'Trajikomik bir gözaltı hikayesi'
İzmir'de günlerdir gözaltında tutulan siyasetçi, sendikacı ve ekolojistlerin arasında kağıt toplayıcısı 18 yaşındaki Ferhat Cilkes de var.

HABER MERKEZİ - Mezopotamya Ajansı'ndan gazeteci Ahmet Kanbal gözaltına alındığında götürüldüğü Bozyaka TEM Şubesi’nde tanık olduklarını yazdı. Kanbal'ın yazdıkları şöyle:
İzmir’de 6 Şubat’ta yapılan operasyonlarda gözaltına alınan siyasetçi, sendikacı ve ekolojistlerin yanı sıra bir kağıt toplayıcısının da aralarında bulunduğu 26 kişi ile buluşma şansını önceki gün "örgüt propagandası" iddiası ile gözaltına alınarak götürüldüğüm Bozyaka TEM Şubesi’nde buldum.
Gözaltında tutulanların büyük bölümü ile daha önce defalarca haber amaçlı görüşme yapmış olmam nedeniyle nezarethaneye adım atar atmaz bir yabancılık duygusu oluşmadı. Karşılıklı selamlaşmadan sonra gözaltındakilerin dışarıya dair yanıtı öğrenmek istediği ilk soru ise "Afrin’e dair gelişmeler ne durumda?" yönünde.
Kimse kendi durumunun ne olacağını merak eder bir halde değil. Hepsinin gündeminde 3 gündür takip edemedikleri Afrin var. Bu tablo, gözaltı işleminin beklenen sonucu vermediğini ortaya koymaya yetiyor. Şakayla karışık ortaya atılan diğer bir gündem ise, hazır bir basın mensubu gelmişken basın açıklaması yapma fikri.
Gözaltında tutulanların genel özellikleri de, AKP’nin baskı politikalarının geldiği düzeyi yansıtması açısından oldukça çarpıcı.
GÖZALTINA ALINANLARIN SORUSU: YENİ Mİ AKLINIZA GELDİ?
Nezarethanede tutulanların biri hariç diğer 25 kişinin yaşları 45 ile 76 arasında. Aralarında prostat, kalp hastası, nefes darlığı gibi rahatsızlıkları olanlar da var. Neden gözaltına alındıklarına dair bir gerekçe sunulmasa da genel kanı, Afrin’e dönük saldırılara karşı gelişecek tepkileri bastırmak ve HDP’nin 11 Şubat’ta Ankara’da düzenleyeceği 3. Olağan Kongresi’nin engellenmek istenmesi yönünde. Günde sadece iki kişinin ifadesi alınıyor ve bu durum 4 ile 8 saat arası sürüyor. 2012 yılı ile 2014 yılı arasında katıldıkları eylemler ve iki yıl boyunca yapmış oldukları telefon görülmeleri kayıt altına alınan isimlere yöneltilen soruların neredeyse tamamı siyasi ve sendikal faaliyetlere hangi amaçla katıldıkları yönünde.
Bu nedenle de hem hatırlaması hem de cevaplaması uzun süren sorulara söz konusu isimlerin verdiği ilk tepki yine çoğunlukla "Üzerinden şu kadar yıl geçti. Şimdi mi aklınıza geldi bunların suç olduğu?" şeklinde.
Görünen o ki birçoğu önümüzdeki haftayı da gözaltında geçirmek zorunda kalacak.
HER DÖNEM GÖZALTINDALAR
Gözaltındaki isimlerden biri 76 yaşındaki Gönül Yavuz. 2000 yılının başlarından 2013 yılına kadar HADEP’ten DTP’ye ve BDP ve HDP’ye kadar il ve ilçe yönetimlerinde görev almış. Bunca yıl içerisinde kaç gözaltına alındığını ise kendisi de artık hatırlamıyor. İlerleyen yaşı nedeniyle tansiyon, kalp, şeker ve daha birçok hastalığı bulunuyor. Buna karşı günlerdir gözaltında tutulan Yavuz’un, neden gözaltında olduğu sorusuna verdiği yanıt; "Niye olacak. Ne zaman bir şey olsa bu ülkede gözaltına alınacak en kolay kişilerden biri olduğum için" şeklinde.
"Ben bile bu yaştan sonra bir şey yapamayacağıma inanırken, devlet benden bu kadar korkuyorsa bu bana gurur verir" diyen Yavuz, sorulacak her şeye hazırlıklı olduğunu ifade ediyor.
Gözaltında tutulanlardan biri de KHK ile kapatılan Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TAYDER) eski Eşbaşkanı 65 yaşındaki Dünyamali Ariç. O da defalarca gözaltına alınan isimlerden biri. Rahatsızlıkları olmasına karşın, nezarethanenin en hareketlilerinden olan Ariç, sabah erken saatlerde başladığı beden açma hareketlerine akşam geç saatlere kadar sürdürürken moral kaynağımız. İfadesinin alınacağı günü bekleyen Ariç, gözaltına alınmasına şaşırmadığını, kendisine yapılacak tüm suçlamaların yasal faaliyetler olduğunu ifade ediyor.
'TRAJİKOMİK BİR GÖZALTI HİKAYESİ'
Gözaltındakilerin çoğunun durumu birbirine benzer. İçimizde durumu tek trajikomik olan ise 18 yaşındaki Ferhat Cilkes.
Urfa’nın Hilvan ilçesinden olan Cilkes, 10 gün önce ayak bastığı İzmir’de kuzeni ile birlikte kağıt ve hurda toplayıcılığı yaptığını anlatıyor. Kente geldiği ilk 3 günü, kaybolması nedeniyle kaldıkları hurdacı deposunu aramakla geçirdiğini anlatan Cilkes, çalışıp ailesine destek olmak isterken şimdi de kendisini gözaltında bulduğunu belirtiyor.
MÜLTECİ SANDI TELEFONUNU İSTEDİ
Cilkes, gözaltına alınma sürecini şöyle anlatıyor: "Depoya gelen bir polis, önce beni mülteci sandı. Benden telefonumu istedi. Ben de çıkarıp verdim. İkinci el ucuz bir telefondu. Polis aldı galeriye girdi. Sonra da bana telefondaki bir fotoğrafı göstererek, ‘Bu ne’ diye sordu. Ben de fotoğraf olduğunu söyledim. Meğerse fotoğrafta Kürdistan bayrağı varmış. Nereli olduğumu sorunca Urfa Hilvan'dan olduğumu söyledim. ‘Bir vazgeçmediniz gitti’ diyerek beni hemen gözaltına alıp, buraya getirdi. 3 gündür burada bekliyorum. Ne zaman ifademi alacaklar da bilmiyorum."