Soma Katliamı'nda kamu görevlilerine yargılanma yolu
AYM, Soma Katliamı'nda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanma yolunu açtı.
İsa Uğur ERDOĞAN
ARTI GERÇEK- Anayasa Mahkemesi (AYM), 301 işçinin hayatını kaybettiği 13 Mayıs 2014'te yaşanan Soma Katliamı'nda yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin kamu görevlilerinin yargılanması için yaptığı başvuruyu karara bağladı. AYM kararında, kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin 'soruşturma izni verilmemesi' kararını kaldırdı.
Soma Katliamı'nda yakınlarını kaybeden üç maden işçisinin aileleri Soma Katliamı için yürütülen ceza soruşturması kapsamında kamu görevlisi olan bazı şüpheliler hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğine illişkin AYM'ye başvuruda bulunmuştu.
AYM kararında, "Kamu makamlarının muhakeme hatasını veya dikkatsizliği aşan kusurlarının bulunduğu yani olası sonuçların farkında olmalarına rağmen kendilerine verilen yetkiler kapsamında tehlikeli bir faaliyet nedeniyle oluşan riskleri bertaraf etmek için gerekli ve yeterli önlemleri almadığı durumlarda ilgililer diğer hukuk yollarına başvurmuş olsalar dahi bireylerin hayatının tehlikeye girmesine neden olan kişiler aleyhine hiçbir suçlamada bulunulmaması ya da bu kişilerin yargılanmaması yaşama hakkının ihlaline neden olabilir" değerlendirmesi yapıldı.
BİLİRKİŞİ HEYETİ RAPORU
Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'nın katliamın ardından yürüttüğü soruşturma kapsamında, bilirkişi heyeti;
Maden ocağı havalandırması, sensör ölçümleri, elektirk dağıtım hatları ve trafolarda yaptığı incelemede pek çok ihmal tespit etmişti. Heyet topuk olarak adlandırılan tavanda çökmeyi engellemek için bırakılan kömürün yanmasıyla esas olarak katliama davetiye çıkarıldığını ortaya koymuştu.
TKİ’den devralan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin ocakta sıcaklığın yükselmesi ve karbondioksitin artmasına rağmen üretime devam ettiğini belirterek şirket yetkililerinin dışında, TKİ- Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) kontrol baş mühendisini sorumlu tutmuştu.
Bilirkişi heyeti ocağın havalandırmasının da doğru yapılmadığını ve havalandırma planını kabul eden Maden İşleri Genel Müdürü ve kontrol elemanlarını sorumlu buldu.
Ocak havalandırma, elektrik sistemi , haberleşme cihazları ve üretimin iki katına çıkmasına rağmen havalandırmaların aynı olmasından kaynaklı TKİ Yönetim Kurulu Başkanı, TKİ İşletme Dairesi Başkanı ve Maden İşletme Genel Müdürü ile ELİ Müessese Müdürü ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu ve Enerji Bakanlığı yetkililerinin sorumluğu olduğu tespiti yapılmıştı.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI SADECE AYLIK KESİNTİSİ YAPTI
Soma Cumhuriyet Başsavcılığı, kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin izin alınması gerektiği için, kamu görevlileri ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. görevlilerinin dosyalarını ayırarak, kamu görevlilerinin yargılanmasını Akhisar Cumhuriyet Başsavcığılı'na devretmişti. Soruşturma sonucunda kamu görevlilerine ilişkin herhangi bir dava açılmamıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, katliamın ardından geçen 45 gün içerisinde yeni bir bilirkişi heyeti incelemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek katliamın nasıl oluştuğuna ve ortaya çıkmasında sorumluluğu bulunanlar hakkında yeterli delil ve emarenin olmadığı gerekeçesiyle soruşturma izni vermedi.
Çalışma Bakanlığı ise izin vermemekle birlikte, disiplin soruşturması açtı. Bakanlık, ‘verilen görevleri kasten yapmamak’ suçlamasıyla açtığı soruşturmada üç memuruna sadece aylıktan kesinti yapma cezası verdi. Ancak itiraz edilen cezanın uygulanıp uygulanmadığı da bilinmiyor.
'YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ'
Yüksek Mahkeme başvuruya ilişkin, 'Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddiların kabul edildiğine' ve 'Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine' karar verdi.
AYM kararında kamu görevlilierinin yargılanma sürecine ilişkin, " Soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda olayın meydana geldiği maden ocağında iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne gibi eksiklikler bulunulduğu ve sözü edilen hususların olayın vuku bulmasına katkısı teknik yönden açıklandıktan sonra anılan eksiklik ve mevzuata aykırılıkların yapılan denetimler sırasında tespit edilmemesi nedeniyle 2010 yılından olay tarihine kadar olayın meydana geldiği, maden ocağını denetleyen Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin de olaydan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmelerinin yerinde olduğu ifade edilmiştir" tespitinde bulundu.
Yaşam hakkının ihlal edildiği sonucuna varan Yüksek Mahkeme, "Bu sebeple kamu görevlilerinin bilirkişi raporları ile tespit edilen ihmallerin ceza hukuku sorumluluğu doğurup doğurmadığı, bu ihmaller ile ortaya çıkan netice arasında ceza hukuku anlamında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusundaki değerlendirmelerin soruşturma makamlarınca yapılmasına müsaade edilmeden adli sürecin sona erdirilmesi etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmamıştır. Bireylerin hayatının tehlikeye girmesine neden olan kişiler aleyhine hiçbir suçlamada bulunulmaması ya da bu kişilerin yargılanmaması yaşama hakkının ihlaline neden olabilir" şeklinde ifadelere yer verdi.
Fotoğraf: İsa Uğur ERDOĞAN- Mersin Üniversitesi Öğrencileri Soma Anması