'Suriye savaşının savaşçıları ve mültecileri Türkiye’de kalacak'
HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine müdahalesini Rusya’nın teşvik ettiğini söyledi.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Türkiye, Suriye Milli Ordusu (SMO) adını verdiği ÖSO grupları ile birlikte Suriye’nin kuzeyine başlattığı askeri harekâtın ardından bu bölgede askeri varlığını sürdürüyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dünya ülkeleri Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri harekâtına karşı çıkıyor. Diyarbakır’da gazeteciler ile bir araya gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, Türkiye’nin dış politikası, Suriye’ye yönelik askeri müdahaleye karşı Avrupa ülkelerinin tutumu ve girişimleri hakkında bilgi verdi.
"TÜRKİYE, ESAD KARŞITI GÜÇLERİN TASFİYESİ GÖREVİNİ ÜSTLENDİ"
Türkiye'nin Suriye’ye yönelik askeri harekâta başlayarak bütün uluslararası hukuku hiçe saydığını ifade eden Özsoy, bunun bir işgal hareketi olduğunu söyledi. Bu harekâttan Beşşar Esad’ın kazançlı çıktığını belirten Özsoy, Türkiye'nin uzun süredir Beşar Esad karşıtı güçlerin tasfiye edilme görevini üzerine aldığını söyledi. Rusya ve İran’la sürdürülen Astana ve Soçi sürecinin bunun bir parçası olduğunu ifade eden Özsoy, "Nereyse bütün Suriye muhalefeti Esad’a karşı değil, Kürtlere karşı yönlendirilmiş durumda" dedi.
"TÜRKİYE’Yİ TEŞFİK EDEN RUSYA"
Özsoy’a göre Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri harekâtını teşvik eden Rusya. ABD’nin, Türkiye’nin Suriye’de Kürtlerle birlikte harekât etmesi taraftarı olduğunu ifade eden Özsoy, "Türkiye’nin, Amerika’nın moderatörlüğünde Kürtlerle birlikte bir güvenli bölgeye gitmesi Esad için ciddi bir tehdit olarak görüldü. ‘Türkiye ve ABD güvenli bölge oluşturdu' açıklamasının ardından İdlib bölgesinde Türkiye’nin kulelerine (gözlem noktası) saldırılar olmaya başladı. Rusya Türkiye’nin Kürtlerle anlaşarak Suriye’nin kuzeyine girmesini istemiyordu. Bu iki gücün ABD garantörlüğünde yan yana gelerek güvenli bölge kurması Esad için çok ciddi bir sıkıntı olurdu. Dolayısıyla Rusya’nın tavrı ABD ile anlaşarak değil, Türkiye’nin ABD’ye rağmen Suriye’ye girmesiydi. Rojava’ya bu son saldırının fikir babası, ciddi anlamda destekleyen aslında Rusya’dır. Rusya şu anda Türkiye’nin Kobani’ye girmesi konusunda telkinleri ve baskılarını sürdürdüğünü düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"ESAD KÜRTLERİ HEDEF ALIRSA SURİYE DİYE BİR ÜLKE KALMAZ"
Türkiye’nin Amerika’ya rağmen Suriye’ye girmesinin Kürtleri Esad’a yakınlaştırdığını hatırlatan Özsoy, "Rusya’nın bu politikası Esad’a yaradı. Kürtler ile Esad anlaşırsa, rejim güçleri hiçbir zorlanma yaşamadan 6-7 yıldır olmadığı bütün bölgelerde, Rojava’da asker konuşlandırıp denetim sağlayabilecek. Üçüncü, Türkiye’nin ABD ile arası açılacak, batı ile arası açılacak, NATO içerisindeki çatlak derinleşecek. Kürtler ile Esad’ın açık bir şekilde bir birine cephe açmamış olması olumlu bir durum. Bunun üzerine bir şeyler inşa edilebilir. Ama Esad, ‘fırsat bu fırsat Amerika geçici, batı buradan çıkacak Türkiye'ye yukardan baskısı var zaten, şu Kürtlerin bütün kazanımlarını ortadan kaldırayım’ gibi bir noktaya giderse, bizim bildiğimiz anlamıyla Suriye bir daha olmayacak. Ciddi bir savaş yaşanır. Batının çok daha güçlü bir şekilde alana inmesi de söz konusu olabilir. Esad değil bir ihtimal, kurulabilecek yeni bir Suriye ihtimalini daha başlamadan çöpe atmış olacak" diye anlattı.
