Yarım asırlık muhalefet ve umut
Maltepe Cezaevi önü, Maçka Parkı ve Adalet Yürüyüşü, 23 günü adım adım takip ettim. Bu süreçte ‘umut’, ‘adalet’ten sonra en çok kullanılan sözcük oldu.
Fatma YÖRÜR
Adalet Yürüyüşü 23 gün önce çıktığı yolda dere tepe düz gitti ve İstanbul’a ulaştı. Sağnak yağmur, şiddetli güneş, yokuş, iniş ama yaklaşık bir ay boyunca bu yürüyüş sayesinde Türkiye, en temel ihtiyacı olan ‘adalet’i konuştu.
Başta Güven Park-Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyen ve 10 binleri aşan kafile olmak üzere dalga dalga ‘adalet’ talebi yinelendi.
Bir yandan da hükümet kanadının sınırlarını zorladı bu yürüyüş, iktidardan akılda kalan şu eleştiriler oldu:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
"Sizin 15 Temmuz’dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16’ları vardı, helikopterlerle saldırıyorlardı, tanklarla toplarla saldırıyorlardı. Sizler de şu anda yürüyorsunuz, akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz."
"Gittiğiniz yol Kandil'in, Pensilvanya'nın yoludur"
Başbakan Binali Yıldırım:
"Hızlı trenle gidebilir. Niye eziyet ediyor kendine? Sokakta adalet aranmaz. Türkiye bir hukuk devleti."
"Yürümeye devam edersen, ömrün biter bu yollar bitmez. Çünkü 20 bin kilometre yol yaptık. Daha 19 günde 400 kilometre oldu. Onun için gel bu sevdadan vazgeç."
"Yolları yaptık, güzel güzel, tıpış tıpış yürüyorsun. Ya yol olmasaydı? Dağda, bayırda, ormanda kaybolup gidecektin, onun için yürürken yolları yapanlara da 'Allah razı olsun' de..."
"Artık bu kabak tadı vermeye başladı, bu işi burada, miting sonrası bitirmek lazım. İşi başka mecralara taşımanın anlamı yok. O zaman bu iyi, niyetli girişim olmaktan çıkmış olur."
BU İŞ NEREDE BİTECEK?
Binali Yıldırım’ın kaygısı diline yansıyor. ‘Bu iş nerede bitecek?’ Bu sadece Yıldırım’ın sorusu değil. Yürüyüşün ilk gününden beri süre gelen bu tartışama hakkında Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri ser veriyor sır vermiyor. Pazartesinden itibaren izlemeye devam edeceğiz.
Bir de yürüyüş kararından itibaren, muhalif kanat eleştirilerini de toparlamak gerekirse hiç kuşkusuz en başta, geç kalınmış bir yürüyüş olduğu düşüncesi var. Somut taleplerin olmaması ikinci en önemli eleştiriydi. Gazetecilerin başına gelenler, HDP’li milletvekilleri, KHK’larla atılan akademisyenler ve daha buraya sığmayan ama Güven Park’tan İstanbul’a yol olan uygulamalar. CHP bu yolu yürüdü, şimdi sonuç alma zamanı. Talepleri kazanımlara dönüştürmek için nasıl bir yol izleyecek merak konusu.
‘Bu yol umut oldu’ dedi 23 gündür konuştuğumuz çoğu adaletsizlik mağduru, ‘umut’, ‘adalet’ten sonra en çok kullanılan sözcüktü yol boyunca.
Her ne kadar 400 km’lik yol boyunca, katılım açısından Türkiye’nin her rengini görsek de, unutmamak gerekir ki bu yürüyüşü ana muhalefet partisi CHP örgütledi ve koordine etti.
CHP’NİN MUHALEFET GELENEĞİ İKTİDAR HEDEFİNE DÖNÜŞECEK Mİ?
Ben de 23 gün önce Maltepe Cezaevi önünden başlayarak, Maçka Parkı ve adalet rotasının nabzını tuttum. Her gün çok sayıda CHP’li ile görüştüm. Evet bu süreçte CHP’nin muhalefet tarzı değişti, tutumu sertleşti ve radikalleşti, takım elbiseler içinde söylenen denge odaklı söylemlerin yerini, terli tişörtler içinde söylenen kararlı ve sert eleştiriler aldı. Bunlar arasında en önemlisi ‘sine-i millet’ vurgulularıydı.
