‘Türkiye, Filistin için sahaya çıkamayacak’
ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasının ardından yaşanan çatışmaları gazeteci Musa Özuğurlu, Artı Gerçek’e değerlendirdi.
Fehim IŞIK
GÜNCEL - ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıma kararı Filistinlileri sokağa döktü. İsrail’in protestolara yanıtı ise sert oldu. Çok sayıda Filistinli, İsrail güvenlik güçlerinin kurşunları ile katledildi.
Filistin’de bir kez daha baş gösteren çatışmaları, İsrail’in saldırganlığının hangi sonuçları doğuracağını, bölge devletlerinin tutumunu, Ortadoğu uzmanı gazeteci Musa Özuğurlu, Artı Gerçek’e değerlendirdi.
"ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıma kararı yeni değil. Önceki Amerikan başkanları bu kararı her seferinde 6 ay erteleme yoluna gidiyorlardı. Trump, bu yetkiyi kullanmayacağını ve elçiliği başkent olarak tanıdığı Kudüs’e taşıyacağını ilan etti ve bunu hayata geçirdi" sözleriyle gelinen durumun nedenini açıklayan Özuğurlu, önceki başkanların gerilimi artırmak istemediğini ancak Trump’ın bu konuda farklı davranma eğilimde olduğunun bilindiğini söyledi.
Gazeteci Musa Özuğurlu’nun değerlendirmeleri şöyle:
"ABD, MÜSLÜMAN ÜLKELERDEN ONAY ALMADAN BU ADIMI ATAMAZ"
"ABD’nin kararı ertelemesinin bir nedeni bölgede gerilimi artırmama politikasıydı. Müslüman ülkeleri rahatsız etmeme eğilimi vardı. Trump bu hassasiyeti göstermedi ve belli ki bu konuda radikal davranma kararı aldı. Trump’ın bu kararı alırken Suudi Arabistan ve birlikte hareket ettiği Müslüman ülkelerden onay almamış olması mümkün değil ki bu kararı açıklamadan önce, hatırlanacaktır Suudi Arabistan’ı da kapsayan bir bölge gezisine çıkmıştı. Bu politika, ortak kararın sonucudur kanısındayım. Trump’ın açıklamasından sonra Suudi Arabistan’dan İsrail’e yönelik gelen yumuşak açıklamalar da bu dediklerimizi tamamlıyor, doğruluyor."
"SUUDİ ARABİSTAN VE ABD, BÖLGEDE YENİ BİR DÜZEN KURMAK İSTİYORLAR"
"Bölgede Suudi Arabistan ve Amerika, yeni bir düzenle devam etmek istiyorlar ve bu düzen içinde de ‘diken’ istemiyorlar. ‘Diken’ dediğim, İsrail’in tavrından ortaya çıkan durumdur. İsrail’in bir tavrı var. İsrail kendisinin bütün itirazlara rağmen tanınmasını ve normal ilişkiler geliştirilmesini istiyor. Dolayısıyla Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez’de Suudi Arabistan’la birlikte hareket eden bazı ülkeler bunu kabul etmiş görünüyorlar. Bunun da adını normalleşme koyuyorlar. Bu ülkeler açısından, ‘normalleşme’ adına yeni adımlar da bekleyebiliriz."
"FİLİSTİN’İ DESTEKLEYENLER MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK"
Ama diğer taraftan baktığımızda, yani Filistin’le birlikte hareket eden ülkelerin tutumunu yani aynı zamanda Amerika ile küresel çapta mücadele eden ülkeleri değerlendirdiğimizde muhtemelen bu mücadelenin devam edeceği açık. Bu ülkelerin adını da söylersek; İran başı çekiyor. Tabi ilerde İran, İsrail, Amerika mücadelesi nereye evrilecek, nasıl bir sonuç doğuracak onu şimdiden kestirmek mümkün değil."
