Halep saldırısı sonrası olası senaryolar... Arzu Yılmaz: Fırat'ın doğusunda Kürtlerin olduğu bir yönetim olacak
Artı Gerçek - İrfan Aktan ile 'Dipnot' programına katılan Kürdistan Hewler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Yılmaz, “İran'ın kuzeyde oluşan durumu tersine çevirebilecek gücü yok. Mevcut durum Türkiye'yi İsrail ile değil İran'la karşıya karşı getirecektir. Amerika'nın muradı bir an önce çekilmek, bunun takvimi de belirlendi. Fırat'ın batısında bu cihatçı/muhalif nasıl tanımlarsınız Sünni-Arapların bulunduğu; Fırat'ın doğusunda ise Kürtlerin olduğu bir yönetim olacak” dedi
‘İRAN'IN TERSİNE ÇEVİREBİLECEK KAPASİTESİ YOK’
İran'ın doğrudan bölgeye silahlı güç kaydırmaya başlaması ile çatışmaların çok daha derinleşeceği ve Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi’nin işaret ettiği çatışmaların bölgeselleşeceğine dair açıklamalarını değerlendiren Yılmaz, şunları söyledi:
“İran'ın kuzeyde oluşan durumu tersine çevirebilecek bir güç yığma kapasitesi tahmin ediyorum ki yok. Bölgenin kontrol edilmesi için büyük ölçüde Lübnan'daki Hizbullah'a dayalı güç yığılması orada mevcuttu. Dolayısıyla bu koşullarda kuzeydeki durumun, güneyde Dara ve Süveyda bölgesinde de tekrar etmesi, burada farklı gruplar eliyle, Şam kontrolünün geriye püskürtülmesi söz konusu olabilir. İran'ın en fazla Şam'a destek verebilecek bir kapasitede olduğunu şu aşamada söyleyebilirim.”
HTŞ VE SURİYE MİLLİ ORDUSU NASIL OLUŞTU?
Yılmaz, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu gibi grupların ne zaman ve nasıl oluştuğunu şöyle anlattı:
“El Nusra kendisini feshedip HTŞ’ye katıldı. İsrail, 2017'de golan tepelerinde, Suriye topraklarına düşen tarafında HTŞ’nin çekirdeğini oluşturan Nusra'nın kamplarının her türlü lojistiğini sağlayarak destekliyordu. Amerika Birleşik Devletleri eğit-donat programı çerçevesinde sadece Suriye Milli Ordusu’nu değil, İdlib'de de HTŞ’nin var olmayı sürdürebilmesini mümkün kılan koşullar Amerika'nın desteklediği Türkiye eliyle yapılan yardımlar sonucunda mümkün oldu.”
'BU GRUPLAR BOŞUNA ORADA BESLENMEDİ'
Çatışmalara ilişkin uluslararası aktörlerin ‘işin içinde değiliz’ söylemlerini değerlendiren Yılmaz, söylemlerdekibenzerliği ve altında yatan sebebi şu şekilde açıkladı:
“IŞİD'e karşı savaşta IŞİD'in hiçbir saha kontrolü kalmayacak şekilde bir uluslararası mücadele sürdürüldü. Ama İdlib'de asla yapılmadı. Rakka'da Deyri Zor'da savaşılan IŞİD üyeleri nereye gitti? Hepsi İblid'e gitti. İdlib'e gitmediyse Suriye Milli Ordusu’nun kontrol ettiği yerler denilen Afrin, Cerablus, El-Bab bölgesine gitti. Dolayısıyla bugüne kadar bu gruplar boşuna orada beslenmedi. Hem askeri anlamda hem lojistik anlamda boşuna orada tutulmadı.
Günün sonunda hem Amerika, İsrail hem Türkiye'nin aynı tonda açıklamalar yapmasının sebebi HTŞ ve Suriye Milli Ordusu gibi grupların daha önceden ve 10 yıldır süren destekleri. Mevcut durumu dışarıdan bir müdahale değil Suriye'nin kendi iç dengelerinin yeniden oluşması sürecini takip eden bir pozisyon olarak açıklamayı siyaseten doğru bir pozisyon olarak benimsedikleri anlaşılıyor.”
‘TÜRKİYE, İSRAİL İLE DEĞİL İRAN'LA KARŞIYA KARŞI GELECEK’
Türkiye- İsrail ilişkilerinin Suriye’deki çatışamalar üzerinden şekilleneceğine, ‘İsrail, Türkiye’ye saldıracak’ yönündeki, açıklamalara da dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi:
“AKP sık sık bu algı operasyonlarına başvuruyor. Mevcut durum değil İsrail'le Türkiye'yi karşı karşıya getirmek, İsrail'le Türkiye'yi Amerika üzerinden yan yana düşürecek bir gelişme seyri var. Türkiye’yi İsrail ile değil İran'la karşıya karşı getirecektir. Şu andaki durum bunu gösteriyor. Bundan bir buçuk ay önce söylendi. Bu AKP hükümeti için çok da yeni bir durum değil. Bugün iç kamuoyu açısından ‘İsrail'le koordine içerisinde bu gelişmeleri izliyoruz’ demeyeceğini için, diğer taraflar da kendi yanlarında tekrar etmiş olmak pahasına bunu Suriye iç dengesi, Suriyeli muhalif ve rejim güçleri arasındaki mücadele çerçevesinde dış güçlerin dahil olmadığı bir süreç olarak tanımlamayı kendi pozisyonlarını açık etmemek açısından ehvenişer görüyorlar.”
‘AMERİKA’NIN SURİYE’DEN ÇEKİLMEK İÇİN TAKVİMİ BELLİ’
Amerika’nın Suriye’deki varlığına değinen Yılmaz, Amerika’nın Suriye’den çekilmek istediğini ve çekilme için belirlenen takvime Trump’ın başkan seçilmesinin etkisini vurguladı:
“Amerika'nın muradı bir an önce çekilmek ve Suriye sahasındaki iç savaşı, çözüme imkan vereceği, kendi müttefiklerinin bölgedeki müttefiklerinin çıkarlarının konsolide olduğu bir çözümü optimum noktaya getirmek. İç savaş'tan sonra Suriye'de bir çözüm hiçbir şekilde
gündeme gelmedi. O defacto durum 10 yıldır devam ediyor. Amerika'nın çıkarı müttefiklerinin lehine sahadaki durumu optimum noktaya getirdiği aşamada çıkmak. Zaten bunun takvimi de belirlendi. Suriye'deki güçler Irak'taki güçlerin bir uzantısı yani anlaşmanın, Suriye sahasında bulunmasının gerekçesi IŞİD'e karşı oluşturulan uluslararası koalisyon çerçevesinde. Amerika, anlaşma gereği zaten en geç 2026 sonunda çekileceğini taahhüt etti ki Trump geldikten sonra bu takvimin daha erkene geleceğini zaten birçok bu konuyu yakından takip eden uzmanın beklentisi.”
‘FIRAT'IN BATISINDA SÜNNİ-ARAPLAR, DOĞUSUNDA KÜRTLER’
Suriye’de mevcut ve olası yönetimlere değinen Yılmaz, Kürtler ve Sünni-Arapların konumlanışına dikkat çekti:
“Şam-Tahran müttefikliği yerine Şam- Riyat müttefikliği ikame etmek yerine geçirmek. Bu yolla da iyi senaryo Şam’ı yerinde tutmak. Ama Şam’ı yerinde tuttuğu durumda dahi kuzeyde ve güneyde yeni durumun Şam'ın işte 2011 öncesine döndüğü merkezin tüm sahayı egemen bir güç olarak kontrol ettiği bir durumda sürdürülebilir değil.
Bu 10 yıl içerisinde sahanın içeride olup bitenleri, değişen dengelerin geriye çevrilmesi mümkün olmayan dinamikler de var. O dinamiklerden en önemlisi kuzeyde Rojava yönetimi var. Bir de Halep bağlamında gelişmelere baktığımızda muhaliflerin merkezinde olduğu bir Sünni-Arap yönetimi olacak. Gidişat onu gösteriyor ki Fırat'ın batısında bu cihatçı/muhalif nasıl tanımlarsınız Sünni-Arapların bulunduğu; Fırat'ın doğusunda ise Kürtlerin olduğu bir yönetim olacak. İkisinin ayrı ayrı mı, özerk yönetimler olarak mı, yoksa birleşip bir federal yönetim olarak mı Şam'a dahil edilir onu biraz zaman gösterecek." (HABER MERKEZİ)
Fidan'a göre 'Suriye'deki olayları dış müdahaleyle açıklamak' yanlış
DBP'den uluslararası kurumlara çağrı: 'Çeteler eliyle Suriye ve Rojava halkları hedef alınıyor'