Yargıtay Başsavcılığı'nın Gezi tebliğnamesi: Yapıcı dışındaki tüm sanıkların cezasına onama, Atalay'ın tahliyesine ret istemi

Yargıtay Başsavcılığı'nın Gezi tebliğnamesi: Yapıcı dışındaki tüm sanıkların cezasına onama, Atalay'ın tahliyesine ret istemi
Yargıtay Başsavcılığı Gezi davasıyla ilgili sunduğu tebliğnamede, Mücella Yapıcı dışındaki sanıkların cezalarının onanmasını istedi. Can Atalay'ın mahkum edildiği suç ise "istisnalar" kapsamında sayılarak dokunulmazlık kapsamında olmadığı savunuldu.

Artı Gerçek - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi davasıyla ilgili tebliğnamesini hazırladı. Başsavcılık, iş insanı Osman Kavala'nın da olduğu davada mimar Mücella Yapıcı dışındaki sanıklara verilen cezaların onanmasını talep etti. 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen avukat Can Atalay'ın yargılamasının durdurulması talebi içinse ret istendi. Can Atalay’ın mahkum edildiği suçun Anayasa’nın 14. Maddesinde sayılan istisnalar kapsamında kaldığı öne sürülerek, Anayasa’nın 83. Maddesindeki “yasama dokunulmazlığından faydalanmasının mümkün olmadığı” yönünde görüş bildirildi.

T24'ten Asuman Karaca'nın haberine göre, tebliğnamede, Atalay’ın “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan mahkûm edildiği ve bu suçun Anayasa’nın 14. Maddesindeki istisnalar kapsamında olduğu öne sürülerek, yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı yer aldı.

BERKİN ELVAN'IN VURULMASINDAN GEZİ DAVASI SANIKLARI SORUMLU TUTULDU

Duvar'dan Can Bursalı'nın haberindeki detaylara göre Başsavcılığın tebliğnamesinde, Berkin Elvan'ın ölümünden de Gezi davasının sanıkları sorumlu tutuldu. Tebliğnamede, 27 Haziran 2016’da yapılan bir toplantıya davanın tutuklu sanıklarından Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da katıldığı belirtildi ve “27.06.2013 günü Hanzade Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu’nun organizesinde Garaj İstanbul’da yapılan toplantıya Taksim Dayanışması üyelerinden Tayfun Kahraman ve Şerafettin Can Atalay’ın da katıldığı, yaratılan şiddet ortamında Berkin Elvan’ın hayatını kaybettiği anlaşılmıştır” denildi.

YALNIZCA YAPICI HAKKINDA BOZMA İSTEMİ

Başsavcılık, sanıklardan yalnızca Mücella Yapıcı yönünden bozma kararı verilmesini talep etti. “Yapıcı’nın diğer sanıkların oluşturduğu gizliliğe riayetle Cezayir, Garaj İstanbul toplantılarına katıldığına, aynı amaca yönelik olarak organik bağ kurduğuna, oluşturulan organizasyon içinde yer aldığına ilişkin mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği” ifade edilen tebliğnamede, “Sanığın sabit olan eylemleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, yetersiz gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi” gerekçesiyle hakkında verilen hükmün bozulması istendi.

Davanın sanıklarından Osman Kavala "Hükümeyi yıkmaya teşebbüs" TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve diğer sanıklar ise "Hükümeti yıkmaya teşebbüse yardım" suçlamalarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından cezalandırılmış, bu ceza istinaf mahkemesi tarafından da onanmıştı.

ANAYASA'NIN 14. MADDESİ

Anayasa'nın 14. maddesinde şu ifadeler yer alıyor:

"Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."

KAVRAM ELEŞTİRİSİ

Ancak bu maddedeki ibarelerin, farklı tarihlerde farklı kararlar doğurduğu biliniyor. Tebliğnamede, Atalay’ın anayasanın 14. maddesi nedeniyle dokunulmazlık kapsamında olmadığı belirtilirken, Anayasa Mahkemesi’nin 2022’de verdiği Leyla Güven hakkında verdiği hak ihlali kararının gerekçelerinden biri de yine aynı maddeydi. Yüksek mahkeme, verdiği hak ihlali kararında Güven’in yasama dokunulmazlığından faydalandırılmamasının anayasanın 14. maddesine bağlanmasıyla ilgili, "Maddede belirsizlik var. Suç tanımını tam olarak tariflemiyor" demişti.

Hukukçu ve akademisyen Kemal Gözler, maddede yer alan "durum" ifadesine şu eleştiriyi getirmişti:

"Yasama dokunulmazlığı “durumlar” ile ilgili değil, “suçlar” ile ilgili bir kurumdur. Ortada “suç” olmadan yasama dokunulmazlığının istisnası da olmaz. Dolayısıyla Anayasanın 83’üncü maddesinde kullanılan “Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar” terimi eleştiriye açıktır. Anayasa koyucu, yasama dokunulmazlığına suç türü itibarıyla istisna getirmeyi arzu ediyor ise, “durumlar” değil, “suçlar” terimini kullanmalı; istisna tuttuğu suçları isim isim saymalıdır." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar