Özgür Özel Emine Şenyaşar'ı ziyaret etti: 'Kürtçe bilmiyorum ama ne dediğini çok iyi biliyorum'
Seda TAŞKIN
ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de eski AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar'ı ziyaret etti. Aylardır sürdürdüğü Adalet Nöbeti'ni Adalet Bakanlığı önüne taşıyan Şenyaşar'ı ziyarette Emine Şenyaşar'ın oğlu DEM Parti Milletvekili Ferit Şenyaşar da bulunurken, Özel'e CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu eşlik etti.
Annesini anlamak için Kürtçe dilini bilmeye gerek olmadığını belirten Ferit Şenyaşar ise şunları söyledi:
“6 yıldır elindeki beyaz mendili ve elindeki adalet yazısıyla devletten adalet istiyor. İki evladı devlet hastanesinde katlediliyor. Eşini hastanede annenin gözü önünde katlediyorlar. Bunu yapanların çoğu dışarda geziyor. Hastanenin güvenlik kameraları çalındı diyorlar. Annem bu süreçte 123 gündür Adalet Bakanlığı önünde adalet istiyor. Ben kaybettiklerimi geri getiremem ama oğlumun bırakılsın, ben de evime gideyim diyor annem. Bir aydır eve gitmedi annem. Adalet Bakanlığı 123 gündür herkes kapandı. Adalet Bakanlığı Adalete kapısını kapatmış durumda.”
ÖZEL: KÜRTÇE BİLMİYORUM AMA NE DEDİĞİNİ BİLİYORUM
Özgür Özel de karşılık olarak şunları söyledi:
"Konuştuğu dili, Kürtçeyi bilmiyorum. Ama hiç tercüme etmeseniz de ne dediğini çok iyi biliyorum. Kendi annemin gözünden akmış gibi hissediyorum. O gün orada yaşananlar, hastanede yaşananlar bu isyanın en haklı sebebi. Herkesin gözünün önünde olan katliama devlet gözünü yumamazdı. Ama malesef devletin gözünü yumdular. Biz haklı mücadelesinde yanındayız. Önümüzdeki hafta Sayın cumhurbaşkanı gelecek. O geldiğinde bu konuyu da kendisine doğrudan annenin ağzından ileteceğim"
EMİNE ŞENYAŞAR: BU NE ZULÜMDÜR
Özgür Özel'le konuşan Emine Şenyaşar da "Çocuklarım gitti, perişan olduk. Bu faşizmle olmaz. 6-7 yıl oldu, çocuklarım hapiste. Oğlumun bir suçu yok, oğlumun bırakılmasını istiyorum. Hastaneyi kan gölüne çevirdiler, sonra da boyadılar, delilleri o gece yok ettiler. Eşim hastanede yangın söndürme tüpleriyle öldürüldü, kurşun izi yoktu. Bu ne zulümdür" dedi.
