Yargıtay’ın Man Adası kararı ne ifade ediyor?

Yargıtay’ın Man Adası kararı ne ifade ediyor?
Yargıtay, Erdoğan’ın akrabalarının vergi cenneti Man Adası’ndaki şirketlere 18 milyon dolar aktardığı iddialarını doğruladı. Uzmanlar kararın ne ifade ettiğini değerlendirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Kasım 2017 yılında gündeme getirdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akrabalarının vergi cenneti Man Adası’ndaki şirketlere 18 milyon dolar aktardığına dair açıklaması Yargıtay tarafından verilen kararla doğrulandı. İddiaya göre Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürü ve eski özel kalem müdürü, 2011'de bu şirkete tam 18 milyon dolar gönderdi. CHP lideri, 2011’de gerçekleşen para transferleriyle ilgili swift mesajları ve dekontları da gösterdi. Kılıçdaoğlu’nun iddiaları Erdoğan tarafından yalanlandı ve Kılıçdaroğlu üç ayrı davayla tazminata mahkûm edildi. Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi toplamda 631 bin lirayı bulan bu tazminat kararlarını bozdu.

DW Türkçe, Man Adası kararıyla ilgili Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan ve vergi uzmanı Nedim Türkmen ile konuştu.

‘İNKÂR EDİLEN BU PARA AKTARILMASI OLAYININ GERÇEK’

Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan, Yargıtay kararına göre "iddiaların olgusal gerçeklere dayandığına" işaret ediyor. Bu ifadenin kritik olduğunu vurgulayan Özarslan, "Hatta bu kişilerin hesaplarına para aktarıldığına ilişkin bankadan gelen cevabın, MASAK cevabıyla da MASAK değerlendirmesiyle de uygun olduğunu belirtiyor. Bu aslında, yani itiraz edilen, inkâr edilen bu para aktarılması olayının gerçek olduğunu işaret eder" diyor.

‘YARGITAY’IN BOZMA KARARININ SİYASİ SONUCU OLUP OLMAYACAĞINI BELİRSİZ’

Oya Özarslan, parayı gönderenlerden birinin bir emekli öğretmen olduğuna dikkat çekerek "O dönemde bu para nereden, nasıl geliyor gibi sorular da sorulmuştu. Ama bunların hepsi havada kaldı tabi" diyor. Yargıtay’ın bozma kararının siyasi sonucu olup olmayacağının ise belirsiz olduğunu vurgulayan Özarslan, "Çünkü siyasi açıdan çok da önemli bir iddiada bulunulmuştu. İspat edilirse siyaseti de bırakırım, Cumhurbaşkanlığı'nda bırakırım filan gibi bir iddia olmuştu" diye ekliyor.

‘VERGİ CENNETLERİNDE BULUNAN ŞİRKETLER, TÜRKİYE'DE DAHA AZ KURUMLAR VERGİSİ ÖDÜYOR’

Türkiye'de Ocak 2006'dan itibaren, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinin 7 no'lu bendi değiştirilerek, vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerde yüzde 30 vergi uygulanması kararlaştırılmıştı. Vergi uzmanı Nedim Türkmen, daha önce Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra ise Cumhurbaşkanı Erdoğan vergi cennetleri listesini açıklamadığı için bu vergi tevkifatının yapılamadığına dikkat çekiyor.

Türkmen, "Kurumlar Vergisi Kanunu'nun bu hükmü uygulanmadığı için vergi cennetlerinde bulunan şirketler Türkiye'deki şirketlere faturalar düzenliyorlar. Bunların çok büyük bir bölümü gider faturası. Dolayısıyla bu da şirketlerin Türkiye'de daha az kurumlar vergisi ödemesini sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

‘VERGİDE ZAMANAŞIMI BEŞ YIL’

Vergi cennetlerinde şirket kurmanın ya da hesap açmanın suç olmadığının altını çizen Türkmen, "Bunun suç olabilmesi için ya bir suç gelirinin aklanması faaliyetinde bulunmak gerekiyor ya da örneğin Türkiye'de vergi kaçırdınız, bunları offshore şirketlere aktarmanız durumunda konu gündeme gelebilir" diyor.

