Sokak hayvanlarının kurtuluşu: Kısırlaştırma, aşılama ve besleme

Sokak hayvanlarının kurtuluşu: Kısırlaştırma, aşılama ve besleme
Son dönemde tartışmalara neden olan sokak hayvanları konusu, Millet İttifakı'nın mutabakat metnine de yansıdı . Ancak hayvan hakları savunucularına göre metindeki öneriler çözüm üretmekten uzak. Aktivistlere göre çözüm kısırlaştırma ve aşılamadan geçiyor.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL - Son dönemde sokak hayvanlarına yönelik artan ve görünür hale gelen şiddet siyasetin de gündemi haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya'da gerçekleştirilen G20 Zirvesi sonrası uçakta gazetecilerin sorularına verdiği yanıtta sokak hayvanlarının yerinin barınaklar olduğuna işaret etti. Altılı Masa’nın mutabakat metninde de ‘hayvan hakları’ başlığı ile yapılacaklar listesi maddeler halinde yer aldı. Ancak hayvan hakları aktivistlerine göre bu haliyle öneriler hayvan haklarının yeteri biçimde korunmasının uzağında.

Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu'nun (Dayanışma FED) yaptığı saha araştırmalarına göre Türkiye’de yaklaşık olarak iki buçuk milyon civarında sokak köpeği yaşıyor. Sokak hayvanlarına yönelik tartışmalarda en çok sokak köpeklerinin durumu gündeme getiriliyor. Bazı kesimler ‘başıboş’ köpeklerin sokaklarda çocuklara zarar verdiğini ve güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle toplatılmasını savunuyor. Pek çok çevre ise sokak hayvanlarının toplatılmasının, öldürülmeleri anlamına geleceğine dikkat çekiyor. Konya barınağında bir köpeğin başına kürekle vurularak öldürülmesi de bu yöndeki kaygıları arttırdı. Millet İttifakı'nın mutabakat metninde hayvan haklarına yönelik önerisinin ilk iki maddesinde “Hayvan haklarını anayasal güvence altına alacağız. Hayvanlara haklarını teslim eden, yaşama haklarını teminat altına alan, mevcut hakları daha ileri götüren Hayvan Hakları Yasasını çıkaracağız.” deniyor.

'ÖNCE PSİKOPATLAR TOPLANSIN'

Ancak Dayanışma FED Yönetim Kurulu Başkanı Timur Ugan bu maddelerin hayvan hakları savunucuları tarafından zaten Meclis'e sunulduğunu belirterek, “Uygunsuz şartlarda kafeslerin içinde bakım veren barınak anlayışını değiştireceğiz” maddesinin eleştiriye neden olduğunu söyledi. Ugan, barınakların bu haliyle sokak hayvanlarına karşı uygulanan şiddeti önlemede yetersiz olacağına dikkat çekti ve şöyle konuştu:

“Barınak meselesini kim uydurdu bilmiyorum, fakat siyasilere danışmanları yanlış bilgi veriyor. Barınak diye bir şey yok. Bu kavram olarak da kanunda yok. Kanunda olmayan bir şeyi seçim bildirgesine nasıl yazarlar. ‘Sokakları güvenli hale getireceğiz’ diyorlar. Köpekler bir lokma ekmek için kuyruğunu kıstırıp geziyor. Sokakları güvenli hale getireceklerse psikopatları toplasınlar önce.”

‘TÜRKİYE’DE HER AY 40 BİN HAYVAN SOKAĞA BIRAKILIYOR’

Hayvanların toplatılıp barınaklara kapatılmasını savunanların en çok başvurduğu argüman, Avrupa ülkelerinde, sokak hayvanlarının toplatıldığına dair bilgi. Avrupa’nın sokak hayvanlarına ilişkin ilk adımları 1900’lü yıllarda atmaya başladığına dikkat çeken Ugan, sanıldığı gibi sokak hayvanlarının bu ülkelerde toplanmadığını kısırlaştırılan ve aşılanan hayvanların daha sonra sokaklara geri bırakıldığını ve besleme faaliyetlerinin de devam ettiğini sözlerine ekledi. Uzun yıllara dayanan kısırlaştırma uygulamaları ile sokak hayvanı popülasyonunun kontrol altına alındığını belirten Ugan, Türkiye'nin bunun çok uzağında olduğunu söyledi. Sahiplenilen hayvanların tekrar sokağa bırakılmasına karşı caydırıcı cezaların devreye alınması gerekliliğinin altını çizen Ugan, Türkiye’de şu an ayda 40 bin hayvanın sokağa terk edildiğini kaydetti. Ugan, sokak hayvanı popülasyonunun kontrol altına alınması için hayvanların üretim ve satışın yasaklanmasının ve bunun sıkı biçimde denetlenmesi gerektiğinin de altını çizdi.

‘ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR’

Türkiye’de, sokak hayvanlarının sayısının kontrol altına alınması için uygulanan yöntemlerin ilkel olduğunu savunan Ugan, 1.300 ilçede kısırlaştırma-aşılama merkezlerinin kurulması durumunda, iki buçuk milyon köpeğin altı ay gibi bir sürede kısırlaştırılabileceğini belirtti.

Ugan, cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın söylediği, sokak hayvanlarının barınaklara konulması önerisinin gerçekçi olmadığını belirten Ugan, iktidarın mevcut politikalarını da şu sözlerle eleştirdi:

“Kapıkule ve Sarp’tan bavullarla yüzlerce yavru hayvanlar taşınıyor sonra bir kısmı sokağa bırakılıyor. Cumhurbaşkanı, iki buçuk milyon köpeği koyacak barınak duymuş, görmüş mü? Barınaklar ölüm kampı gibi hayvanlar birbirini yiyor. Barınak denilen anlayışın toplama kampından farkı yok. Türkiye’de barınak diye bir kavram yok. Yasal olarak geçici bakım evi diye tanımlanıyor. Bunun dışındaki bütün uygulamalar kanun dışı. Zaten ısırma vakalarının onda dokuzu sahipli hayvanlardan geliyor. Tasmasız, sahibi yanında olmadan hayvan sokakta gezdirilemez. Sorun sahipli hayvanlarda. Cins hayvan ve petshoplarda hayvan satışının yasaklanmasını Meclis’te kabul ettiremedik. Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu AKP Milletvekili, ‘cins köpek ihtiyacı olanlar bunu nereden karşılayacak’ anlayışına sahip. Biz sokaklardan sahipli hayvan topluyoruz.”

'DUYARSIZLIĞIN ARKASINDA RANT ÇETELERİ VAR'

Ugan, sorunun çözümünde eğitim ve bilgilendirmenin önemli olduğunu belirterek, kamu spotu yayınlanması ile ilgili bugüne kadar pek çoktalepte bulunduklarını ancak karşılık bulamadıklarını belirtti. Ugan’a göre bunun duyarsızlığın arkasında 'rant çeteleri' var. Türkiye’de yıllık mama, aşı ve ilaç sektörünün 3 milyar dolarlık bir ciroya sahip olduğunu belirten Ugan, sokak hayvanlarının toplanıp, aşılanması gibi faaliyetlerin yaklaşık 500 milyon liraya hayata geçirilebileceğini söyledi.

Öne Çıkanlar