'Türkiye absürdlük çıtasını yükseltiyor'

HABER MERKEZİ - Pazartesi günü Çağlayan Adliyesi'nde görülen dava sonrası adli kontrol şartıyla serbet bırakılan insan hakları savunucuları İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli hakkında dün yakalama kararı çıkarılmıştı.

Kararın ardından İstanbul'da gözaltına alınan Nalan Erkem, Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Çağlayan Adliyesi'de hakim karşısına çıkarılan Erkem tutuklandı.

Ankara'da gözaltına alınan İlknur Üstün hakkında da tutuklama kararı verildi.

AF ÖRGÜTÜ'NDEN YENİ AÇIKLAMA

Haklarında yeniden yakalama çıkarılan 4 insan hakları savunucusu için açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, "Türkiye yetkilileri absürtlük çıtasını yükseltiyor" dedi.

Yazılı açıklama yapan Uluslar Arası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, "Bu acımasız ve geriye doğru adımla Türkiye, giderek sivil toplum aktivistlerinin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin hapse atıldığı, hukuk devletine yabancı bir ülke haline geldiğini gözler önüne serdi" dedi.

4 insan hakları savunucusundan Nalan Erkem'in dün gece İstanbul’daki evinde, İlknur Üstün'ün ise Ankara’daki evinde gözaltına alındığını belirten Dalhuisen açıklamasında şöyle devam etti: "12 gün boyunca parmaklıklar ardında kaldıktan sonra aynı çileyi yeniden yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Bu temelsiz soruşturmaya son vermek yerine, Türkiye yetkilileri absürtlük çıtasını yükseltiyor. Bu dört insan hakları savunucusu aynı soruşturmada adları geçen aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü’nün de bulunduğu diğer 6 insan hakları savunucusu gibi cezaevine sevk edilecek."

İKTİDARA YAKIN MEDYANIN KARALAMA KAMPANYASI DEVAM EDİYOR

5 Temmuz'daki gözaltılardan itibaren iktidara yakın medya tarafından yoğun bir biçimde dezenformasyona uğratılan dava bilgileri sosyal medyadan da destek alarak karalama kampanyasına dönüşmüş durumda. Operasyonun bu tarz bir kampanyaya dönüşmesi hak savunucuları ve yakınları arasında endişe yaratıyor.

Başta aHaber, Güneş, En Son Haber ve Akşam Gazeteleri olmak üzere hükümete yakın medya hak savunucuları için 'ajan' vurgusunu öne çıkarıyor. Hak savunucuları için ortaya atılan bazı iddialar şöyle:

- Ada'daki toplantının yeni bir darbe planı hazırlığı hazırlığı olduğu iddiası,

- Büyükada toplantılarını yapan hak savunucularının ajan olduğu iddiası,

- Toplantıda MİT belgelerinin bulunduğu iddiası,

- Toplantıda bulanan Türkiye haritasında Güneydoğu'nun Kürdistan olarak gösterildiği iddiası,

- Toplantıyı Fetullah Gülen Cemaati ve PKK'nın desteklediği iddiası,

- Toplantının Almanya'dan yönetildiği iddiası.

Bu iddialara ek olarak davanın, gerilimin her geçen gün tırmandığı Türkiye - Almanya ilişkilerinde araçsallaştırılmaya çalışıldığı da göze çarpıyor.

Kampanyaya dönüşen bu iddialar hakkında soruşturma tutanaklarında bile olmayan asılsız bilgilerin, gazete manşetlerinde yer alması, algı operasyonu ve suç unsuru oluşturma kampanyası olarak yorumlanıyor.