Vergide zamanaşımının beş yıl olduğunu ifade eden Türkmen, kara paraya ilişkin bir suçlama yöneltebilmek için ise öncelikle öncü suçun olması gerektiğini söylüyor. Türkiye'de bu anlamda yapılan incelemelerde şimdiye dek çok bir mesafe katedilmediğini dile getiren Türkmen, "Hükümetin yapması gereken OECD'nin vergi cennetleri listesini Türkiye için de geçerli olacak şekilde açıklamak. Ondan sonra Türk şirketleriyle vergi cennetlerinde bulunan offshore şirketleri arasındaki ilişkilerin, para hareketlerinin azalacağını söyleyebiliriz" diye konuşuyor.

‘VERGİ CENNETLERİNE GİDEN PARALARI VERGİLENDİRMEMEKTE ISRAR’

Oya Özarslan da Türkiye'de dolaylı vergilerin vatandaşın üzerinde büyük bir yük oluşturduğuna işaret ederek "Deprem gibi nedenlerle çıkarılmış dolaylı vergileri bile hala ödemeye devam ediyoruz. Ama bir yandan vergi cennetlerine giden paraları vergilendirmemekte ısrar ediyoruz, bunlara gözümüzü kapatıyoruz" ifadelerini kullanıyor. Özarslan, bunun vergi adaleti duygusunu, eşitlik duygusunu da zedeleyen bir olgu olduğunu söylüyor.

VARLIK BARIŞI DÜZENLEMELERİ

Türkiye'de vergi cennetleriyle mücadele, paranın kaçışını önlemekten ziyade halihazırda vergi cennetlerine aktarılmış kayıt dışı zenginliğin ülkeye dönmesi ve kayıt altına alınmasına yönelik. Kamuoyunda "Varlık Barışı" olarak bilinen ve periyodik olarak çıkarılan bu düzenlemeler, offshore ile mücadele yerine teşvik ettiği yönünde eleştiriliyor. Varlık Barışı düzenlemelerinin 2008'den bu yana, neredeyse iki yılda bir çıktığını belirten Oya Özarslan, en son yedinci kez çıkarılan Varlık Barışı’nın 30 Haziran 2020’ye kadar uzatıldığını söylüyor. Varlık Barışı’yla getirilen paranın üzerinden herhangi bir vergi ödenmesi ihtimalinin ortadan kaldırıldığını dile getiren Özarslan, bu paraların vergi cezasına ya da denetime tabi tutulmadığını da ekliyor.

‘KARA PARA AKLAMADA RİSK’

Son getirilen düzenlemeyle para, altın, döviz, menkul kıymetler ve hatta bavulla getirilen paraların bile kaynağının ne olduğu sorulmadan sistemin içine sokulmasına imkân tanındığını vurgulayan Özarslan, "Bu kara para aklama açısından büyük bir riske işaret eder. Çünkü kara para aklamada, özellikle de nakitle el değiştiren para en büyük risk noktalarından birisi olarak gözükür" diyor.

NE OLMUŞTU?

İrlanda denizinde yer alan bir vergi cenneti olan Man Adası, kuyruksuz Manx kedilerinin yanı sıra dünyanın süper zenginlerine karşı hoşgörülü vergi muamelesi ile tanınıyor. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) 2017’de gerçekleştirdiği Paradise Papers araştırmasına göre zenginlere kamu denetiminden uzak ön onaylı muafiyetler sağlayan Ada, özel jetlerin kaydedildiği en önemli merkez. Man Adası hükümeti, o dönem, Ada'da kayıtlı 231 jet için KDV iadesinin 1 milyar dolardan fazla olduğunu açıklamıştı. Erdoğan’ın akrabalarının düşük vergi oranları ve yüksek düzeyde kurumsal gizlilik sunan Man Adası’na gönderdiği paranın kaynağı ise belirsiz.

Man Adası belgelerini 2017’den bu yana tartışan Türkiye, geçen yıl kara paranın aklanmasını engellemede başarılı olamadığı için OECD Mali Eylem Gücü tarafından gri listeye alınmıştı. Verginin daha yüksek olduğu ülkelerde kazanılıp vergi oranlarının çok daha düşük olduğu vergi cennetlerine kaçırılan yıllık para miktarının kesin olarak ne kadar olduğu bilinmiyor. Fakat Paris merkezli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2020 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, en az 11,3 trilyon ABD Doları offshore sisteminde tutuluyor. Offshore sisteminin karmaşıklığı ve gizliliği nedeniyle, bu servetin ne kadarının vergi kaçakçılığı ve diğer suçlarla bağlantılı olduğunu veya ne kadarının yetkili makamlara rapor edildiğini bilmek ise mümkün değil.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar