Öz: Delil diye karşımıza manşetler çıkarılıyor
Cumhuriyet Okur temsilcisi Güray Öz savunmasında, 'Cumhuriyet gazetesinin FETÖ'cü olduğuna kimse inanmaz. Bence savcı kendisi de inanmıyor' dedi.

Gülten SARI
ARTI GERÇEK- Cumhuriyet Gazetesi davasının ikinci duruşmasında gazetenin okur temsilcisi Güray Öz savunmasını yaptı. Öz savunmasına başlarken iddianamede kendisi hakkında yazılan suçlamaları tek tek sıraladı ve hepsine tek tek cevap verdi.
HİÇ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMADIM
Güray Öz, öncelikli olarak kendisine yöneltilen terör örgütü suçlamasını reddederek "hiç bir zaman bir terör örgütü üyesi olmadım" dedi.
İddianamedeki Cumhuriyet’in yayın politikasındaki değişikliğin suç delili olarak sunulmasına şiddetle karşı çıkan Güray Öz, "Savcıların bir yayın politikası değişikliğinden söz etmeleri, bu davanın konusunun yazı, haber, makale kısaca gazetecilik olduğunun somut kanıtıdır. Zaten konu gazetecilik olduğu için de savcılar delil diye, kanıt diye yalnızca haberlerden yazılardan manşetlerden söz etmektedirler" dedi.
YAYIN POLİTİKASI DEĞİŞİKLİĞİ
Öz, gazetelerin zaman zaman yayın politikalarını değiştirebilirler. Ve bunun Türk Ceza Kanunu ile cezalandırılması gereken bir suç olarak görülemeyeceği kanısındayım" dedi.
Öz Cumhuriyetin yayın politikasını anlatırken şunları söyledi: "Cumhuriyet, ne hükümet ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnız, Cumhuriyet'in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet, demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır. Cumhuriyet Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı "aydınlanma" yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, Laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir. "İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesi"ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet, amaçlarına ancak Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar. Kimliği, ilkeleri ve amaçları bu uzun süre içinde belirlenip toplumda kök salan Cumhuriyet'i aynı yörüngede yaşatmak Cumhuriyet Türkiyesi'ne, topluma ve Cumhuriyet okurlarına karşı bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet Vakfı, bu amacı yerine getirmek için kurulmuştur."
Öz, Okur temsilcisi olarak görevine ilişkin suçlamaları yanıtlarken "Hiç kuşkusuz bu iddia, açıkça gerçekleri örtmeyi, bir algı yaratmayı, sizleri de yanıltmayı amaçlıyor. Gerçek tam tersidir. Okur temsilcisinin yayınların manipüle etme yönlendirme yetkisi yoktur. Temsilci yalnızca yayından sonra okurların dilek ve isteklerini, eleştirilerini editörlere ve yönetime iletmekle görevlendirilmiştir" şeklinde konuştu.
BYLOCK İDDİASI
BYLOC kullanıcısı olması ve BYLOCK kullanıcıları ile iletişim kurmasına ilişkin olarak Öz şunları söyledi: "Benim bir BYLOCK’çu ile ve hakkında FETÖ’den soruşturma yürütülen bir kişiyle iletişim kurduğum iddiasına geliyoruz.
Kısa ve öz söylemek istiyorum, bir BYLOCK kullanıcısına telefon etmedim. Sözü edilen kayıt telefon numarasının benden önceki kullanıcısına aittir. 2015 yılından sonra abone olduğum numaranın eski sahibinin iletişimidir. Benimle hiçbir ilgisi yoktur. Abonelikle ilgili belgeyi sunuyorum.
Ama ikincisi daha da komiktir. Hakkında FETÖ’den soruşturma yapılan bir kişiyle iletişim kurduğum iddiası da biraz ya da belki birazdan fazla komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya'da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki... En son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Yine son edindiğim bilgi ise söz konusu kişinin FETÖ’den değil başka bir olay nedeniyle soruşturulduğunu ve olay hakkında takipsizlik kararı verildiğini gösteriyor. Demek ki savcının iddialarının en başına yazdığı bu iddia da boş çıkmış durumdadır. Peki savcılar, mahkemelere sundukları iddianamelerde hiç araştırmadan bu türden iddialara nasıl yer verebiliyorlar?
Savcıların hakkımdaki iddialarını tek tek ele almaya gayret ettim. Hiçbir delile, kanıta rastlamadım. Tüm iddiaları savcının severek kullandığını hissettiğim ifadeyle bir kül olarak reddediyorum. Tahliye edilmemi ve beraatimi talep ediyorum" dedi. Öz sözlerini şu şu şekilde tamamladı: "Savcılar, artık gazeteciliği yargıladıklarını da açık açık yazıyorlar. Gazetecilik yargılanamaz. Mahkum edilemez. Bugün başarılı olsa bile yarına kalmaz"
‘CUMHURİYET FETÖ’cü OLDU MU?’
Savunma sonrasında duruşma hakiminin "Kardeşim bizim bildiğimiz Cumhuriyet FETÖ'cü oldu mu? Kardeşim terör örgütlerini destekledi mi?" sorusuna Öz, "Okurlar gazeteye eleştiride bulunabilir. Yazarlarla aynı fikirde olmayabilirler. Öyle olsa bir yazarı kopyalayıp bir tek yazarla devam ederdik. Özellikle Pazartesi günü gazetede eleştiri fırtınası eser " hakim bu arada "kardeşim yüksek tondan" diye güray özü uyardı. Öz devamla" pazartesi yayın toplantılarında bu eleştiriler konuşulur. Cumhuriyet gazetesinin FETÖ'cü olduğuna ya da diğer örgütlere yardım ettiğine kimse inanmaz. Bence savcı kendisi de inanmıyor. İnansa delil peşine düşer. Manşetlerden delil olur mu?" diye cevap verdi.
Bu arada başka bir hakimin "Daimi bir hastalığınız var mı? Sağ eliniz titriyor, izah etmek istermisiniz şeklindeki şeklinde soruya Öz, "Hayır istemem. Önünüzdeki rapor yeterli" dedi. Bu esanada salonda büyük bir tepki ve uğultu koptu.
Güray Öz'den sonra Önder Çelik'in savunmasına geçildi.