Tahliye olan gazeteciler: 'Kaldığımız yerden devam'
Tahliye olan Özgür Gündem gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı, 'Kaldığımız yerden devam edeceğiz' dedi.
HABER MERKEZİ - Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, 440 gün sonra, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ise 301 gün sonra tahliye edildi.
Kızılkaya ve Sancılı yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
Gazetenin İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kapatılmasından saatler sonra Taksim'de bulunan gazete binalarının basıldığını ve orada gözaltına alındığını hatırlatan Kızılkaya, yüzlerce polisin ‘bir düşman kalesini dağıtmak istercesine’ gazete binalarına girdiğini söyledi. Polislere "Burası bir basın kurumu buraya böyle giremezsiniz" dediklerini anlatan Kızılkaya, "Fakat bize ısrarla şunu söylüyorlardı: 'Biz devletiz ve devletin gücünü göstereceğiz.' Ama onlar da şunu iyi bilsin Özgür Gündem gazetesi devletin A halinden Z haline kadar bütün hallerini yaşamış bir gazetedir. Dolayısıyla da düşman kalesini adeta dağıtırcasına, hakaretlerle, bütün arkadaşlarımızı ve misafirlerimizi gözaltına aldılar" dedi.
'SİZİ MUSA ANTER GİBİ GEBERTECEĞİZ' DEDİLER
Dünyanın hiçbir yerinde bir basın kurumunun bu şekilde basıldığına dair örnek olmadığını söyleyen Kızılkaya, "Daha sonra da bizi arabaya aldılar ve arabada 6-7 saat İstanbul içinde gezdirerek işkence yaptılar. Bize işkence yaparken, 'Devletin gücünü göstereceğiz', 'Sizi Musa Anter gibi geberteceğiz', 'Sizi asit kuyularına atacağız' diyorlardı. Ama Özgür Gündem gücünü sokaktan ve halktan alan bir gazetedir. Dolayısıyla bu tür söylemler etkili olmaz, çünkü basın yayım kurumunun çığlıkları Sur'dadır, Gever'dedir, İstanbul sokaklarında, Soma'dadır. Direniş ve haber değeri taşıyan her yerdedir" diye konuştu.
'DIŞARDAKİ TECRİT İÇERİDE DEVAM EDİYOR'
Özgür basın üzerindeki baskılardan kendi payına ise zindanın düştüğünü söyleyen Kızılkaya, yaklaşık 5 ay cezaevinde tek başına kaldığını söyledi. Cezaevinde bir çok hak ihlali ile karşılaştığını ve bunu da dönem dönem kamuoyu ile imkanların el verdiği şekilde paylaştığını belirten Kızılkaya, "Kişisel olarak ne yaşadım ne yaşamadım bugün bunun çok önemi yok. Fakat bugün Türkiye toplumunun yaşadığı bir tecrit var aslında. Dışarıdaki tecritle, içerdeki tecrit birbirini tamamlıyor. Türkiye'de cezaevleri artık normal cezaevleri değil. Cezaevleri doğrudan insanların kişiliğini tahrip eden, hiçleştirmeye yönelik bütün değerlerinizi, kişilik ve onurunuzu kırmaya yönelik bir yerdir. Mekânsal tasarımdan tutun gelişen olaylara kadar hepsi iktidarın yıldırma politikasının bir parçası" dedi.
'TÜRKİYE KARANLIK BİR TÜNELDE'
Gazeteci olduğu için bu kadar baskıya maruz kaldığını ama baskılara rağmen kaldığı yerden devam edeceğini sözlerine ekleyen Kızılkaya, "Anadolu ve Mezopotamya halklar bahçesidir. Ben de bu bahçede naçizane emeğimle var olacağım" dedi. Kızılkaya, Türkiye'nin karanlık bir tünelde olduğunu; ama bu tünelin sonunda ışığın olduğunu söyledi.
'CEZAEVİNDEN ÇIKARKEN 'HAKKINDA AÇILAN BAŞKA BİR DAVA VAR' DEDİLER
Kendilerine yönelik sürekli bir tehdit ve şantaj olduğunu aktaran gazetenin İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı da, "Cezaevinden çıkarken hakkımda daha önce açılan bir davanın olduğu ve bu dava nedeniyle ifadeye gitmem gerektiği söylendi. Bu bir tehdit ve şantajdır. Buradan çok açık ve net bir şekilde şunu söylüyorum, bir canımız var o da alınmak isteniyorsa alınsın. Biz hiçbir konuda hiçbir şeyden çekinmiyoruz. Kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi.
'CEZAEVLERİNE DUYARLI OLALIM'
Silivri Cezaevi'nde tecrit koşullarının devam ettiğini dile getiren Sancılı, "Bundan sonraki süreçte Türkiye'de yaşanan hak ihlallerini, özellikle OHAL koşullarında yaşanan hak ihlallerini daha güçlü bir şekilde dile getireceğiz. Bunun için mücadele edeceğiz ve bu nedenle de özellikle duyarlı halkımızdan biraz daha metanet biraz daha cesaret bekliyoruz. Biraz daha cesaretli olunursa, inanıyorum birçok sorun aşılacaktır" ifadelerini kullandı.