'Sadece cezaevindeki oğlum için yürüyüşteyim'
Adalet Yürüyüşü'nde hedef gösterilen ve Aydınlık Gazetesi'nin 'darbeci' diye manşete taşıdığı Veysel Kılıç, darbe girişiminde askerlerin karşısına çıkmış bir vatandaş.
Sibel HÜRTAŞ
ANKARA- Önce Akşam Gazetesi’nin ardından Aydınlık Gazetesi’nin "darbeci" diye manşetine taşıdığı Adalet Yürüyüşü’nde yer alan Veysel Kılıç 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde askerlerin karşısına çıkmış bir vatandaş. Aynı anda Boğaz’a gönderilen Harp Okulu öğrencisi oğlundan haberi yok ama "Eğer haberim olsaydı önce onu oradan kurtarmaya giderdim" diyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’nde çok sayıda isim yer alıyor ama en fazla dikkat çeken yürüyüşçü Veysel Kılıç oldu. 65 yaşındaki Veysel Kılıç, Hava Harp Okulu öğrencisi olan oğlu Selahattin Kılıç, cezaevinde olduğu gerekçesiyle Hükümete yakın medya tarafından hedef gösterildi. Veysel Kılıç’ın eylemde yer alması, Kılıçdaroğlu için "darbecilerle yürüyor" haberlerinin yapılmasına neden oldu.
Veysel Kılıç, 65 yaşında bir işçi emeklisi. 4 çocuğu var, ikisi evli, üçüncü çocuğu olan Selahattin Kılıç Hava Harp Okulu’nda öğrenci, en küçük kızı ise İlahiyat Fakültesi’nde okuyor. Kılıç’ın yaşamı ise 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından değişmiş.
15 TEMMUZ GECESİ SOKAKTAYDIM
Kılıç, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi haberini alınca İlahiyat öğrencisi kızı ile sokağa çıkıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi binası önüne kadar gidiyor. O geceyi, "Ateş açtılar, çok yakınımızdan kurşunlar geçti" diye anlatıyor. O Belediye binası önündeyken, küçük oğlunun ise komutanının emriyle Boğaz Köprüsü’ne gönderildiğinden haberi yok. Kılıç, "Eğer ben o gece oğlumun orada olduğunu bilseydim ne olursa olsun Boğaz Köprüsü’ne gider, oğlumu onların elinden alırdım" diyor.
Oğlu Selahattin Kılıç’ın, "tatbikat var" denilerek, eğitim yaptıkları Yalova’dan otobüslerle Boğaz Köprüsü’ne getirildiğini öğrendiğini anlatıyor Kılıç. "Komutanın emriyle gitmişler. Komutan kendisine karşı çıkan iki askeri bacaklarından vurmuş" diyor ve gerisini şöyle anlatıyor:
"Oğlum ve arkadaşları Boğaz Köprüsü’ne zorla götürüldüler. Orada arkadaşları linçe uğradı. İki askerin boğazı kesildi. Oğlum ve diğerlerini de toplayıp, cezaevine attılar. Hala ortada iddianame yok."
Veysel Kılıç, tam bir yıldır oğlu ve arkadaşları için mücadele ediyor. Ama Boğaz Köprüsü’nde erlere yaşatılanları hiç unutmayacağını söylüyor. Boğaz Köprüsü’nde boğazı kesilen erin namazını hiçbir imamın kılmadığını öğrenmiş. Bunun üzerine diğer velilerle birlikte toplanıp, İzmir’e boğazı kesilen erin ailesini ziyaret etmişler. Kılıç, tam bu olayı anlatırken, ağlamaya başlıyor. "O çocuğun odasına girdim ki benim oğlumla yan yana fotoğraf çektirip, odasına asmış. Meğer o çocuk benim oğlumla arkadaşmış. Hanımım o fotoğrafı görünce bayıldı. Ben de diğer velilerle gıyabında cenaze namazını kıldım. O askerin babası perişan haldeydi. Sanki bir kurbanlık verir gibi o çocuğu elbisesiyle o haliyle bir bohçada eline vermişler" diyor.
AK PARTİ’YE DE GİTTİM SARAY’A DA
Veysel Kılıç, o günden beri oğlunun serbest bırakılması için mücadele ediyor. Adalet Bakanlığı’na gelip eylem yaptığını, Meclis’e gittiğini anlatıyor. Her eylemi için İstanbul’dan Ankara’ya geliyor, her seferinde eli boş dönüyor. Bir Meclis eyleminde, milletvekilleri "Buraya değil Saray’a git" diyorlar. Saray’ın yolunu sora sora öğreniyor. Burada eylem yapmak yasak, korumalar başına gelir gelmez Saray’ın kapısı önünde kendini yere atıyor, "Derdimi anlatmadan şuradan şuraya gitmem" diyor. Tam bu sırada Saray’a gelen bir milletvekili, Veysel Kılıç’ın yanına gidiyor. Konuşuyorlar, başka milletvekilleriyle de konuşuyor. Yani şimdi onun için "darbeci" diyorlar ama Veysel Kılıç’ın hikayesini bilmeyen, onunla konuşmayan AK Partili bir vekil yok Ankara’da.
Oğlu için yaptığı mücadele yüzünden sosyal çevresinden de dışlandığını anlatıyor. Rizeli olan Kılıç, tepkileri de hemşehrilerinden almış. Adalet Yürüyüşü’nün Rizeli CHP Milletvekilleri de tanıyor Veysel Kılıç’ı. Kılıç’ın TBMM’ye her gelişinde sık sık içini döktüğü, "oğlumu oradan çıkarın" dediği ilk adreslerden biri de burası.
KILIÇDAROĞLU’NU TELEVİZYONDA İZLEDİM
Veysel Kılıç, 14 Haziran günü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Adalet Yürüyüşü" açıklamasını izlemiş. Eyleme nasıl katıldığını, "15 Haziran günü Silivri’de görüş günümüzdü. Hanıma sen cezaevine görüşe git dedim, ben Harem’den kalkan otobüse binip sabah Kızılay’a geldim" diye anlatıyor. Kılıç, "Senin talebin ne?" sorusuna karşılık, elinde oğlunun resminin de asılı olduğu bayrak asasının ucundaki yazıyı gösteriyor. Bu yazıda, "Ben oğlumu istiyorum. Sizin bağımsız tarafsız dediğiniz adalete inanmıyorum. Ben ülkemde özgür yaşamak istiyorum. Türkiyemi seviyorum. Bu askeri öğrencilerin suçsuz olduğuna ben inandığım gibi 80 milyon da inanıyor" yazıyor.
UMUT OLSUN…
Oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu anlatan Kılıç, "Ama psikolojisi umutsuz. Şimdi orada yüzlerce asker aynı yerde kalıyor. Beni ne zaman görseler televizyonda ya da onlar için mücadele eden bir söz söyleyen birini ne zaman görseler, umutlanıyorlar" diyor.
Belli ki Kılıç, tüm bu eylemlerden sonuç alamayacağını biliyor. Sanki tek derdi "Oğlum ve arkadaşları beni televizyonda görsünler de içleri umut dolsun".