Selvi: 3 kamuoyu araştırma şirketinin yöneticisiyle konuştum

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 23 Haziran'da gerçekleşecek seçimde 'iki k'nin belirleyeceği olacağını belirtti.

Selvi: 3 kamuoyu araştırma şirketinin yöneticisiyle konuştum

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, üç anket şirketinin yöneticisiyle konuştuğunu belirtti ve bu seçimde iki 'K'nın öne çıktığını söyledi. Selvi, "AK Parti’de muhafazakâr Kürt seçmende değişikliğin başladığı görüşü hâkim. Pontus tartışmasından sonra Karadeniz seçmeninin tavrı ne olur, belli değil. İki K’ya bir de R’yi eklemek lazım. Seçim rüzgârı nereden esiyor? Bir de ona bakmak lazım. Rüzgâr önemli..." dedi.

Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te "Canlı yayın ne kadar etkili olacak?" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

Kamuoyu araştırma şirketleri, Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın çıkacağı tartışma programından sonra yeni bir anket yapmayı planlıyorlar.

Çünkü iki adayın çıkacağı programın kararsız seçmen üzerinde etkili olacağı düşünülüyor. Konsensus Araştırma Şirketi Genel Müdürü Murat Sarı, tartışma programının yüzde 3’lük bir oy oranını etkileyeceği görüşünde. 31 Mart seçimlerinde iki aday arasındaki farkın binde 1.5 olduğu dikkate alınırsa, yüzde 3 devasa bir oran demek. Adayların performansı kadar programı yönetecek olan İsmail Küçükkaya’ya da tarihi bir görev düşecek.

Adaylar yüzde 3’ü yarı yarıya mı paylaşacak? Yok. Kim daha başarılı bir performans gösterirse yüzde 3’ten büyük dilimi alacak.

KARARSIZ SEÇMEN UYARISI

Yazıya oturmadan önce 3 kamuoyu araştırma şirketinin yöneticisiyle konuştum. Genar Başkanı İhsan Aktaş, Konsensus Araştırma Genel Müdürü Murat Sarı ve Optimar Başkanı Hilmi Daşdemir, bundan sonraki sürecin kararsız seçmeni etkilemeye dönük olacağı üzerinde durdular. İstanbul seçimlerinin sonucunu sandığa gitmeyen 1 milyon 700 bin seçmen belirleyecek. Ancak bu seçmenin bir bölümü yine gitmeyecek. Partiler 24 Haziran’da oy kullanmış ama 31 Mart’ta sandığa gitmemiş olan yüzde 4’lük dilim üzerinde duruyorlar.

Başından beri cevabını aradığım bir soru var. Peki seçmen 31 Mart’ta oy verdiği yerde çakılı bir şekilde duruyor mu? Seçimden bu yana yaşanan süreçten etkilenmedi mi?

YSK’nın iptal kararının yüzde 6’lık bir kesimi etkilediği gözleniyor. 31 Mart’ta oy kullananların yüzde 94’ünün ise pozisyonunu koruduğu ifade ediliyor. Küçük küçük belirsizliklerin büyük sonuçlara yol açacağı bir seçime gidiyoruz. O nedenle hiçbir parti bize oy verenler sandığa gidince yine bizi tercih edecek diye beklemesin. Sabit seçmen var ama sonuçları sabit seçmen değil, sebat etmeyen seçmen belirleyecek.

‘İKİ S’ SEFERBERLİĞİ

Seçimlere 11 gün kala partiler "iki S"ye odaklanmış durumdalar. Buna seçmen ve sandık seferberliği demek mümkün.

1- İstanbul dışında olan seçmenlerin oy kullanmasını sağlamak.

2- Sandıklara sahip çıkmak.

Çünkü kim seçmenini sandığa taşıyabilirse o kazanacak. 1977 seçimlerini hatırlıyorum. Yaşlılar sırtta taşınmış, hastalar hasta yatağında sandığa getirilmişti. Erdoğan’ın kazandığı 1994 seçimlerinde de Refah Partisi’nde her seçmen bir kişiye zimmetlenmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her şeyi kontrol edeceğiz, denetleyeceğiz" dedi. Peki AK Parti’de durum ne? AK Parti’nin Erdoğan’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandıran 1994 ruhuyla çalıştığı ifade ediliyor. Tabii o ruh ne kadar kaldıysa... Cumhurbaşkanı Erdoğan da "1994’te olduğu gibi yüz yüze, ruberu çalışmamız lazım" demişti.

Bu seçim "iki K" üzerinden yürüyor.

1- Karadenizliler

2- Kürtler

AK Parti’de muhafazakâr Kürt seçmende değişikliğin başladığı görüşü hâkim. Pontus tartışmasından sonra Karadeniz seçmeninin tavrı ne olur, belli değil. İki K’ya bir de R’yi eklemek lazım. Seçim rüzgârı nereden esiyor? Bir de ona bakmak lazım. Rüzgâr önemli...

ysk Ak Parti abdülkadir selvi Hilmi Daşdemir İhsan Aktaş OPTİMAR Murat Sarı