Ancak öyle bir nokta var ki CHP 10 binlerce kişiyi peşine takıp, yüzlerce kilometre yürümesine rağmen bu değişmedi. Bu da, muhalefet odaklı bakış açısı.
Cumhuriyet Halk Partisi en son 1950 yılında tek başına iktidar oldu. Sonrasında kısıtlı ve kısa süreli koalisyon ortaklılıklarından sonuncusu 1979’a tekabül ediyor. Bu demek oluyor ki CHP yarım asırdır muhalefette.
Türkiye 16 yıldır AKP iktidarıyla yönetiliyor ve özellikle ülkenin %49’luk kesimi için bu ülke artık yaşanamaz bir hale geldi. Bu kesim içinde elbette ki çok farklı renkler var ve bu %49 yekpare bir bütün değil. Ancak onların ortak talebi artık bu gidişin değişmesi.
Bu noktada CHP bu değişimde aktör olmaya hazır mı, sorusu kilit bir soru gibi duruyor? Son 24 gündür yaratılan bu muhalefet dalgasında, en çok kullanılan ikinci kelime olan ‘umut’ CHP ile hayata geçebilir mi?
‘HERKES İÇİN ADALET’ SLOGANI HERKES İÇİN MÜCADELE SORUMLULUĞU YÜKLÜYOR
CHP kendi vekili için çıkardığı gür sesi, tüm tutuklu vekiller için aynı tonda çıkarabilecek mi? KHK’larla işinden olan akademisyenler ve emekçiler için adalet sağlanana kadar bu işin peşinden gidebilecek mi? Tutuklu gazeteciler ana akımdan olunca başka tepki, alternatif ve özellikle Kürt olunca farklı tepki koymaya devam mı edecek? Kendisine darbeci diyen iktidara "Ya eğer bir darbe varsa bir tane bile yargılama sonuçlandıramadınız, nerede bunun sorumluları?" diye sorabilecek mi? Bu sorular uzayıp gidiyor. CHP sorduğu sorulara yanıt alabilecek mi, alamazsa 2019’da bunu halka anlatabilecek mi?
Yol boyunca söylenen ‘Herkes için adalet’ söylemi ile CHP, yıllar sonra muhalefet gibi muhalefet etti. Ancak kitlelerin bundan sonraki beklentisi CHP’nin iktidara talip olabilecek bir kudret göstermesi. Adalet yürüyüşünün 23. gününde yürüyüşün öncüsü Kemal Kılıçdaroğlu "Adalet istiyoruz" dedi.
Yaklaşık yarım asır boyunca muhalefette kalmanın verdiği alışkanlık olabilir bu ama kitleler artık bir alternatife ve değişime ihtiyaç duyuyor. CHP bu değişime talip olacak mı? Kemal Bey, 10 Temmuz ve sonrasında "Adaleti CHP tesis edecek" iddiasını ortaya koyarsa farklı bir tablo, "adalet istiyoruz" derse farklı bir tablo olacak.
Kılıçdaroğlu, talepkar söylemi bırakıp iktidara ve değişime talip bir dil kullanacak mı? Bunları 10 Temmuz’dan itibaren göreceğiz.
Burada bana aktarılan bir iş görüşmesi deneyimini paylaşmadan edemeyeceğim. Bir genç gazeteci bir internet haber sitesi için iş görüşmesine gider. Görüşmede ona haber sitesinin müdürü, "Biz Cumhurbaşkanına reis, Kemal Kılıçdaroğlu'na ise sadece ana muhalefet partisi lideri diyoruz. Böyle haber yazabilecek misin?" diye sorulur. Kıssadan hisse.
Bitirirken, Adalet Yürüyüşü’nü takibe başladığım ilk günkü yazıda, Gezi Parkı ve Adalet Yürüyüşü arasındaki farka değinmiştim. Yürüyüşün sonunda buna bir ek yapmak istiyorum.
Gezi Parkı’nda 2013’te Erdoğan’a "Bu bir kriz değil, sadece artık seni sevmiyorum*", diyen binlerce insana karşı aradan geçen dört yılda Adalet Yürüyüşü’nde insanlar, "Bu bir kriz ve artık senden nefret ediyorum" dedi.
İLGİLİ HABERLER:
https://www.artigercek.com/hic-lider-odakli-gezi-olabilir-mi
https://www.artigercek.com/4-saatte-karar-verilip-cikilan-432-km-yolun-organizasyonu
*Madrid’de işgal edilmiş Plazadel Sol’da açılmış pankart, Mayıs 2011