Yeni seçim yasası: Amaç AKP’den kopan partileri zayıflatmak
Siyaset bilimciler, AKP ve MHP ortalıklığıyla Meclis'e sunulan yeni seçim yasasını değerlendirdiler.
Para Analiz'in haberi aynen şöyle; AKP-MHP işbirliği ile hazırlanan yeni seçim yasasında barajın %10’dan %7’ye indirilmesinin ötesinde özellikle AKP’den koparak kurulan DEVA Partisi ve Gelecek Partisi gibi partilerin önünü kesme, milletvekili sayısı olarak zayıflatma çabası izleniyor.
Gazeteci Gökhan Özbek’in twitter hesabından anlattığı üzere, yeni kanunla %7 altında oy alan partiler ittifaka katılarak barajı geçse bile milletvekili dağılımı sanki ittifakta yokmuş gibi hesaplanacak. Özbek’in açıkladığı üzere, "özellikle büyükşehirlerde ittifak içinde bulunan Gelecek- Deva- Saadet ve Demokrat parti ise sanki ittifak içinde yokmuş gibi eski sistemdeki gibi vekiller dağıtılacak. Kısacası ittifakları filen bitiriyorlar. Gidin bağımsız seçime girin diyorlar…"
Siyaset bilimci Seren Selvin Korkmaz ise yeni seçim kanunuyla yapılacak değişikliğin, muhalefeti bölmek amaçlı olduğunu vurguluyor. Korkmaz’ göre erken seçim rafa kalkmış durumda. İktidar ekonomide kısa vadeli ferahlama sağlayamayıp, savaşla birlikte turizm geliri beklentisi de ortadan kalkınca sonbaharda bir erken seçim mümkün değil. İktidarın elindeki tek koz seçim yasası ve başka adımlarla önümüzdeki süreçte muhalefeti bölmek.
2- Şimdi ise barajı ittifakla geçse bile milletvekili dağılımı sanki ittifakta yokmuş gibi hesaplanacak.
— Gökhan Özbek (@gokhanozbek) March 14, 2022
2 AKP,
1 MHP olacak.
Korkmaz 3. sağ ittifak yerine Deva & Gelecek’in Millet İttifakı’na katılma potansiyeli güçlenince, Cumhur İttifakı’nın seçim kanunu değişikliği ile de hedefinin netleştiğini söylüyor. Amaç, muhafazakâr seçmenin CHP’ye oy vermesini engellemek.
Korkmaz ise masa başında muhalefeti baskılamakla seçim kazanmaya çalışan hükümete karşı, Millet İttifakı’nın yaratıcı yollar bulabileceğini vurguluyor. "Türkiye muhalefeti otoriterliğin legal/illegal yollardan dayattığı pek çok şeyle mücadeleyi öğrendi. 2018’de İYİP’i seçime sokan muhalefet yeni formüller de üretecektir. Popülist otoriterlikle mücadele tuzaklarla dolu. Son düzlükteki yeni tuzağı muhalefet nasıl aşacak göreceğiz" diyor.
Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç ise seçim kanununda yapılan değişikliklerin erken/baskın seçim tartışmasını bitirmeyeceğini savunuyor. Düşüncesini de, Cumhur İttifakı’nın iktidar eylemlerinin dayanağını hukuka/yasalara uygunluk yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihtiyaçlarından alıyor olması. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda yapılacak işler de güçlü bir kamusal itirazla karşılaşmıyor veya destek kaybına yol açmıyorsa hayata geçiriliyor. Dolayısıyla, seçim kanunun ancak bir yıl sonra aktif hale gelmesiyle 2023 seçimlerinin Nisan-Haziran arasında yapılacak olması pratikte erken seçim olmayacağı anlamına gelmiyor.
Keza Erdoğan ekonomik durumun daha da ağırlaşarak kendisine 2023’te daha çok oy kaybettireceğine inanması halinde, erken seçimin gerçekleşmesi olasılığına vurgu yapıyor Koç. Dolayısıyla da bu iktidarın hukukla dizginlenemeyeceğini ancak etkili siyasetle yenilebileceğini söylüyor.
5. Burada vurgulamak istediğim, iktidarın karar ve eylemlerini öngörmeye çalışırken yasalara referans vermek bu iktidarı hâlâ tanımamış, Türkiye'deki siyaseti anlamamış olmaya işaret ediyor. Bu iktidar hukukla dizginlenemez, siyasetle dizginlenebilir, siyasetle mağlup edilebilir.
— Özgün Emre Koç (@ozgunemrek) March 14, 2022