"MÜLTECİLERİN TÜRKİYE’DE KALMASI İÇİN HAZIRLIK YAPILIYOR"
Suriye ile ilgili önemli bir başka konu mülteciler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yönelik askeri harekâtı eleştiren Avrupa ülkelerini "kapıları açar, mültecileri göndeririz" sözleri ile tehdit etmişti. Avrupa Birliği ülkelerinin mülteciler konusunda çok rahat olduğunu ifade eden Özsoy, Türkiye’nin mültecileri göndermeyeceğini söyledi. "Mültecileri göndeririz" sözlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özsoy, "Türkiye her ne kadar ben göndereceğim dese de, Türkiye içerisinde hazırlık yapılıyor. Mültecilerin Türkiye’de kalacak şekilde alt yapı çalışmaları yapılıyor. Ülkeler onun için para yatırıyor. Gerçekçi olalım, uzun vadede bu mülteciler burada kalacak. Şu anda 3,5 milyon diyorlar. Muhtemelen 2 ile 3 milyon arası bir nüfustan bahsediyoruz. Size garanti veriyorum, minimum 2 ya da 2,5 milyonu bu ülkede daimi kalacak. Öyle bir hazırlık yapıyorlar. Söylemlerden ziyade, onlar ne olduğunu biliyorlar. Suriye savaşının savaşçı ve mültecileri Türkiye’nin üzerindeki yük olarak kalmaya devam edecekler. Avrupa onları almayacak" dedi.
Suriye’de yaşananları "Dünya savaşı" olarak tanımlayan Özsoy, "Dünyadaki neredeyse tüm göçler bu savaşın içinde. Şii-Suni gerilimi, Arap-İsrail, Kürt-Arap, Kürt-Türk, Enerji ve Petrol, Su Meselesi ve Soğuk Savaş meselelerinin olduğu bir yer burası. Suriye bunların çözülebileceği bir yer olmuş durumda. Kürtler bu noktada çok önemli yer de. Tüm meselelerde belirleyici konumda" diye konuştu.
"TÜRKİYE 20 MİLYON KÜRT İLE NE YAPACAĞINI BİLMİYOR"
Özsoy, Türkiye’nin en önemli meselesinin Kürtler olduğunu hatırlattı. Suriye’de içine girilen çıkmazın nedeninin bu olduğunu ifade eden Özsoy, "Türkiye açısından odadaki fil Kürt meselesidir" dedi. Türkiye’de tarihsel olarak Kürt sorununu çözemeyen her iktidarın çözüldüğünü ifade eden Özsoy, şunları söyledi: "Türkiye sadece Rojava’da değil, sınırlarının içinde, Türkiye’de de Kürtlere, kazanımlarına, siyasi kazanımlarına saldırı dalgası yürütülüyor. 20 milyon Kürt var burada. Biz buradayız. Türkiye bu 20 Milyon Kürtle, kelimenin tam anlamıyla ne yapacağını bilmiyor. Bilmediği için de her tarafa saldırıyor. Kürtlerin kazanımlarına saldırmaya çalışıyor.
"TÜRKİYE ADIM ATARSA TEŞVİK EDERİZ"
Bu geçen yüzyıla bakalım. Dersim’den, 1925’ten tutun diğer isyanlarla dolu bir yüz yıl. Tüm bu isyanlar ve bu isyanları bastırma dönemlerini kast ediyorum. Ve son 40 yıldır devam eden, alabildiğince can yakan bir savaş söz konusu… 21’inci yüzyılda bütün Ortadoğu böyle alt üst olmuşken, Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler, ‘bir 100 yıl Kürtlerle çatıştık. Olduğumuz durum ortada. Önümüzdeki 100 yıl sadece Türkiye’de değil, tüm Ortadoğu’da Kürtlerle ilişkilerimizi yeniden nasıl düzenleyebiliriz’ gibi cesur bir soruyu ortaya koyabilirlerse biz HDP olarak teşvik ederiz. Türkiye’nin genel böyle tavır değişikliği olursa, elimizden geleni yaparız. Bunu yapmak zorundalar. Bunu yapmazlarsa kendileri çözülürler. Kürt sorununda çözümsüzlük derinleştikçe kendi aralarında bin parçaya bölündüler. Onun için 4 yıldır bize saldırıyorlar."