'Trump'ın 'çok çaba sarf ettik' sözü yüreğimizi acıttı'
Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Brunson'ın tahliyesini değerlendirdi.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 2 yıla yakın cezaevinde tutuklu kalıp daha sonra cezası ev hapsine çevrilen ve Türkiye ile ABD arasında yaptırı krizine neden olan Rahip Andrew Brunson'a ilişkin konuştu. Davada gündeme gelen 'gizli tanık' meselesinin geçmişte de Türkiye'nin başına büyük dertler açtığını belirten Kanadoğlu, "Türkiye’de ise gizli tanıklar belirli davalar için hazırlanmış durumda. Bizler bunu Ergenekon ve Balyoz gibi önemli davalarda gördük" diyerek tepki gösterdi.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, gizli tanık olayının bu konuda düzenlenen kanunla vücuda giren kötü bir virüs olduğunu belirtti. Kanadoğlu, "Gizli tanık olayı evrensel ceza hukukunda da var. Ancak gizli tanıkların kötüye kullanılması onlarda önleniyor. Türkiye’de ise gizli tanıklar belirli davalar için hazırlanmış durumda. Bizler bunu Ergenekon ve Balyoz gibi önemli davalarda gördük" dedi. Brunson’ın davasında verilen kararı da değerlendiren Kanadoğlu, "Dosya hakkında bir bilgimiz yok. Kanıtlar neler? İddia ile verilen karar arasındaki ilişkiyi bilmeden karar yürütebilmemiz mümkün değil. 3 yıl ceza verdiler kendisine, içerde de yaklaşık 24 ay kalmış. Bırakalım ABD’ye gitsin denildi. ABD Başkanı Trump’ın sosyal medyadan yaptığı, ‘Çok çaba sarf ettik’ sözleri çok kişinin ve benimde yüreğimi acıttı. Her şey ortada."
Kayıp gazeteci Kaşıkçı meselesine de değinen Kanadoğlu, Türkiye’nin konsolosluk çalışanlarını sınır dışı ederek ve konsolosluğu ise kapatarak oraya girip inceleme yapabileceğini belirterek "Türkiye şu anki ilişkilerini bozmamak için, uygun bir şekilde hareket ediyor. Bu nedenle konsolosluğa gireyim de inceleme yapayım diyemez" dedi. Bir gazetecinin ortadan kaybolması olayının ancak demokratik olmayan ülkelerde olabileceğini aktaran Kanadoğlu, demokrasi ve insan haklarının askıya alındığı bir ülkede sadece gazetecilerin değil, tüm yurttaşların hayatının tehlikede olduğunu belirtti.