Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi: Tecrit ve katliam ile bu sorun çözülemez
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi sokak köpeklerinin yanında olduklarını Artı Gerçek’e anlattı. İnisiyatif, "Yaşam hakkını gözetmeyen ölümü tek çare olarak sunan bir yasa kabul edilemez. Etik ve bilimsel tek çözümün kısırlaştırma" diyor.
Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek - Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, 2019 yılında vefat eden hayvan hakları savunucusu Burak Özgüner’in annesi Eray Özgüner’in çağrısı ile Ocak 2021’de kuruldu. İnisiyatif hayvan haklarını odağına alarak eşit, adil ve yaşanabilir bir dünya için çalışan, üreten aktivistler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve araştırmacılardan oluşuyor.
Hayvan haklarına dair adalet ve yaşam hakkının tanınması ve korunması, var olan yasanın bir 'Hayvan Hakları Yasası'na dönüşmesi için çalışmalar yapan inisiyatiften hayvan özgürlüğü aktivistleri Özge Özgüner ve Ebru Elgöç, Artı Gerçek’e konuştu.
'YEREL EYLEM ODAKLI EYLEMLER DÜZENLEDİK'
Özge Özgüner, amaçlarının, hayvan haklarını kapsayan bir siyaseti geliştirerek hayvan haklarının yasalarca tanınmasını sağlamak olduğunu söylüyor ve kuruluş amaçlarını şu sözlerle anlatıyor:
"Burak Özgüner’in 2019 yılında 5 partinin üzerinde uzlaştığı TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu Raporu’nda çok emeği var. Bu raporun varlığına rağmen hayvan haklarını tanıyan bir yasa değişikliği olmamış, 8 aylık çalışma sonucu ortaya çıkan TMBB raporu çöpe atılarak 2021 Temmuz ayında AKP’nin kanun değişikliği teklifi meclisten geçirilmiştir.
Bu değişiklikte, sokakta yaşayan hayvanların kısırlaştırılıp, aşılanıp, yerinde yaşatılmasının sorumluluğunu yerel yönetimlere veren 'kırmızı çizgimiz' dediğimiz 5199 sayılı kanunun 6. Maddesi korunmuştur. Hayvana şiddet kabahat olmaktan çıkarılıp TCK kapsamına alınmış, fakat yatarı olan cezalar getirilmemiştir. Yerel seçimler öncesi hızla artan ve kent hayvanlarına yönelik korkunç boyutlara varan nefret politikaları, devasa barınaklar yaratılarak köpeklerin buralara hapsedileceğine dair vaatler ve münferit gibi yansıtılmaya çalışılan cinayetler üzerine Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi olarak tekrar hareket geçtik. Ocak ayından itibaren bu saldırıları görünür kılmaya, harekete yeni bir ivme kazandırmak amacıyla söz üretmeye ve yerel örgütlenme odaklı eylemler düzenlemeye başladık."
'HAYVAN KORUMA KANUNU UYGULANMIYOR'
Özge Özgüner, 2014 yılında kabul edilen 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu’nun, geçen 20 yılda ileri gitmesi gerekirken uygulanmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
"Sokakta yaşayan köpekler için kanunda yer alan “Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikli alındıkları ortama bırakılmaları esastır” olarak belirtilen 6. Maddesi sürekli olarak delindi, uygulanmadı, devlet de gerekli denetimleri yapmadı.
Türkiye’de 1393 belediyeden yüzde 83’ünün bakımevi yok. Bu demek oluyor ki 1150 belediye kısırlaştırma yapmıyor. Üretim ve ticaretin yasaklanması gerekirken, merdiven altı üretim, petshoplarda kataloglardan hayvan seçme, illegal yollarla yurtdışından cins hayvan ticareti devam ediyor. 20 yıldır görevini yapmayan belediyeler ve veteriner hekim kadroları, denetleme yapmayan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı, şimdi kendi suçlarını sokakta yaşayan köpeklere atmaya çalışıyor."
