'Suçun büyüğü Vali Vasip Şahin'de'

Kadın Dernekleri Federasyonu 115 hamile çocuk skandalını ortaya çıkaran hastane görevlisine destek verdi ve sorumlu bakanlara bir dizi soru sordu.

'Suçun büyüğü Vali Vasip Şahin'de'

ARTI GERÇEK - İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’de ortaya çıkan hamile çocuklar skandalı üzerine Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu adına Federasyon Başkanı Canan Güllü bir açıklama yaptı.

Hastanede 5 aylık süreçte, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu saptanmış. Bu bilgilerin kamuoyundan gizlenmeye çalışıldığı ortaya çıkarılmıştı. Bir hastane görevlisinin çabasıyla ortaya çıkan skandalda, aynı hastane görevlisi hakkında inceleme başlatılmış ve görev yeri iki kez değiştirilmişti. Hastanenin üst düzey bir yetkilisi, konu ile ilgili bir ihmal olmadığı bilgisini aldığını, ancak raporu görmediğini söyledi.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu adına Federasyon Başkanı Canan Güllü konuya ilişkin yaptığı açıklamada; "Son dönemde artan çocuk istismarı vakalarının bizzat erki elinde tutanlar tarafından neden kamuoyundan gizlenmeye çalışıldığının, neden konuşulmadığının ve neden sadece göstermelik önlemlerle üzerlerinin örtüldüğünün somut bir örneğidir.

Öyle ki, kadınları, çocukları ve mültecileri savunmasız bırakıp en kırılgan gruba hapseden hükümetin kadın, çocuk ve mülteci konusunda, plansız ve sistemsiz politikaları bu korkunç istismara zemin hazırlamıştır" dedi.

'SUÇUN BÜYÜĞÜ VASİP ŞAHİN'DE'

Güllü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’a şu soruları yöneltti:

1 - Kamuoyuna sıklıkla yansıyan, aralarında Suriyeli kız çocuklarının da bulunduğu, çocukların zorla evlendirildiği, cinsel istismara ve tecavüze uğradıklarına ilişkin vakalarla ilgili olarak bakanlıklarınız ne gibi derinlemesine çalışmalar yapmakta, çocukları koruyucu ne gibi önlemler almaktadır?

2 - Bahsi geçen 115 çocuğun hamilelik sebebiyle hastaneye yaptığı başvuruyla ilişkin görevini yerine getirmemiş olan kamu görevlileri ile ilgili kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık oluşmuştur. Bu vakaya ilişkin olarak öncelikle TCK 280 maddesinin sağlık personeline bildirim yükümlülüğünü zorunlu kılmasına, 2009 tarih ve 25312 sayılı Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin bir karar olmasına rağmen olayları görmezden gelen ve soruşturma açılması yönünde gereğini yapmayan İl Sağlık Müdürü ve hastane içinde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve görevini getireni de yer değişikliği ile cezalandıran hastane yetkilileri suçludur. Ancak asıl suçun büyüğü konuya ilişkin yaptığı açıklamada "15-18 yaş arası gebeliklerde bildirim cebir, şiddet ve baskı varsa bildirilmesi zorunludur" diyerek konuyu hiçbir adli ve tıbbi veriye dayanmadan "istismar" olmaktan çıkaran İstanbul Valisi Vasip Şahin’indir.

3 - Bu konuya ilişkin, olayın üzerinin örtülmeyeceğine, görevini ihmal eden kamu çalışanları ile ilgili gerekli yasal yaptırımların yerine getirileceğine dair bakanlıkların kamuoyuna bir güvence vermesi söz konusu olacak mıdır?

'HASTANE GÖREVLİSİNİN YANINDAYIZ'

Kamuoyunu duyarlılığa çağıran Güllü şunları söyledi: "Skandal 'cinsel istismar' önergesini savunurken 'küçüğün rızası' tanımlaması yapmaktan çekinmeyen Adalet Bakanı’ndan, Ağrı ilinin sığınakta kalan kadınların adresini ailesine bildiren devlet görevlisine kadar, kız çocuğunu cinsel istismardan yargılanan babaya tutuksuz yargılama kararı vererek çocuğu aynı evde babasıyla yaşamaya mecbur eden hakimden, karakolda aile içi şiddet mağduru kadını kocasıyla barışmaya ikna etmeye çalışan polis memuruna kadar herkes bizi bu ülkede çocuklara tecavüzün ve kadına şiddetin günlük haber sayıldığı bir noktaya getirmiş olmaktan dolayı suçludur.

İşte bu nedenle, Türkiye’nin imza attığı ve uluslararası bağlayıcılığı bulunun İstanbul Sözleşmesi gereği, bu vakada ihmali bulunan tüm kamu görevlileri hakkında resmi şikayette bulunacağımızı, konudan mesul bakanlıkların görevlerini yerine getirip getirmediklerini izleyerek süreci ulusal ve uluslararası kamuoyu ile paylaşacağımızı ve olayın ortaya çıkmasını sağlayan hastane görevlisi arkadaşımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz."

Güllü açıklamasını şu şekilde bitirdi: "6. kere uzatılan ve bu süreçte OHAL dâhil hiçbir kısıtlama bu ülkede kadınların ve çocukların sesinin kısılması için kullanılamaz. Ses çıkarmaya devam edeceğiz."

Canan Güllü