Türkiye’de ayrımcılık araştırması: Misilleme korkusu hak aramaktan vazgeçiriyor
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği öncülüğünde yürütülen araştırma sonucuna göre Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan yurttaşların yüzde 73’ü herhangi bir girişimde bulunmuyor. Buna neden olarak misillemeden korktuğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 39.
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Hak odaklı çalışmalar yürüten altı örgütten oluşan sivil toplum heyetinin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 2021 yılında bu yana 'ayrımcılık algısı'nın boyutlarını belirlemek üzere yürüttüğü farkındalık çalışması tamamlandı. Bu süreçte yurttaşların başlarına gelen herhangi bir olayda hukuk yoluna başvurma eğilimleri değerlendirildi. Araştırmalar hak aramaktan vazgeçme eğiliminin her yıl biraz daha güçlendiği ortaya koydu.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (ESHİD) öncülüğünde altı sivil toplum örgütünün Ankara başta olmak üzere Adana, Antalya, Diyarbakır ve Mardin’de yürüttüğü proje kapsamında dezavantajlı grupların adalete erişiminin güçlendirilmesi noktasında çalışmalar yapıldı.
‘AYRIMCILIĞA UĞRAĞINI SÖYLEYENLERİN ORANI DÜŞÜK’
ESHİD tarafından her iki yılda bir tekrarlanan ‘Türkiye’de Ayrımcılık Algısı’ araştırmaları bulgularına da yer verilen rapora göre hak ihlali ve ayrımcılığa uğradığını beyan edenler arasında idari veya adli yollara başvuranların oranı genel nüfusa oranla düşük düzeyde kalıyor. Rapora göre uğradıkları ihlalleri adli veya diğer ulusal mekanizmalara taşıyanların oranı 2018 yılında yüzde 7 iken, 2020 araştırmasında bu oran yüzde 7,2 olarak kayıtlara geçti. 2022 araştırmasında ise bu oran yüzde 6,2 oldu.
‘EN FAZLA AYRIMCILIK NEDENLERİ CİNSEL YÖNELİM, SIĞINMACILAR’
Araştırmada katılımcılara yöneltilen “Uğradığınız haksız muamele ve ayrımcılık sonrasında ne yaptınız?” sorusuna hiçbir girişimde bulunmadığını belirtenlerin oranı yüzde 73,3 olarak ortaya çıkarken, Ombudsmanlık ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi ulusal mekanizmalara başvurduğunu belirtilen katılımcıların oranı sadece yüzde 1,2’de kaldı.
“Ayrımcılığa uğradığınızı yetkili makamlara neden bildirmediniz?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 39,8’i olumsuz sonuçlarından (misilleme) korktuğunu ifade ederken, yüzde 28,1’i de bu tür durumları bildirmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceği görüşünde.
Ayrımcılığın gerçekleşme nedenleri arasında ise cinsel yönelim ilk sırada yer alırken diğer başlıklar şu şekilde:
'Cinsel yönelim, sığınmacı/mülteci/ göçmenlik, engellilik, yaş, dini inanç, etnik köken, cinsiyet, siyasi görüş.'
Araştırmada 2021 yılında Türkiye İnsan Hakları Derneği’ne (TİHEK) yapılan başvurulara da yer verildi. Yıl boyunca 86 başvuru yapılırken, bu başvuruların nedenleri arasında ilk üç sırayı engellilik, cinsiyet ve siyasi görüş alıyor.
‘RABİA NAZ, EMİNE ŞENYAŞAR, MISRA ÖZ ÖRNEKLERİ’
Araştırmada ayrıca proje sürecinde 5 ilde dezavantajlı gruplarla çalışan STÖ temsilcileri ile baroların çalışmasının, yargıya güvensizlik, yargısal yolların etkililiğine yönelik kolektif inançsızlık ve ikincil mağduriyete uğrama kaygısının hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından insanlarda caydırıcı etkiler yarattığı ifadelerine yer verildi.
Raporda bu duruma örnek olarak ise Giresun’da kızı Rabia Naz’ın hayatını kaybettiği olayın araştırılmasını isteyen babası Şaban Vatan, Şanlıurfa’da eşi ve çocuklarını öldüren faillerin yargılanmasını isteyen Emine Şenyaşar ve Çorlu Tren Kazası’nda oğlunu kaybeden ve kazanın sorumlularının yargılanmasını talep eden Mısra Öz gösterildi.
‘ADALETE ERİŞİMDE EŞİTLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER SIRALANDI’
Hak bilincinin geliştirilmesi, hak ihlallerine maruz kalanların hak arama konusundaki tutumlarının değiştirilmesi, hukuki ve anayasal hakların ve garantilerin geliştirilmesi ve ayrımsız herkes için adalete erişimde eşitliğin sağlanması için alınması gereken önlemler ise şöyle sıralandı:
- Yasalardaki koruma güvencelerinin dezavantajlı gruplar bakımından gözden geçirilerek sorun alanlarında gerekli hukuki ve politika değişiklerinin yapılması
- Dezavantajlı gruplar içinde hak farkındalığını artırmaya ve hak arama mekanizmalarına başvuru yapma konularına odaklı özel programlar uygulanması,
- Hukuki ilişkilerde kültürel ve dil bariyerlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik değişiklerin yapılması ve alternatif başvuru mekanizmaları oluşturulması,
- Adli yollara başvuru yapmak isteyen ancak mali durumum uygun olmayan kişilerin masraflar için ekonomik destek programları oluşturulması,
- Adli yardım siteminin dezavantajlı grupların ihtiyaçları odağında güçlendirilmesi ve mahkemeler ya da diğer mekanizmalara başvurular için avukata erişim desteği sağlanması,
- Misilleme tehdidine karşı yasal güvencelerin artırılması, misillemeleri kamu görevlileri tarafından yapılması halinde cezai müeyyidelerin ağırlaştırılması
Rabia Naz'ın babası Erdoğan'a seslendi: Bize kadar ulaştı güçlünün üstünlüğü baskınız
Çorlu tren katliamının 6. yılı: Efendilerin de ceza aldığını göreceğiz