Uzmanlardan İzmir için deprem uyarısı: Ege Denizi'nde gömülü faylara dikkat

Uzmanlardan İzmir için deprem uyarısı: Ege Denizi'nde gömülü faylara dikkat
Maraş depremlerinin ardından İzmir için de deprem uyarısında bulunan uzmanlar, denizde gömülü fay hatlarından kaynaklı deprem beklediklerini söyledi. İzmir'in depreme hazır olmadığını söyleyen uzmanlara göre, acil önlemler alınması gerekiyor.

Artı Gerçek - Maraş'ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma sebep olan 6 Şubat depremleri, fay hatlarına yakın noktalarda bulunan diğer kentlerin depreme ne kadar hazır olduğu tartışmasını yeniden başlattı. Uzmanlar, 30 Ekim 2020'de Seferihisar açıklarında 6.6 büyüklüğündeki depremle sarsılan İzmir için depreme hazırlık konusunda uyarılarda bulunmaya devam ediyor.

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, İzmir kent merkezini etkileyebilecek 13 fayın bulunduğunu ve fayların 6.5- 7 üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğunu dile getirdi. Önalan, İzmir orta nokta olmak üzere 100 kilometre yarıçaplı bir dairenin içindeki her diri fayın İzmir'i etkileyeceğini söyledi.

'DENİZLERDEKİ FAYLAR ARAŞTIRILMALI'

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer ise İzmir Körfezi ve Ege Denizi'ndeki gömülü fayların belirlenmesi gerektiği ifade etti. Son 30 yıldaki ölümcül depremlerin denizlerdeki faylardan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Öziçer, denizlerdeki fayların araştırılması gerektiğini söyledi. Öziçer şöyle devam etti:

"Ege Denizi'nde, 30 Ekim'deki depremin büyüklüğünde potansiyel gömülü fay olabilir. Körfezde sismik çalışmalar yapılıyor ve belli başlı faylar tespit edildi. Ege Denizi açıklarında Sisam, Samos hatta Muğla taraflarında 'Helen yayı' dediğimiz alan da dahil olmak üzere ciddi bir şekilde incelenerek fayların analizlerinin ve geometrisinin jeofizik yöntemlerle çıkartılmasını öneriyoruz. İzmir fay hatlarının özellikle Ege Denizi'nin tomografisini çıkaralım. İzmir Körfezi ve Ege Denizi'ndeki faylar tespit edilerek yol haritası belirlenmeli."

'YAPILAŞMAYI İZMİR'İN YÜKSEK ALANLARINA DOĞRU KAYDIRMALIYIZ'

Bayraklı Ovası'nın zemini ile benzer özelliklere sahip, suya doygun alanların riskli alanlar olduğuna dikkat çeken Koray Çetin Önalan, Karşıyaka, Çiğli, Bornova, Konak'ta Alsancak ve sahil yolunun riskli olduğunu ve buralarda yapı stokunun sorunlu olduğunu vurguladı. Afete karşı güvenli konutlar yapılması gerektiğini dile getiren Önalan, "Gerekli araştırmaları ve etütleri tamamlayarak, kaya ortamlarda yapılan binaların depreme çok daha dirençli olduğunu yaşayarak gördük. Dolayısıyla, bundan sonra yapılaşmayı, gerekli mühendislik çalışmalarını yapmak kaydı ile İzmir'in yüksek alanlarına doğru kaydırmalıyız" dedi.

'YAPI STOKUNUN YÜZDE 60-70'İ GÜVENLİ DEĞİL'

İzmir yapı stokunun yüzde 60-70'inin güvenli olmadığını belirten İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayar, 2000 yılı öncesine dair uygulamalarda endişe duyduklarını vurguladı. İzmir'de 7 büyüklüğünde deprem beklendiğini aktaran Ayar, "İzmir'deki yapı stokunun durumu nedeniyle olumsuz bir tabloyla karşılaşacağımız bir gerçek. Şu anda daha hazır değiliz. Çalışmalarımız sonrasında ya yapıları güçlendirmemiz lazım ya da yıkıp, yeniden yapmamız lazım. Bu kısım ekonomik kaynağa bakar. Bu çalışmalar muhakkak devlet eliyle yapılmalı, kamu kaynakları kullanılmalı. Bilimsel çalışmalar sonuca bağlanmalı. Yerel yönetim, hükümet iş birliği yapmalı. Çünkü siyaset üstü bir konuyla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

'YÜKSEK NÜFUSU OLAN İLÇELERDE TOPLANMA ALANLARI SIKINTILI'

İzmir'deki afet toplanma alanlarının durumuyla ilgili bilgi veren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Şehircilik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Evren Erdin, İzmir'de 11 merkez ilçeyi kapsayan çalışma kapsamında 2 bin 784 adet potansiyel alanın 361 adetinin doğrudan uygun olmadığı, bazılarının ise öncelikli olarak toplanma alanı seçilmesinin uygun olmadığının tespit edildiğini belirtti.

1 milyondan fazla nüfusun bulunduğu Karabağlar, Konak ve Karşıyaka ilçelerinin erişim anlamında sorunlar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Erdin, kullanılabilirlik, güvenlik ve erişilebilirlik kriterlerine göre alanların belirlenmesi gerektiğini söyledi.

İmar planlarının afet olgusu ve afet durumundaki mekansal ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Erdin, "Yetersiz ve riskli ilçe ve bölgeler özelinde öncelikli olmak üzere kent ve ilçelerin toplanma alanına konu olacak açık ve yeşil alan ihtiyacının afetler temelinde yeniden ele alınması ve kentsel yeşil ağ sisteminin oluşturulması önemlidir" dedi. (DHA)

Öne Çıkanlar