Polis Demirtaş’ın seslendirdiği parçayı sildi
HDP'nin bugün Diyarbakır'da gerçekleştirdiği 'Vicdan, Adalet ve Demokrasi Mitingi'nde çalınacak 10 şarkıya polis izin vermedi.

Bahar KILIÇGEDİK
ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisinin (HDP) 20 Temmuz’da İstanbul’da startını verdiği "Demokrasi Mücadele Planı" kapsamında başlattığı eylemler, mitingler ile devam ediyor. HDP’nin duyurusunu yaptığı "Vicdan, Adalet ve Demokrasi Mitingi" Diyarbakır’da, 5 Haziran 2015’te IŞİD’in bombalı saldırısın gerçekleştiği İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirildi.
FOTOĞRAFLARLA VİCDAN, ADALET VE DEMOKRASİ MİTİNGİ
POLİSTEN 3 AYRI ÜST ARAMASI
Miting alanına giden yollar trafiğe kapatıldı. Polis bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı. Miting alanı için 3 ayrı arama noktası oluşturuldu. Alana girmek isteyen yurttaşlar 3 defa üst aramasından geçirildikten sonra alana girebildi. 5 Haziran'da bombalı saldırının yaşandığı alanda bu kez çok sıkı ve yoğun güvenlik önlemleri alındı.
POLİS DEMİRTAŞ’IN SESLENDİRDİĞİ ESERİ SİLDİ
Çevrede yoğun güvenlik önlemleri alan polis, miting alanında çalınacak parçaları da mercek altına aldı. Selahattin Demirtaş'ın kendi sesinden söylediği ‘Bir selamın gelsin baş göz üstüne’ parçası polis tarafından silindi. Polisin müdahalesi Demirtaş’ın parçası ile sınırlı kalmadı. Mitingde çalınacak olan 10'a yakın eser polis tarafından silindiği öğrenildi.
SADECE ‘BARIŞ’ VE ‘ÖZGÜRLÜK’ SLOGANLARI ATILACAK
Polisin olası müdahalesine karşı tertip komitesi de dikkatli davrandı. Alana girenlerden bazılarının "Biji Serok Apo" sloganı atması üzerine sahneden uyarı yapıldı. Uyarıda, miting tertip komitesinin belirlediği sloganlar dışında slogan atılmaması, ‘barış’ ve ‘özgürlük’ sloganlarının atılması istendi. Alanda, "İnsan Hakları Yok Sayılamaz", 'Emekçilerin Sosyal Hakları Gasp Edilemez", "Demokratik Hukuk İlkeleri Çiğnenez", 'Gençlerin Bugünü ve Geleceği Karartılamaz" Kadınların Kazanımları Yok Edilemez", "Toplumsal Barıştan Vazgeçilemez" dövizleri asıldı.
YÜKSEKDAĞ'DAN MESAJ
Mitinge tutuklu bulunan HDP eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ da bir mesaj gönderdi. Yüksekdağ'ın mesajını Sibel Yiğitalp okudu. Yüksekdağ mesajında şu ifadelere yer verdi: Hiçbir hapisane düzeni baki değildir. Kendisi için sınırsız serbestlik, halklar içinse itaat ve esaret isteyen hiçbir iktidar kalıcı olamaz. 'Durmayalım, faşizmi durduralım' diyerek başlatmış olduğumuz kampanyamız, tüm ezilen halkların, işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların demokratik birliğiyle adalete giden yolu aralamaktadır. Vicdan ve Adalet Nöbeti'miz de bugün burada başlattığımız mitinglerimiz de faşizme karşı oynadığı önemli rolü dolayısıyla tarih sayfalarına yazılacaktır.
'SİYASET MÜHENDİSLERİ İŞ BAŞINDA'
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Hatun Tuğluk’un Ankara’daki cenaze törenine yapılan saldırıya ilişkin konuştu. Türkiye’de kendi kendine provokasyonlar olmadığını, bunun siyaset mühendisliği yapmak isteyenlerin işi olabileceğini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, mitingte yaptığı konuşmada gündemdeki konulara değindi. Konuşmasına miting alanında 5 Haziran 2015’de gerçekleşen bombalı saldırıda yaşamını yitirtenleri anarak başlayan Kemalbay, "Bundan iki yıl önce bu meydanda, Selahattin Demirtaş vardı. Milletvekillerimiz, on binlerce sizler vardınız. O mitingde patlama oldu ve 5 kardeşimizi kaybettik. Onlarca yaralı kardeşimiz oldu. İki yıl sonra yine buradasınız, yine direniştesiniz. Bu katliam neden gerçekleşti? Aslında 5 Haziran’dan sonra arka arkaya çok katliamlarla karşılaştık. Yaratılmak istenen bir korkuydu, biliyoruz. Kendilerinden gelip bomba patlatmadılar. Sandıkta kaybedeceğini bilenler o İŞİD bombası o yüzden burada Amed’te patladı. 5 Haziran’dan sonra gelen Suruç, Ankara katliamları ve saldırılar, halkların buluşmasını engellemek için gerçekleştirilen devlet eliyle, gözetiminde, siyaseti şekillendirmek için gerçekleştirilen katliamlardı" dedi.
KÜRT SORUNU 90 YILDIR ÇÖZÜM BEKLİYOR
Tutuklu milletvekillerinin durumuna da dikkat çeken Kemalbay, "Bir kez daha söylüyoruz, Eş Genel başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Gültan Kısanak, Sebahat Tuncel, İdris Baluken ve milletvekillerimiz olmalıydı. Sizlerin omuz başınızda başka yoldaşlarınız olmalıydı. Onlar faşizmin zindanlarını dolduyor. 200 bin insan zindanlarda. Demokratik siyaseti rehin aldılar. Demokratik siyaseti yok etmek istiyorlar, tek adam rejimini kurmak istiyorlar. Bütün mesele tek adam rejimini kurma meselesidir. Tek adam rejimi neden kurulmak isteniyor, bu ülkenin kadim bir Kürt sorunu var. Bu sorun 90 yıldır çözüm bekliyor. Türkiye halkları 90 yıldır çözümsüzlüğün bedelini ödüyor" diye konuştu.
İktidarın iç ve dış politikasını eleştiren Kemalbay şöyle devam etti;
"‘Türkiye büyük bir ülke’ diyor, kendisini de dünya lideri diye tanıtıyor. Türkiye nasıl büyük, hapishaneler çok büyük, işsizlik çok büyük, kadın cinayetleri çok büyük, rüşvet çok büyük. O rüşveti alanlardan biri AKP Genel Başkanı Erdoğan‘ın mesai arkadaşı Amerika’da sorgulanıyor. Yine Rıza Zarrab Erdoğan’ın mesai arkadaşı Amerika’da yolsuzlukla sorgulanıyor. Türkiye’nin yolsuzluğu da çok büyük. Oluk oluk kan akıyor, evlere tabutlar gidiyor. Bizler, bu tabloyu değiştirmek istiyoruz. Güçlü mücadele ile tabloyu değiştirmek istiyorsunuz. Büyük Türkiye, herkesin iş bulabildiği, kardeşçe yaşayabildiği, bütün kimliklerin, toplumsal kesimlerin eşit yaşamı sürdürebileceği bir yaşamdır. Bu büyük Türkiye değil. AKP Genel Başkanı da dünya lideri değil, olsa olsa Hitler lideri olabilir.
TÜRKİYE’DE KENDİ KENDİNE PROVOKASYONLAR OLMUYOR
Hatun annemizi Ankara’da defnedemedik. Irkçı saldırı ile karşı karşıya kaldık. Hatun anneyi doğduğu topraklara göndermek zorunda kaldık. Onu defnedemediğimiz yere, Türkiye halkları olarak faşizmi gömmek istiyoruz. Faşizmi gömersek, halklar o zaman birlikte eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilir. Hatun anneye yapılan saldırı, 5 Haziran saldırı gibi aynı odaklar tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de kendi kendine provokasyonlar olmuyor. Ancak bir siyaset mühendisliği yapmak isteyenler, hukuksuz ve insanlık dışı adımlar atıp, saldırılar gerçekleştirebiliyorlar. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin, istifa etmeyenleri kınıyor ve lanetliyoruz.
AFRİN’DEN, HALKLARDAN ELİNİZİ ÇEKİN
Kürt halkı kendi kendini yönetmek istiyor. Kendi siyasi iradesini ortaya koymak istiyor. Sadece bu coğrafyada istemiyor, 4 parçaya bölünmüş coğrafyada bağımsızlık, özgürlük ve adalet istiyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan ne diyor, ‘Kürt devletinin kurulmasını Kürtlere hakaret sayıyorum’. Son günlerde ise ‘Eğer Kürtler bağımsızlık referandumuna giderlerse, savaş ilan ederiz’ diyor. Afrin’e yığınak yapıyor. Biz buradan seslenmek istiyoruz; AKP genel başkanına değil, Türkiye halklarına seslenmek istiyoruz. Herkesin özgürlük, eşitlik hakkı var, neden Kürtlerin hakkı olmasın. Neden Kürtler kendi kendini yönetmek istediğinde suç sayılıyor. Kürt halkı birlikteliğini sağlayarak, ortak yaşamı örmek hakkına sahiptir. Herkesin olması gereken hak için tehdit etmek utançtır. Kürt halkına saldırı ve tehditleri kınıyoruz. Afrin’den halklardan elinizi çekin, bırakın halklar özgür yaşasın. AKP Genel Başkanı bırakamaz. Onun iktidar hırsı var, koltuğunu terk etmemek için bütün dünya halklarına savaş ilan etmeye hazır görünüyor.
SEMİH VE NURİYE’YE SELAM
Semih ve Nuriye’ye selam gönderiyorum. Onlar KHK’ya karşı direnen eğitim emekçisi. Eğitim yılı başladı ama Nuriye ve Semih ölüme mahkum edilmek isteniyor. İşini kaybedenler için, yürütülen bir mücadele ve direniştir. Nuriye ve Semih’e selam olsun. Bu mücadele Nuriye ve Semih’ler yaşasın diye.
TÜKİYE’NİN BARIŞA İHTİYACI VAR
Türkiye’nin bir barışa ihtiyacı var. Katliamların, kutuplaştırmanın sebebi bizim barış içinde yaşamıyor oluşumuzdandır. Türkiye’de yaşayan kim olursa olsun, demokratik cinsiyet özgürlükçü ve eşit yaşamı hak ediyor. Bunun için mücadele ediyoruz. Yeni bir yaşamı birlikte kurmak için Sayın Abdullah Öcalan’ın tecridinin ortadan kaldırılması, demokratik çözüm için, birlikte yaşam için hep birlikte tecridi kaldırmak için mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor.
Bugün Öcalan fotoğrafını da yasakladılar, onun çözüm projesini yok edemezsiniz, halkın gönlünden alamıyorsunuz. Neden demokrasi projesini Türkiye halklarının özgür yaşamı için fırsata çevirmiyoruz. Türkiye demokrasi güçlerinin önünde duran sorun budur. Demokrasi güçleri tek adam rejimini yıkmak istiyorsa, militarist, ırkçı, talancı, rantçı sistemi yıkmak istiyorsa bu sese kulak vermeli. Tecrit kalkmalı, yeni yaşam el birliğiyle demokrasi güçlerinin birliğiyle oluşturulmalıdır. Faşizmi durdurmak için birlikte mücadele yürüteceğiz. Ya hep birlikte ya hiç birimiz."
IRKÇILIK ŞERBETİNİ İÇMİŞLER
Kemalbay'ın ardından HDP Sözcüsü Osman Baydemir konuştu. Baydemir Tuğluk'un cenazesine saldırı olayı ile ilgili " Erdoğan diyor ki 'Cenazeye saldıranlar içmişler'di. Evet 2 yıldır topluma verdiğin ırkçılık şerbetini içmişler" sözleri ile açıklamaya tepki gösterdi.
Baydemir konuşmasının devamında, "Erdoğan, haddini aşarak Demirtaş için 'terörist' demişti. Ey AKP Genel Başkanı Allah'ta biliyor, kim şiddetten besleniyor. Erdoğan için tazminat davası açmıştık. Mahkemeye dilekçe göndermiş. Düşünce özgürlüğü diyor, insan hakları diyor. Peki arkadaşlarımız niye cezaevinde, sadece konuşmalarından. Erdoğan konuşunca düşünce özgürlüğü de muhalefet konuşunca hapis mi?" dedi.
'DEMİRTAŞ'A ÖZGÜRLÜK'
Binlerce insanın katıldığı mitingde tutuklu olan HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş'a özgürlük sloganları atıldı. Miting alanına sadece HDP ve DBP flamaları alındı. Tertip Komitesi tarafından belirlenen sloganlar dışında başka sloganlar atılmasına izin verilmedi. HDP Eş Genel Başkanı ve milletvekillerinin konuşmalarının ardından sanatçılar sahne aldı. Halaylar çekildi. Müzik dinletisinin ardından miting sona erdi.
MİTİNGLER SÜRECEK
HDP, başlattığı eylem kapsamında Diyarbakır’ın ardından 20 Eylül’de Van’da, 24 Eylül’de Adana’da, 30 Eylül’de Mersin’de ve 14 Ekim’de de İzmir'de miting düzenleyecek. Mitingler, "Durmayalım, dur diyelim, faşizmi durduralım, birlikte değiştirelim" sloganı ile yapılacak.