile geçirmemeliydi" diye konuştu.

Kavala'nın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davada, "cebir ve şiddet kullanarak anayasal kaldırma" suçundan beraat ettiğini hatırlatan Muižnieks, "Osman Kavala bu yıl bir suçlamadan beraat etti; ancak Kavala’nın tutukluluğunun hukuka aykırı olduğuna hükmeden AİHM kararını savuşturmayı amaçladığı açıkça görülen bir girişimle, bu sefer de ‘casusluk’ ile suçlanıyor. Duruşmadan çıkabilecek tek makul karar, mahkemenin bu adaletsizliğe son vermesi ve doğru olanı yaparak Osman Kavala’yı serbest bırakması olacaktır" dedi.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar