Taşçıer: AKP, MHP'lileşti

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK- Diyarbakır’da aralarında DTK, HDP, DBP, EMEP, ESP, ÖSP, Azadi hareketi, KESK, TMMOB, DİSK, ÖHP gibi siyasi parti, sendika ve meslek odaların bölge temsilcileri dün olağanüstü toplandı. Farklı siyasi partilerin temsilcileri, meslek odaları ve sendika temsilcilerinin katıldığı toplantıya katılım büyüktü. Toplantının ardından hazırlanan ortak bildirinin muhatabı ise uluslararası toplum oldu. IŞİD saldırılarına karşı Kürtlerin mücadele verdiği, büyük bedeller ödediğinin hatırlatıldığı bildiride, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, ABD, Rusya başta olmak üzere dünya ülkelerine "Sorumluluğunuzu yerine getirin, Afrin’e sessiz kalmayın" çağrısı yapıldı. "Türkiye’de Kürt düşmanlığı kazandırmaz, kardeşlik ve dostluk kazandırır" denilen bildiride, uygulanan politikalara son verilmesi istendi. Bildiride aralarında siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, meslek odası ve sendikaların bulunduğu 49 kuruluşun imzası yer aldı.

"EN BÜYÜK SORUN, KÜRTLERİN BİRLİK OLMAMASI"
Toplantının ardından Artı Gerçek’e konuşan katılımcılar, Afrin harekatının özellikle Türkiye toplumunda kırılmaya neden olacağı konusunda hem fikirdi. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de izlediği politikaların uzun vadede Kürt sorununu daha da derinleştireceği düşüncesi genel anlamda hâkimdi. Katılımcıların hemfikir olduğu bir başka konu ise Kürtlerin parçalı durumda olmasıydı. Yaşanan sorunların en büyük nedeni ise Kürtler arasında birliğin sağlanamamasından geldiği görüşü öne çıktı.

"KÜRTLER KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR"
HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Türkiye’nin bölgede yürüttüğü politikanın uzun vadede de sorunu derinleştireceği görüşünde. Taşçıer, Afrin’de yaşananları, Kerkük’ün devamı olarak niteledi. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de Kürt karşıtlığı üzerinden politika ürettiğini ifade eden Taşçıer’e göre, bu süreç Afrin ile sınırlı kalmayacak:

"Kerkük’e karşı Türkiye’nin geliştirdiği tutum, Afirin’in habercisiydi. Afrin’den sonra devamı gelecek. İnanıyorum ki Fırat’ın doğusuna da geçer, Güney Kürdistanın (Irak Federal Kürdistan Bölgesi) değişik yerlerine müdahalede de bulunabilir. Bu politikaya Türkiye halkları, Kürtler ve dünya sesiz kalmamalı. Kürtler, Afrin’de Türkiye’ye karşı herhangi bir tehdit unsuru olmadığını çok iyi biliyor. Burada yaşıyoruz, bu bölgenin çocuğuyuz, sınırın diğer tarafında olanlarla komşuyuz, sınırdaşız, aynı zamanda akrabayız. Düşünün bir tehdit olmamasına rağmen oraya gidiliyor. Niye? Kürt oldukları için. O Kürde saldırı varsa, o zaman Türkiye’deki bir Kürt de kendini güvencede hissetmeyecek. Güney Kürdistan’daki durumu da üst üste koyduğumuz zaman, yaşanan büyük kırılma net bir şekilde görülebilir."

"AKP MHP’LİLEŞTİ"
Taşçıer, Türkiye’nin şu anda yürüttüğü politikaları eleştirdi, bu politikaların Kürtlerde kırılma yaşattığına dikkat çekti. AKP’nin, "Kürt sorunu benim sorunumdur. Kürt sorununu ben çözeceğim" söylemi ile Kürtlerden büyük destek alarak iktidara geldiğini hatırlatan Taşçıer, "AKP Kürt sorununun çözümüne ilişkin söylemlerini unuttu. Birden bire dönüş aldı. AKP, MHP ile ittifak geliştirdikten sonra MHP’lileşti. AKP, MHP düşüncesine girdi. Peki MHP, CHP bu coğrafyada var mı? Yok. Niye yok? Çünkü Kürt değerlerine saygı göstermediği için yok. AKP’de bundan sonra Kürdistan’da olmayacak. AKP’de tıpkı CHP gibi, MHP gibi bir tabela partisine dönüşecektir" dedi.

"MUHALEFET PARTİLERİ DE İKTİDAR İLE AYNI NOKTADA"
Sadece iktidar partisi değil, muhalefet partilerinin de Kürt sorunu konusunda benzer tutum sergilediğini ifade eden Taşçıer, Türkiye’deki Kürtlerin kendini sistem içinde ifade edemediğine dikkat çekti. "Sistemin partileri ile Kürtlerin gündemi farklı" diyen Taşçıer, "Bu anlamda duygu kırılması yaşanıyor. Duygusal bir bölünme meydana gelmiş durumda. Türkiye’de Türkler ile Kürtler iç içe yaşıyor. Bu bölünmenin batıya, Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlere sıçramaması için bu politikadan vazgeçilmesi gerekir. Bu politikalardan vazgeçilmemesi durumunda Kürtler başka arayışa girer" diye konuştu.

"AFRİN, MAHABAT VE KERKÜK’ÜN DEVAMIDIR"
DDKD Genel Başkanı Mehmet Veysi Askar, Afrin’e yönelik müdahalenin, oradaki yapının ortadan kaldırılmasına yönelik olduğunu söyledi. Irak ve Suriye’de yaşananların Kürtlerde sahipsiz kalmanın yarattığı travmaya yol açtığını ifade eden Askar, "Kürtler Ortadoğu’da parçalanmış, bölünmüş bir halktır. Bu halk yüz yıllardır mücadele veriyor, bir türlü ayakları üzerinde duramıyor. Kendi ayakları üzerinde duramamalarının nedeni kendi aralarında birliği kuramamalarından dolayıdır. Afrin, Mahabat, Irak ve Kerkük’ün devamıdır. Kerkük’te ne oldu? Referandumun ardından oranın kazanımlarını da ortadan kaldırdılar. Şimdi onun devamı Afrin’de gerçekleşiyor. Bunun temel nedeni, Kürtler arasında birliğin olmamasıdır" diye konuştu.

ÖSP Genel Başkanı Nusrettin Maçin de, şu anda 3’üncü dünya savaşının Kürtler üzerinden yapıldığını anlattı. Kerkük ve Afrin’de yapılanların önümüzdeki dönemde kurulacak olan masada Kürtlerin elinin zayıflatılması amacıyla gerçekleştirildiğini ifade eden Maçin, bu politikaların iktidarlara karşı halklar arasındaki ittifak ile boşa çıkarılabileceğini söyledi.