Prof. Dr. Hamit Bozarslan: Amaç, Esad’ın düşürülmesi değil, Suriye’nin bölünmesi
‘İrfan Aktan ile Dipnot’ programının konuğu olan Prof. Dr. Hamit Bozarslan, HTŞ'nin başlattığı saldırılar sonrası Suriye'de olası senaryoları yorumladı: Amaç, Esad’ın düşürülmesi değil, Suriye’nin bölünmesi
Artı Gerçek - 29 Kasım’da Suriyeli grup Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm (HTŞ)’nin Halep’e düzenlediği saldırıları bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? Bölgesel ve küresel güçlerin rolü ve bölgedeki önemli aktörlerden Kürtlerin yeni dönemdeki tutumu ne olacak?
İrfan Aktan ile 'Dipnot' programında konuk olan tarihçi ve Ortadoğu Uzmanı Hamit Bozarslan,"Suriye savaşında yeni perdenin arkasında kimler var, Kürtleri ne bekliyor?" sorularını yanıtladı.
‘HTŞ’NİN GÜCÜ DEĞİL, AKTÖRLERİN GÜÇSÜZLÜĞÜ’
Bozarslan, HTŞ'nin başlattığı ve Halep ve Hama'yı ele geçirdikleri saldırılarla ilgili “Söz konusu olan HTŞ’nin gücü değil, bu aktörlerin güçsüzlüğü. Bu güçsüzlükten doğan boşluktan yararlanabildi. Suriye’de cihadistanın oluşmuş olması Ortadağu’nun geleceği için son derece endişe verici bir nokta. Bu cihadistan devam eder ve ayakta kalabilirse İsrail bir cihadistan ile komşu haline gelecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Bozarslan, çatışmaların sürdüğü bölge HTŞ’nin nasıl nasıl ortaya çıktığı ve mevcut konumunu şöyle değerlendirdi:
“Suriye’de rejiminin tek gücü statükoyu devam ettirmesiydi. Statükoyu devam ettirmesi için rejimin yolsuzluklardan korunması ve askeri bir güce sahip olması gerekliydi. Görünen o ki bu söz konusu değil. Rejimin ayakta kalmasını sağlayan en önemli aktörlerden biriydi. 2013’te El-Kuseyr’i alarak Lübnan sınırı, Şam, Humus ve Laskiye’yi birleştiren bir Hizbullah’tı. Bir diğer aktör İran, Ortadoğu’da milis diplomasisi dışında hiçbir diplomasiye sahip olmadı. Ortadoğu’da milisler ile sahip olma stratejisi, son derece zayıflamış durumda. Son aktör Rusya. Rusya, Ukrayna’da bir kaç metrekareyi ele geçirmek için elindeki son derece önemli insan ve askeri kaynakları yoğun bir şekilde heba etti. Şu anda Rusya’nın Suriye’de önemli bir aktör olma imkanı son derece kısıtlı. Söz konusu olan HTŞ’nin gücü değil, bu aktörlerin güçsüzlüğü. Bu güçsüzlükten doğan boşluktan yararlanabildi.”
‘İSRAİL’İN İSTEDİĞİ BİR SENARYO’
Bölgesel ve küresel aktörlerin konumlanışına değinen Bozarslan, cihatçı grupların varlığını İsrail ve ABD boyutu ile açıkladı:
“İsrail, müdahil değiliz dese de İsrail’in istediği bir senaryo, istediği bir strateji. İsrail bu senaryo yoluyla hem Suriye’nin parçalanması ve kontrol edilebilmesi mümkün olabilirken hem de İran ve Lübnan arasında geçiş hattı olan Suriye’nin artık neredeyse tarafsızlaştırılmış bir bölge dönüştürülebilmesi söz konusu olabiliyor. ABD için de bu kısmen geçerli. ABD, 1980’li yıllarda Afganistan’daki cihadi grupları destekledi bunun sonucu 11 Eylül oldu. Şu anda Suriye’deki cihadist grupların gelecekte İsrail’e, Amerika’ya karşı olmayacaklarını garantileyen hiçbir şey yok.”
YENİ BİR CİHADİSTAN MI OLUŞACAK?
Bozarslan, çatışmaların ardından bölgede oluşabilecek senaryoya ilişkin soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Afganistan milli bir cihadistan olarak değerlendirilebilir. Suriye’de şu anda kendi içinde bölünmüş olan bir cihadistanın oluşmuş olması Ortadağu’nun geleceği için son derece endişe verici bir nokta.”
“Lübnan basınına baktığımızda cihadist gruplar Humus’a doğru ilerliyor. şu anda söz konusu olan Şam’ın ve Esad’ın düşürülmesi değil, Suriye’nin bölünmesi. Suriye rejiminin toprakları üzerinde kontrolü kazanmasının imkansızlaştırılması. Rejimi devirmek değil, İran’ı zayıflatmak söz konusu. İran ve Lübnan arasındaki ilişkiyi kopartmak. Bu cihadistan devam eder ve ayakta kalabilirse İsrail bir cihadistan ile komşu haline gelecek.”
'CİHADİ GRUPLARIN TÜRKİYE’YE İTAAT ETMELERİ İÇİN EN UFAK BİR NEDEN YOK'
Bozarslan mevcut ve olası senaryoları sıraladı:
"Kazanan Türkiye olamayacak. Çünkü bu cihadi grupların Türkiye’ye itaat etmeleri için en ufak bir neden yok. Kimsenin Esad’ı devirmek gibi bir stratejisi yok. Esad’ın ‘ısırma’ kapasitesini kaybettiği bir rejime dönüştürülmesi hedefleniyor."
'SURİYE KÜRDİSTAN’I DARALIYOR'
"Suriye Kürdistan’ı daralıyor. Afrin kaybedildi. Kürt güçlerinin Minbiç’te ne kadar kalabileceğini bilemiyoruz. Doğu’da Kürdistan’ın genişlemesi ve yayılması olgusu ile karşı karşıyayız. Rakka’nın büyük kısmını kürtler oluşturmasa da Rakka’da her zaman Kürtler oldu. Rakka’da hakim olan güç Kürt aktörleri.
'DEYRİZOR’DA DA RAKKA’YA BENZER BİR DURUM YAŞANMAKTA'
"Deyrizor’da da Rakka’ya benzer bir durum yaşanmakta. Bu bölgenin tamamen Kürdistanlaşacağı anlamına gelmemekte. Ama şu an için Kürt aktörlerin yoğun bir şekilde hakim olduğu bölge."
"Trump’ın atadığı üç kişi Kürt yanlısı ya da Rojava’nın yok edilmesini istemeyen kişiler. Trump’ın stratejileri neler olacak, ABD-Türkiye ilişkileri neler olacak, Irak buna ne kadar müdahil olacak? Bu soruları henüz bilemiyoruz."
"Kürtlerin hakim olduğu, Sünni cihadi aktörlerin -Türkiye yanlısı olsun olmasın- hakim olduğu ve resmi rejimin kontrol ettiği, şu anda Lübnan sınırından Lazkiye’ye kadar giden bölge olmak üzere bölgede üç oluşum var."