Urfa Emek ve Demokrasi Platformu: Irkçı saldırılara karşı yaşamı savunuyoruz

Urfa Emek ve Demokrasi Platformu: Irkçı saldırılara karşı yaşamı savunuyoruz
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, mültecilere yönelik ırkçı saldırılara tepki gösterdi. Açıklamada, “Şiddeti tetikleyen tüm ırkçı söylemlere karşı tüm toplumu yaşam hakkını savunmaya çağırıyoruz" denildi.

URFA - Kayseri'de bir çocuğun istismar edildiği iddiasıyla Suriyelileri hedef alan ırkçı saldırılar diğer illere de sıçradı. Antalya’nın Serik ilçesinde 17 yaşındaki Suriyeli i Ahmet Handan El Naif, bıçaklanarak öldürüldü.

Türkiye’nin çeşitli illerine yayılan Suriyelilere yönelik ırkçı saldırılara tepki gösteren Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, “Suriyeli mültecilere yönelik günlerdir devam eden ve giderek artan linç, saldırı ve şiddet olayları bir pogroma dönüşme riski taşımaktadır” dedi.

‘MÜLTECİLİK BİR NEDEN DEĞİL, ACI BİR SONUÇTUR’

KESK Urfa Şubesinde ortak açıklamayı okuyan Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Urfa Şube Başkanı Servet Yazar, "Mülteci ve göçmenler savaşlardan, yoksulluktan, yaşamlarını tehdit eden tehlikelerden kaçmak, yalnızca yaşama tutunmak amacıyla bulunduğu yeri terk etmek zorunda kalan insanlardır. Mültecilik bir neden değil, acı bir sonuçtur. Terk etmek zorunda kaldıkları yerlerde yaşadıkları travmanın dışında da geldikleri yerlerde yaşamış oldukları her türlü zulüm kendini sürekli tekrar eden bir travmaya dönüşmekte; emekleri sömürülmekte, kötü yaşam koşullarının olduğu yerlerde yaşamaya zorlanmakta, hakları ihlal edilmekte, şiddet görmekte ve yaşamlarını kaybetmektedirler” diye konuştu.

‘MÜLTECİLERE YAPILAN SALDIRILARI LANETLİYORUZ’

Siyasetçilere mültecileri sorunların kaynağı olarak gösteren söylemleri terk etmeleri çağrısında bulunan Yazar, "Toplumun en alt tabakasına itilen, hor görülüp aşağılanan, sömürülen mültecilere ve işçileştirilen mülteci çocuklara yapılan saldırıları lanetliyoruz. İktidarın Suriye’ye dönük politikalarının da son yaşananlarla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Siyasetçilerin araçsallaştırıcı, ırkçı ve ayrımcı söylemleri terk ederek öncelikle mültecilerin yaşam güvenliğini sağlamak ve devamında insani olarak yaşam koşullarını düzenlemek, insani bir göç ve mülteci politikasını geliştirmek gibi zorunlulukları vardır” dedi.

'TOPLUMU AYRIMCI VE IRKÇI SALDIRILARIN KARŞISINDA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

Irkçı söylemlere karşı yaşam hakkını savunma ve ırkçı saldırılar karşısında durma çağrısı yapan Yazar, şunları söyledi:

“Yaşamı ve yaşatmayı savunan kurumlar olarak tüm vatandaşlarımızın ve mültecilerin insan onuruna yaraşır bir yaşamı sürdürme hakkına sahip olduğunu hatırlatır, sığınmanın bir hak olduğunu belirtmek isteriz. Bu konuda devletin, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası mevzuatların gereklerini yerine getirmesi, başta yaşam hakkı olmak üzere insan haklarının korunması konusunda müşterek sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra toplumsal hayat içerisinde bir arada yaşayabilmeyi sağlamanın da yöneticilerin görevi olduğunu ve ne yazık ki bugüne kadar bu görevin ciddi şekilde ihmal edildiğini hatırlatmak isteriz. Şiddeti tetikleyen tüm ırkçı söylemlere karşı tüm toplumu yaşam hakkını savunmaya ve yaşanılan ayrımcı ve ırkçı saldırılar karşısında olmaya çağırıyoruz.” (ARTI GERÇEK)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar