Yargıtay'ın Can Atalay kararına tepki yağıyor: 'AYM bugün itibariyle fiilen ‘kapatılmıştır’

Yargıtay'ın Can Atalay kararına tepki yağıyor: 'AYM bugün itibariyle fiilen ‘kapatılmıştır’
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke imza attı. Yargıtay, Can Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Karara, sosyal medya üzerinden tepki yağdı.

Artı Gerçek - Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. AYM üyelerinin “denetlenememenin verdiği rahatlıkla” hareket ettikleri, anayasada yeri olmamasına rağmen “yasa koyucu ve süper temyiz mahkemesi” gibi davrandıkları ifade edildi. Yargıtay, bu nedenle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

KARAKAŞ: TÜRKİYE ŞU ANDA İLLEGALİTE DÖNEMİNİ AŞTI, ALEGALİTE DÖNEMİNDE

Prof. Dr. Eser Karakaş, kararı ArtıTV/ArtıGerçek'e yorumladı. Karakaş, "Türkiye Hukuk Dışı Dönemde. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyorsa, legal ortam yoktur" dedi.

Türkiye'nin hukuk dışılık döneminde olduğunu vurgulayan Karakaş, "Referans olarak kullanabileceğim hukuki hiçbir şey yok. Bu ayrımın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ben hukukçu değilim, profesörüm. Bir şeylerin ne olduğunu görmek için illa hukuk eğitimi almak şart değil" dedi.

Prof. Dr. Eser Karakaş konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, tarihinde önemli bir gün yaşıyor. Her şeyden önce içinde bulunduğumuz hukuk ortamıyla ilgili bir yorumda bulunmam lazım. Bu yorum ve kullanılan terminoloji bana ait değil, arkadaşım Cengiz Aktar'ın bir yorumudur bu; Türkiye, illegaliteden alegaliteye geçti. Bu ne demektir: Herhangi bir devlet kurumunun icraatı ya da kararı yasa dışı olabilir, ona illegal diyoruz ama her illegalite legal ortama referanstır. Artık legal ortam diye bir şey kalmadı. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyorsa, ortada bir legal ortam yoktur. Türkiye şu anda illegalite dönemini aştı, alegalite döneminde, hukuk dışılık döneminde. Referans olarak kullanabileceğim hukuki hiçbir şey yok. Bu ayrımın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ben hukukçu değilim, profesörüm. Bir şeylerin ne olduğunu görmek için illa hukuk eğitimi almak şart değil. Can Atalay, Anayasa'nın 83. ve 14. maddesine göre yargılandı, hakkında karar verildi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sonra Yargıtay. Bu kararlar doğru mu yanlış mı, ben buna giremem. Bu kararı avukatlar Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar, bireysel başvuru kapsamı içinde. Anayasa Mahkemesi de bir tahliye kararı verdi. Yani bir hak ihlali buldu bu kararda. Hak ihlali bulması Yargıtay kararının yanlış olduğunu da göstermiyor çünkü mahkeme tekrar yargılayacak Can Atalay'ı. Ama bu yargılama işini yaparken Can Atalay'ın tahliye edilmiş olması lazım. Bunu görmek için hakim olmaya, hukukçu olmaya gerek yok.

Anayasa'nın 153. maddesinin son paragrafı şöyle bitiyor: "Anayasa Mahkemesi kararlan Resmi Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." Bu kadar net. Yargıtay'ın burada farklı bir karar verip AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, 8 Kasım 2023'ü Türk hukuk tarihinin bir kara günü olarak tarihe geçmesine neden oldular. Anayasa Mahkemesi bir karar verdiyse sen bunu uygulamak mecburiyetindesin.