'TECRİT VE KATLİAMLA BU SORUN ÇÖZÜLEMEZ'
"Yeni yasa tasarısına göre, sokakta yaşayan hayvanlar toplanacak, barınak dedikleri 'ölüm kamplarında' tecrit edilecek, 30 gün içinde yuva bulamayan hayvanlar ise 'uyutulacak' yani öldürülecek. Tecrit ve katliam ile bu sorun çözülemez, kültürel kodlarımıza aykırı olduğu gibi bu çözüm yöntemi bilimsel de değil. Yaşam hakkını gözetmeyen, ölümü tek çare olarak sunan bir yasa kabul edilemez. Etik ve bilimsel tek çözümün kısırlaştırma olduğu ortadayken, yasa tasarısı ile tek çözümün ölüm olarak sunulması toplum vicdanını çok derinden yaralayacağını biliyoruz. Devletin, toplumu kutuplaştırmaktan vazgeçerek sorun haline getirdiği bu meseleyi ne insanlar ne de hayvanlar zarar görmeden çözüme kavuşturmasını istiyoruz. Bu ülkede hep var olan birlikte yaşam kültürünün korunmasını istiyoruz; Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sokakta köpek olmamasını da işlerine geldiği gibi örnek alanların, rant ve oy kaygısı olduğu da çok açık ortadır."
'SOKAK KÖPEKLERİNİN HEDEF GÖSTERİLMESİNİ VE TECRİT EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ'
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden ve hayvan özgürlüğü aktivisti Ebru Elgöç de sokaklarda ve bakımevlerinde hayvan sahiplendirmenin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.
Sahiplendirme öncesi de gerekli bakım ve eğitim çalışmalarının düzenlenmesi gerektiğini anlatan Elgöç, hayvanı terk edenlere cezai yaptırım uygulanmasının gerektiğinin altını çiziyor. Elgöç, hayvanlara bakım verecek kişiler için de eğitimlerin organize edilmesi gerektiğini ifade ediyor ve şöyle devam ediyor:
“Çocuklara, 'hayvanlara nasıl yaklaşılmalı' ve 'hayvanların yaşam hakkı' konularında eğitici çalışmalarda bulunulmalı. Çözüm etik ve bilimsel olmak zorunda. Asıl cezalandırılması gereken sorumluluğunu yerine getirmeyen, sokak köpeklerini sorun olarak lanse edenlerdir. Asıl sorun birlikte yaşam kültürüne, nefret politikaları ile ölüm çığırtkanlığı ile ket vuranlardır. Ülkede hiçbir sorun yokmuşçasına, sokak köpeklerinin hedef gösterilmesini ve tecrit edilmesini kabul etmiyoruz."
'SOKAKTAYIM YANINDAYIM'
Katliam Yasa Tasarısı gündeme geldiği, 23 Mayıs tarihinden bu yana, İstanbul, Ankara, Alanya ve Antalya’da eş zamanlı nöbetler başlattıklarını söyleyen Elgöç, şöyle konuşuyor:
"'Sokaktayım Yanındayım' sloganıyla, mahalle sakinlerimiz olan yüzyıllardır birlikte yaşadığımız köpekleri vermeyeceğimizi bulunduğumuz her yerden haykırıyoruz. Köpekleri ölüm kamplarına kapatma, 'uyutma' ve 'ötenazi' adı altında toplu olarak katletme planları yapan iktidar ve ortaklarına sesleniyoruz: 'Toplayamazsın! Hapsedemezsin! Öldüremezsin!'
23 Mayıs tarihinden beri İstanbul Beşiktaş İskelesi’nde, Ankara Sakarya Caddesi’nde, Antalya Attalos Meydanı’nda her gün direnişimizi sürdürdük. Katliam yasasına karşı önümüzdeki son dönemeçte, mekânın sınırlarını aşarak Beşiktaş'taki direnişimizi İstanbul’un başka ilçelerine yayıyoruz. Herkesi yurdun dört bir yanında bulunduğu yerde nöbetler başlatarak, 'Yaşam İçin Yasa' talep etmeye çağırıyoruz."
'SOKAK HAYVANLARI YALNIZ DEĞİL'
“Katliam tasarısı meclise geldiğinde yaşam hakkından yana olan herkesi, ölüm kamplarına karşı durmak için Ankara’ya harekete geçecek şekilde hazır olmaya çağırıyoruz. Sokak hayvanlarının yalnız olmadığını güçlü ve net bir şekilde bir arada durarak, bir kez daha göstermek zorundayız. Meclisin kapanma tarihi olan 31 Temmuz’a kadar, İstanbul’da, Ankara’da, Antalya’da ve farklı şehirlerde eylemlerle sokakta olmaya 'dostlarımızı bizden alamazsınız' demeye devam edeceğiz. Yasa geri çekilene kadar susmuyoruz, herkesi bu utanç yasasına karşı birlikte güçlü durmaya ve sokak hayvanları acil olmak üzere tüm türler için geliştirdiğimiz inisiyatifimizin paydaşı olmaya davet ediyoruz."
Sokak köpekleri teklifi Meclis’e geliyor: AKP'nin teklifinde 'uyutma'da geri adım