Yangında zarar gören köye DEDAŞ baskını: 'Bizi buradan göç ettirmek istiyorlar'

Diyarbakır-Mardin sınırında 15 kişinin öldüğü yangından etkilenen Karabudak'a DEDAŞ tarafından jandarma eşliğinde baskın düzenlenmesine tepkiler sürüyor. Mahalle sakinleri; hacizler ve baskınlarla bilinçli bir göç ettirme politikası uygulandığını anlattı.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Karabudak Mahallesi’ne 13 Eylül'de jandarma ile baskın düzenleyen Dicle Elektrik Anonim Şirketi (DEDAŞ) ekipleri, borç gerekçesiyle köydeki trafoları söktü. Durumu protesto eden mahalle sakinleri jandarma tarafından dövüldü. 'Kamu malına zarar vermek' suçlamasıyla gözaltına alınan yedi kişi savcılık tarafından serbest bırakıldı.

MAHALLE YANGINDA ZARAR GÖRMÜŞTÜ

Karabudak Mahallesi, DEDAŞ'ın ihmali nedeniyle kopan elektrik telleri yüzünden 20 Haziran'da Diyarbakır-Mardin sınırında çıkan ve 15 kişinin öldüğü yangında zarar görmüştü. Can kaybı ve yaralanmanın olmadığı köy, maddi zarar nedeniyle afet bölgesi kapsamına alınmıştı.

'BAZI ÇİFTÇİLER VAR 500 BİN TL FATURA GELİYOR'

Artı Gerçek'e konuşan Karabudak Mahallesi sakinlerinden Mehmet Aran, mahalledeki durumu şöyle özetledi: "DEDAŞ’a ve yüksek faturalara karşı direniyoruz. Normalde fatura atıyorum aylık 100 bin TL ise 250- 300 bin TL geliyor. Bize gönderilmediği gibi bilgilendirme de yapılmıyor. Bunun maksadı da fatura ödemesi bir ay gecikirse gelecek olan saatlik faiz. DEDAŞ bu bilinçli yapıyor. Bazı çiftçiler var 500 bin TL fatura geliyor. Herkese ek takip mesajı geliyor ve faturanın 600 bin TL olduğunu söylüyorlar. Bunlar bizi tuzağa sokuyorlar. Diyarbakır'da avukatımla görüşeceğim. Çünkü faturamı gelsem yatırsam dahi ertesi gün gün yine bir fatura çıkacak" dedi.

'KAZANDIĞIMIN YÜZDE 95'İNİ ELEKTRİĞE VERSEM BEN NE YAPACAĞIM?'

DEDAŞ’ın trafoları sökmek için köye onlarca jandarmayla geldiğini ve yaşlıların da dövüldüğünü söyleyen Aran, "Bunlar istiyorlar ki çiftçiler sadece DEDAŞ'a çalışsın. Kazandığım paranın yüzde 95’ini elektriğe versem ben ne yapacağım? Yani çiftçiliği bitiriyorlar. Bunu bilinçli olarak uyguluyorlar. Bizi buradan sürmek istiyorlar. Çiftçinin hali belli değil. Bizi yaşadığınız yerden uzaklaştırmak istiyorlar. Ben çiftçilik ya da hayvancılık yapamazsam mecburen göç edeceğim. Batıya gideceğim veyahut yurtdışına çıkacağım" diye konuştu.

'ÖDEYEMEDİĞİM FATURA NEDENİYLE ARAZİM HACİZDEN SATILACAK'

DEDAŞ'ın kendisine de haciz gönderdiğini, arazilerinin icra yoluyla satılacağını söyleyen Aran, şunları anlattı: "Ben 2020’ye kadarki sürede faturalarımın hepsini ödedim, herhangi bir borcum yok. 2020’den sonraki süreçte gelen fahiş faturalardan dolayı ben artık ödeyemiyorum. Benim sadece bir faturam hacizlik. 300 bin TL yüzünden bizim 33 dönüm bağımızı 8 milyon 500 bin TL'ye ihaleye çıkardılar. Önümüzdeki ay elektronik ortamda satışa çıkarılacak. Bu yapılan reva mıdır? Yine gelip köydeki trafoları sökecekler."

'DEDAŞ HALKA ZULÜM UYGULUYOR'

Karabudak Mahallesi muhtarı Şeyhmus Koksun da DEDAŞ'a tepki gösterdi: "DEDAŞ’ın köydeki trafoları sökmek istedi. Halk da bunu kabul etmedi. Asker müdahale etti. Ondan sonra trafoları aldılar. DEDAŞ eskiden beri halka zulüm uyguluyor. Kanunla çalışmıyor, kanunu kendine göre uyduruyor. Devlet de bir şey yapmıyor. Biz bu borçları veremeyiz, mümkün değil. 3 milyon TL borç yazılan var. O da diyor ki 'ben bu borcu ödeyemem'. Sonra askerle geldiler. Sivil insanlarla askerleri karşı karşıya bıraktılar. Bu doğru bir karar değil. Askerler gençleri darp etti, gözaltına aldı. DEDAŞ bunu herkese yapıyor."

'BU GİDİŞLE BATIYA GÖÇ EDECEĞİZ'

Yaşananlardan dolayı çiftçilerin artık üretim yapamadığını ve çiftçiliği bırakma noktasına geldiğini dile getiren Koksun, şu uyarıda bulundu:

"Çiftçiler perişan. Kendi tarlasını da satmak zorunda kalıyor ya da devlet elinden alıyor. DEDAŞ da askerler ile gelip köydeki trafoları söküyor. O gün en az dört tane trafo aldılar, köylüler mağdur. Bu yapılanlar da zulümdür. DEDAŞ çiftçilere düşmanlık yapıyor. Bu gidişle batıya göç edeceğiz. Devlet bu işe el atmalı. Yoksa bu DEDAŞ’ın vicdani yok.1 litre mazot 45 TL, bir ton gübre 30-40 bin TL. Vallahi çiftçi batmış, işi bitmiş. Bu senden sonra artık ekim yapmayacağım. Çocuklarım da gitsin dışarıda çalışsın. Ne yapalım başka?”

Öne Çıkanlar