Vedat Aydın cinayeti soruşturması 27 yıldır aynı noktada

Vedat Aydın cinayeti şüphelileri hakkında 2021 yılına kadar dava açılmazsa dosya zaman aşımı nedeniyle düşecek.

Vedat Aydın cinayeti soruşturması 27 yıldır aynı noktada

Diyarbakır'da 5 Temmuz 1991'de kendini polis olarak tanıtan kişilerce evinden alındıktan 2 gün sonra Elazığ'ın Maden ilçesi yakınlarında işkence yapılmış halde ölü bulunan Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın ölümü üzerinden 27 yıl geçti. Aydın cinayeti, Türkiye ve bölgede 'faili belli' cinayetler, zorla kaçırılmalar, gözaltında kayıpların başlangıcı olarak kabul ediliyor.

Aydın için yüz binlerce insanın katılımı ile 10 Temmuz 1991'de düzenlenen cenaze törenine de saldırı yapıldı. Halkın üzerine açılan ateş sonucu 8 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı. Ancak saldırıyı gerçekleştiren polis, asker, özel timler ile mülki amirler hakkında bir soruşturma başlatılmazken, onun yerine cenaze törenine katılan çok sayıda kişi gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı ve beraat etti.

JİTEM TETİKÇİLERİ CİNAYETİ İTİRAF ETTİ

Aydın cinayeti ile ilgili başlatılan soruşturmada, birçok somut delil olmasına rağmen bir gelişme sağlanmadı. JİTEM elemanları Abdülkadir Aygan ve Murat Demir'in itirafları, cinayetin JİTEM tarafından işlendiğini ortaya koydu. Bölgede 90'lı yıllarda yaşanan birçok yargısız infazda tetikçi olarak kullanılan Aygan, Aydın'ın infaz edilmeden önce evinin önünde yapılan keşifte bizzat yer aldığını ve olayın JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever tarafından planlandığını yıllar sonra anlattı.

Aygan gibi JİTEM elemanı olan Murat Demir de yıllar sonra yaptığı açıklamalarda, Vedat Aydın cinayetini devletin işlediğini itiraf etti.

DAVA AÇILMAZSA DOSYA KAPANACAK

Cinayetin JİTEM tarafından işlediğinin itirafları üzerine soruşturma dosyası 2011 yılında tekrar incelendi. Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımına 1 gün kala 4 Temmuz 2011'de aralarında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğu 8 JİTEM elemanının teşhis edildiğine dair tebligatı Aydın'ın eşi Şükran Aydın'a göndermesinin ardından dosyanın zaman aşımı süresi 10 yıl uzatıldı. Savcılık, Mahmut Yıldırım ve diğer şüpheliler hakkında 'suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak' suçlamasıyla soruşturma başlattı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan failler bulunmadığı için yerinde sayan soruşturma dosyası, bu haliyle sürerse 5 Temmuz 2021'de zaman aşımından düşecek.

'SORUŞTURMA DOSYASI HİÇ BİR ŞEY YAPILMADAN BEKLETİLDİ'

Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın'ın avukatı Mehmet Arif Altunkalem, cinayetin ardından soruşturma dosyasının uzun süre hiçbir yapılmadan bekletildiğini belirterek, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu ve JİTEM'ci Abdulkadir Aygan'ın cinayetle ilgili yaptığı itiraflar sonucunda 20 yıl bekleyen dosyada, bir hareketlenme yaşandığını söyledi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraflarda ismi geçen JİTEM üyeleri ve itirafçıların 'şüpheli' olarak ifadesini aldığını kaydeden Altunkalem, ifadesi alınan şüphelilerin suçlamaları inkar ettiğini belirtti. Altunkalem, soruşturmada şikayetçi olarak ifadesi alınan Aydın'ın eşi Şükran Aydın'ın olayın üzerinden uzun yıllar geçtiği için bu kişileri teşhis edemediğini kaydetti.

ZAMANAŞIMI TEHLİKESİ

Aydın cinayeti soruşturma dosyasının 2011 yılında zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Altunkalem, şöyle konuştu:

"Dosyada şüpheli olarak ismi geçen Mahmut Yıldırım ve Abdulkadir Aygan hakkında 2011 yılında yakalama kararı çıkartılmasıyla zaman aşımı süresi 30 yıla çıkarıldı. Dosyada faillerin bulunmaması, iddianame hazırlanmaması durumunda dosya, 2021 yılının Temmuz ayında zaman aşımından düşmüş olacak."

ŞÜPHELİ VAR, İDDİANAME YOK

Dosyada en başından beri etkin ve yeterli bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Altunkalem, "Olay yerine ilişkin hiç delil yok. Dosyada itirafçı Abdulkadir Aygan'ın cinayetle ilgili itirafları dışında bir delil yok. Aygan da yurtdışında olduğu mahkeme ve savcılık huzurunda ifadesi alınıp, teşhis yapması lazım. Aydın veya benzeri dosyalarda fail ya da maddi gerçeğe ulaşılmak isteniyorsa gerek yargı, gerek kolluk, gerek de siyasi iradenin kararlı bir şekilde bu cinayetin üzerine gitmesi lazım. Son 3 yıldır da soruşturma dosyasında hiçbir hukuki gelişme yok. Dosyada şüpheliler var ancak bunlar hakkında iddianame hazırlanmış değil" diye belirtti.

DGM'DE İLK KÜRTÇE SAVUNMA YAPMAK İSTEYEN KİŞİ

Diyarbakır Barosu eski başkanlarından avukat Fethi Gümüş ise, Vedat Aydın'la öğrencilik yıllarından beri süre gelen çok yakın bir arkadaşlıkları olduğunu belirterek, Aydın'ın Devrimci Doğu Kültür Derneği'nde (DDKD) yürüttüğü faaliyetler nedeniyle 12 Eylül'de tutuklanarak yıllarca cezaevinde kaldığını söyledi.

Aydın'ın tahliye edildikten sonra bir arayış içerisine girdiğini, İHD'de çalıştıktan sonra DEP İl Başkanı olduğunu hatırlatan Gümüş, "Lice ile Kulp arasındaki bir çatışmada 3 gerilla yaşamını yitirmişti. Vedat Aydın, DEP İl Başkanı olması nedeniyle yanındaki birkaç kişiyle birlikte çatışma bölgesine giderek gerilla cenazelerini alarak Lice'ye getirdi. O tarihe kadar çatışmada yaşamını yitiren PKK'lilerin cenazeleri çatışma bölgesinde defnedilmeden bırakılıyordu. Yakınları da kendilerine bir şey yapılacağı korkusuyla cenazeleri sahiplenemiyordu. Vedat bu cenazeleri aldıktan sonra maalesef hakkında infaz kararı verilmişti" dedi.

Gümüş, İHD kongresinde yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle tutuklanan Aydın'ın o zamana kadar DGM'lerde Kürtçe savunma yapmak isteyen ilk kişi olduğunu da hatırlattı.

'CİNAYETLER KÖYLERDEN ŞEHİRLERE TAŞINDI'

Bir dönem Aydın cinayeti soruşturmasını takip eden avukat Mahmut Vefa da, Vedat Aydın'ın hedef gösterilmesinin temel nedenin bölgede Kürtlerin hak mücadelesini yürüten öncülerinden biri olması olduğunu vurguladı.

Aydın'ın İHD kongresinde yaptığı Kürtçe konuşma ile Sur'da öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin katıldığı televizyon programında yaptığı konuşma sonrasında yaşananlar arasında 'korkunç bir benzerlik' olduğunu ifade eden Vefa, "İkisi de sivil toplumdan geldi ve devlet tarafından hedef gösterildiler. O dönem bundan kendilerine vazife çıkaran illegal yapılar, alınan merkezi bir kararla Kürtlerin sivil siyasetini sindirme çabası içine girdiler. Her ikisi de gazete ve televizyonlardan hedef gösterildi, haklarında soruşturma açıldı. Aydın cinayetiyle birlikte ilk defa faili meçhul cinayetler, köylerden şehirlere taşındı. Aydın cinayetinden sonra siyasetçiler ve kanaat önderleri hedef alınmaya başlandı" dedi.

Cinayet soruşturmasının baştan beri savsaklandığını ifade eden Vefa, olayın bir nevi zamana ve unutulmaya terk edildiğine dikkat çekti. (Mezopotamya Ajansı)

JİTEM DEP Vedat Aydın