"TÜRKİYE’NİN TUTUMU HEP SÖYLEMDE KALDI"
"Türkiye’nin de bu açıdan ne tarafta yer alacağını kestirmek mümkün değil. Ama eninde sonunda şöyle bir şey var: Türkiye, İsrail’le çok iyi ilişkiler geliştirmiş olan bir ülke. Askeri açıdan, ekonomik açıdan, hatta kültürel açıdan da iyi ilişkiler geliştirmiş bir ülke ve Türkiye’nin hücrelerine kadar bağlı olduğu, ekonomik bağımlılığı tartışılmaz Batı ekseninden çıkabilmesi çok da mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye’nin bu konuda tavrı Filistin meselesinde hep olageldiği gibi yine söylemde kalacak gibi. Geçmişte Türkiye’nin tepkileri söylemde kaldı ve muhtemelen bundan sonra da böyle devam edecek. Zaten Türkiye’nin tavrını pratiğe dökebilmesi de çok mümkün değil. Sahaya baktığınız zaman oradaki örgütler doğrudan doğruya İran’la, daha öncesinde Suriye ile hareket eden örgütler. Bu nedenle Türkiye’nin pratik anlamda bu bölgeye müdahil olması, sahaya çıkması mümkün görünmüyor. Bu anlamda baktığımızda bir İran, bir Suriye, bu ülkelerle hareket eden farklı ülkeler, bu ülkelerdeki bazı farklı gruplar, örneğin Lübnan’da bir Hizbullah, Kuveyt’te bir Şii örgüt ya da diğer ülkelerdeki Şii gruplar bir karşıt mücadele içine girerler ama Türkiye’nin bu yönüyle somut bir adım atabileceğini sanmıyorum."
"HAMAS İLE EL FETİH AYNI DAVRANMAZ"
"Bu tablo Filistin yönetimini de zorlar tabi. Hamas ile El Fetih arasındaki ilişkiye baktığımızda Mahmut Abbas’ın biraz sertleşebileceği düşünülebilir ama çatışma çıkaracak sertlikte hareket edebilir mi, doğrusu bunu söyleyebilmek şimdilik mümkün değil. Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi açısından baktığımızda durum daha farklı. Bu örgütler İsrail’le mücadeleyi sürdürecek. Özel olarak Hamas ile El Fetih gibi iki büyük örgüt açısından baktığımızda, bu konudaki fikir ayrılıkları devam edecek, diyebiliriz. Bilindiği gibi El Fetih diplomasi yanlısı olan ve hep bu yönlü çalışmalarla süreci götüren bir örgüt. Mahmut Abbas bugüne kadar çok tavizler verdi. En azından Hamas ile diğer örgütler tarafından taviz olarak adlandırılan adımlar attı. Bundan sonra ben çok daha sert bir adım atacağını düşünmüyorum. Mahmut Abbas belki bir üslup olarak Türkiye’nin tavrına benzer bir tavır sergileyecektir. ‘Bu karar kabul edilemez’ diyecektir ama daha ötesinde bir adım olmayacaktır. Asıl çatışma Gazze tarafında yaşanacaktır ki bugün yaşananlar da bunun göstergesidir."
"İSRAİL KARARLI GÖRÜNÜYOR"
"İsrail şu anda çok kararlı görünüyor. Muhtemelen gösterilecek tepkileri hesapladılar. Birkaç saat içinde bunca insanın öldürülmüş olması İsrail’in de, Amerika’nın da ‘sonuna kadar yürünecek’ kararında olduğunu bize açıkça gösteriyor. Bu nedenle yaşanacak çatışmaların ne kadar süreceğini belirleyecek olan muhtemelen Filistin, özellikle de Gazze’deki Hamas ve benzeri örgütler olacaktır. Onların ne kadar sürdüreceği konusunda da açık ki Amerikan karşıtı devletlerin tutumu etkili olacaktır. Nihayetinde insan unsurundan söz ediyoruz. Bu nedenle belli bir süre sonra yavaşlama, taktik çekilme olabilir. Ama bu örgütlerin tavrı belirleyici olacak. Bir de İsrail’le İran ve Suriye arasında devam eden bir mücadele de var. Bu yaşananları söz konusu bağlamdan ayrı değerlendirmemiz mümkün değil. Bu ülkelerin tansiyonu ne kadar yüksek tutmak isteyecekleri de belirleyici bir etkendir." (ARTI GERÇEK)