Şunu unutmayalım, Anayasa Mahkemesi'nde görevli bir yargıç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından Yargıtay üyeliğine atandı ama Yargıtay'da bir dosya dahi açmadan Yargıtay'da 107 hakimin oyuyla Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. 107 hakim, Yargıtay üyesi olarak kabul ettiler. Anayasa Mahkemesi'ne üye gönderirken böyle bir kriter konulmuşsa, bir üye mutlaka Yargıtay'dan gidecek diye, yasa koyucunun burada bir mantığı var; Anayasa Mahkemesi'nde, Yargıtay'da yıllarını geçirmiş, Yargıtay icraatını, her şeyi çok iyi bilen birisi de Anayasa Mahkemesi'ne gitsin ki -onun gibi Sayıştay'dan da bir kişi gidiyor- bunlar yüce mahkemeler. Dolayısıyla orada Yargıtay'la ilgili bir karar verilirse o da kendi birikimini, uzmanlığını konuştursun diye. İrfan Fidan Yargıtay üyesi olarak Anayasa Mahkemesi'ne atandı, bir dosyanın kapağını açmadı. İşte alegalite dediğimiz bu, illegalite değil, keşke illegalite olsa. İllegalite hukuka bir referanstır. Suç işlersiniz, illegal bir duruma düşersiniz çünkü o suçun Türk Ceza Kanunu'nda yeri vardır, bir hukuk sistemi vardır, hukuk sistemine göre siz de suçlusunuzdur. Öyle bir durum yok artık Türkiye'de. Maalesef Türkiye buraya geldi, buradan nasıl çıkar onu da gerçekten bilmiyorum. Ama 8 Kasım 2023 ve Cumhuriyet'in 100. yıldönümünde böyle bir karar alınmış olması, Yargıtay tarafından… Anayasa Mahkemsi kararı doğru ya da yanlıştır, bunu tartışamaz Yargıtay. O karar verilmişse uygulama mecburiyeti var. 13. Ağır Ceza'nın uygulama mecburiyeti var. Uygulamadılar, onlar da suç işlediler, Yargıtay da suç işliyor şimdi. Bu korkunç bir şey, Yargıtay'ın suç işlediğini söylemekten hicap duyuyorum. Maalesef Türkiye'nin geldiği yer budur."

Yargıtay kararına sosyal medya üzerinden de tepki yağdı:

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Anayasa Mahkemesi bugün itibariyle fiilen ‘kapatılmıştır’ !!" ifadelerini kullandı.

'FIKRA DEĞİL GERÇEK'

Akademisyen Yaman Akdeniz kararın "Fıkra değil gerçek" olduğunu belirterek konuya ilişkin açıklamada bulundu. Akdeniz, "Yargıtay 3. Dairesi, Can Atalay kararını uygulamamış. Üstüne kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Yargıtay 3. Dairesi, Anayasa Mahkemesinin Anayasayı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını iddia etmiş!" ifadelerini kullandı.

"YARGITAY, ARTIK BURJUVA HUKUKUN ZERRESİNİN DAHİ İKTİDARIN SİYASİ HASIMLARINA UYGULANMAYACAĞINI BİR KEZ DAHA İLAN ETMİŞTİR"

Çağdaş Hukukçular Derneği'nin resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, artık burjuva hukukun zerresinin dahi iktidarın siyasi hasımlarına uygulanmayacağını bir kez daha ilan etmiştir" denildi.

Tepkilerin bir kısmı şöyle:

NE OLMUŞTU?

NE OLMUŞTU?

Gezi Parkı davasından bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan avukat Can Atalay, Hatay’dan TİP milletvekili seçilmişti. Avukatları, Atalay’ın mazbatasını alarak tutukluluğun bitmesi için başvuruda bulunmuş ama Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi bu talebi reddetmişti.

AYM, Atalay’ın bireysel başvurusunu önceki gün değerlendirmiş, ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ hakkı ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının’ ihlal edildiğine hükmetmişti. 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmeden AYM, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar vermişti. AYM, söz konusu kararı geç saatlerde İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Yerel mahkeme İhlal kararına rağmen 5 gün boyunca kararını açıklamamıştı. Mahkeme Can Atalay Davası’nda tahliye kararı vermemiş ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar