'Sürgünlük politik baskıların ürünüdür'
Avrupa Sürgünler Meclisi: 12 Eylül darbesinin 37. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada,'12 Eylül bugünün AKP-Erdoğan faşizmini de hazırlayan öncüldür' ifadesini kullandı.

HABER MERKEZİ- Avrupa Sürgünler Meclisi 12 Eylül askeri darebesinin 37 yıldönümü nedeniyle yayınladığı açıklamada "Hangi nedene dayanarak gerçekleşirse gerçekleşsin, kendi topraklarını terk etmek zorunda bırakılmak, yani sürgünlük, iktidar güçlerinin dayandığı politik baskıların bir ürünüdür." ifadelerini kullandı.
Avrupa Sürgünler meclisi tarafından yapılan açıklamada; 12 Eylül darbesinin demokrasi güçlerine karı yapılmış bir darbe olduğuna dikkat çekilerek,"12 Eylül 1980’de ordu, devlet olanaklarını kullanarak uzun süreli bir hazırlıkla oluşturduğu askeri bir darbe ile parlâmentoyu feshetti ve sınırsız bir güç ile ilerici, devrimci, sosyalist güçlere saldırdı. Zaten ırkçı devlet tarafından desteklenen faşist paramiliter güçlerin açık saldırısına karşı büyük bir direniş sergileyen, devrimci demokrat güçlere kanlı bir süreç başlatıldı. 650 bin kişi gözaltına alındı, 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişinin idam edildi. Demokrat, ilerici, devrimci binlerce kişi işlerinden atıldı. Emperyalizm ve onun yörüngesindeki Türkiye egemen sınıfları toplumun yeniden dizayna elbirliğiyle giriştiler.
Aydınlığı karartmaya yönelik tam bir cadı avı başlatı 14 bin kişi yurttaşlıktan atıldı, 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. 171 kişi gözaltında işkencede, yüzlerce kişi cezaevlerinde, sokaklarda ve dağlarda öldürüldü. Cumhuriyet tarihinin en büyük kitap yakma eylemi gerçekleştirilerek tonlarca kitap yok edildi." ifadelerine yer verildi.
12 EYLÜL "AKP - ERDOĞAN FAŞİZMİ"NİN ÖNCÜLÜDÜR
12 Eylül bugünün AKP-Erdoğan faşizmini de hazırlayan öncüllerden olduğunun vurgulandığı açıklamada daha sonra şu ifadelere yer verildi:
"Erdoğan faşizminin, 12 Eylül’ün "özünü kaybetmeden sürdürülen bir devamı" olduğunu söyleyebiliriz. 12 Eylül günümüzde daha şiddetli bir biçimde devam ediyor. Halklar yoksullaşırken, özellikle Kürt halkı yok sayılıp katledilirken, emek daha çok baskı altına alınırken, farklılıklar tekçiliğe mahkûm edilmeye çalışılırken, savaşlar yaygınlaştırılırken sürgünlerin sayısı da hızla artıyor.
Bugün bile hala aradan 37 yıl geçmesine rağmen, hukuk dışı 12 Eylül askeri mahkeme kararlarına dayanılarak insanlar yurt dışında interpol eli ile aranmaya devam etmektedir.
'SÜRGÜN İNSANLIK AYIBIDIR'
Bizler biliyoruz ki hangi nedene dayanarak gerçekleşirse gerçekleşsin, kendi topraklarını terk etmek zorunda bırakılmak, yani sürgünlük, iktidar güçlerinin dayandığı politik baskıların bir ürünüdür. Sürgünlük, insan onuruna yaraşır yaşam koşullarından mahrum bırakılan insanlığın, onurlu bir yaşamın olmazsa olmaz koşulu olan özgürlük arayışlarının dayattığı bir var olma biçimidir. Ve sömürü sistemini sürdürmek için baskıyı temel alan iktidarlar var olduğu sürece hem sürgünlük hem de sürgünlüğü yaratan koşullara karşı özgürlük mücadeleleri de hep var olacaktır. Ve dünyamızda özgürlük istemlerinin giderek büyümesini engelleyemeyen politik iktidarlar, geleneksel ya da modern hatta post modern darbeleriyle insanlığın bu yönelişini durdurmak için zulümlerini ne kadar artırırlarsa artırsınlar insanlığın umut dolu arayışını engelleyemeyeceklerdir.
Avrupa Sürgünler Meclisi, insanlık ayıbı olarak değerlendirdiği sürgünleştirmenin araçlarından biri olan askeri darbeleri lanetler ve insanlığın bu ayıbı bir kez daha yaşamaması için mücadelesini sürdüreceğini bir kez daha dünya halklarına duyurur.
12 Eylül’ü unutturmayacağız. Özü itibarıyla günümüze dek sürdürülen 12 Eylül sisteminin mahkum edilip, sonuçlarının bir bütün olarak kaldırılması için mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz."