Yazar, sanatçı ve siyasetçilerden Leyla Güven'e mektup kampanyası

'Sevgili Leyla, bugün elime bir şeker geçti. Şu jelatine sarılı karamelli olanlardan, iki ucunda fiyonguyla. Yıllardır bunlardan görmemiştim. Sen göndermişsin.'

Yazar, sanatçı ve siyasetçilerden Leyla Güven'e mektup kampanyası

ARTI GERÇEK- DTK Eş Başkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başladığı açlık grevinde 109. günde. Güven cezaevinde başladığı açlık grevini Diyarbakır'daki evinde sürdürüyor.

İLGİLİ HABER: LEYLA GÜVEN AÇLIK GREVİNİN 109. GÜNÜNDE: TÜRKİYE YASALARINA UYSUN

Kritik eşiği geride bırakan ve önemli sağlık sorunları yaşayan Güven'e yurt içi ve yurt dışından destek ziyaretleri devam ediyor.

Aralarında yazar, sanatçı ve siyasetçilerin de bulunduğu kadınlar ise 'leyla'ya mektuplar' adıyla bir kampanya başlattı.

Güven'e ses vermek isteyen kadınlar mektuplarını [email protected] adresinden kendisine ulaştıracak. "Yaşamı dayanışmayla kucaklamalıyız" diyen bu mektuplar, Leyla Güven'e ilişkin dilekleri, anıları, duyguları dile getirecek. Kadınlar, Güven'e her gün bir mektup gönderecek.

Kampanyaya katılan ilk isimler arasında yazar Necmiye Alpay ve Ayşegül Devecioğlu ile Prof. Dr. Ayşe Erzan ve gazeteci Candan Yıldız da yer aldı.

DEVECİOĞLU: ŞEKER SENİ TAA BURAYA TAŞIDI

Sevgili Leyla, bugün elime bir şeker geçti. Şu jelatine sarılı karamelli olanlardan, iki ucunda fiyonguyla. Yıllardır bunlardan görmemiştim. Sen göndermişsin, kadınlara gönderiyormuşsun. Şimdi yanımdaki masanın üstünde boyundan büyük görevler yüklenmiş bir ulak gibi duruyor. Şekere bakarken fotoğraflarda görebildiğim odayı, yattığın kanepeyi hayal etmeye çalışıyorum, seni o odada, o kanepenin üstünde halsiz de olsan zafer işareti yaparken canlandırıyorum gözümde. Şeker boyuna posuna bakmayıp seni taa buraya taşıdı.

Yüzüncü günü çoktan aştın, bu kadar uzun süre aç kalmanın insan bedenine ne yaptığını biliyoruz. Sen de biliyorsun. Bedenin de biliyor akıllı ve yaratıcı bir beden. Bir çocuk doğurmuş, mücadeleyi bilen, yaşamayı seven bir beden senin bedenin. Hücre hücre seninle birlikte direniyor.

"Hayatı uğruna ölecek kadar seviyorum" diyen sana ve yoldaşlarına ne söylenebilir.

Ama pes etmek istemiyorum, senden vaz geçmek istemiyorum Leyla, hiçbirinizden vazgeçmek istemiyorum, dünyanın iyiliği için. Dünyanın sizin gibi akıllı, onurlu yaşamı seven insanlara ihtiyacı var.

Sen yaşa Leyla, insanlık dışı tecrit kalksın, barışın yolu açılsın diye biz daha çok mücadele edelim ki sen yaşa.

ERZAN: BİZİ YALNIZ BIRAKMA

Sevgili Leyla, sana böyle hitap etmeme izin verirsin umarım.

Sen yüzlerce binlerce insanın gururunu, umudunu yüklenmiş dayanırken, şöyle desem bana kızar mısın:

Daha çoğumuz, daha kararlı, daha inatçı bir biçimde kimsenin, ama kimsenin, yasal haklarından mahrum edilmesine sessiz kalmayacağız. Ne olur bizi yalnız bırakma!

Seni sevgiyle kucaklarım.

ALPAY: YÜREKLERİN KULAKLARI AÇILSIN ARTIK

HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven, cezaevlerindeki tecrit politikasına son verilmesi talebiyle 8 Kasım 2018’de başlattığı açlık grevini sürdürüyor. Bu greve kendisi de mahpusken başlamıştı, tahliye olduktan sonra devam ediyor.

Sağlık durumunun çoktan geri dönülmez aşamalara geldiği haber veriliyor.

Güven’in ardından birkaç yüz kişinin daha açlık grevine başlamış olduğu haberleri gazetelerde yer aldı. Aynı taleple Diyarbakır’da büyük bir kitlesel miting de yapıldı. Medyada her gün bir başka cezaevinden açlık grevine katılım haberleri yer alıyor. Öyle görünüyor ki tecrit politikası pek çok insanın gözünde kötüye gidişin simgesi haline gelmiştir.

Kürt sorununda Çözüm Süreci’nin iki taraflı hatalar yüzünden başarısızlığa uğradığı, can kayıplarının arttığı ve şiddet sarmalının Demokles’in kılıcı gibi tehlike yarattığı bir ortamda bu olup bitenler başta biz kadınlar olmak üzere çok geniş bir kesimde büyük üzüntü ve kaygı uyandırıyor.

Kamuoyu olarak, aylardır süren açlık grevinin son haddine kadar zayıflattığı Milletvekili Güven’in açıklamalarıyla güçlü bir barış talebine işaret ettiğini görmeliyiz. Böyle bakınca İmralı’ya bir aile mensubunun görüşe gitmesi yeterli bir adım sayılmayabilir. Ancak, bundan ötesi zaten bütün kamuoyunun meselesi değil midir?

Çekilen acılara yenilerini ekleyen bu hayati ve insani uğrakta herkes tarihî sorumluluğunu almalı, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yetkililer insani hukukun ve barışın gereğini yaparak tecrit politikasına son verilmesini sağlamalı, Güven’e çok geç olmadan kulak vermelidirler.

YILDIZ: LEYLA GÜVEN'E MEKTUBUMDUR

Arkadaşımın annesi, kadınların ‘tırnaklarıyla var oluşunun’ simgesi Leyla Güven. Adalet arıyorsun sen de biliyorum. Milyonların aradığı gibi… Güçlü olduğunu arkadaşımdan çok dinledim. İnandığın şeye bağlılığını… İçeride ve dışarıda olmak arasındaki fark nedir acaba? Cezaevindeyken sen, sessizliği hissedebiliyor muydun acaba? Yaşatmak ne kutsal bir aşkınlık hali. Sen barışın yaşatabilme ihtimaline bedenini yatırdın. Bu ihtimal toplumu iyileştirir biliyorum. İyileşmeye o kadar çok ihtiyacımız var ki. Sen o ihtimali hatırlattın. Teşekkürler. Ama sen de yaşa…

kampanya barış mektup Açlık Grevi KADINLAR Leyla Güven