Yenidoğan Çetesi elinden ikizlerini kurtardı: ‘Çocukları zorla, tartışarak çıkarabildik’

Yenidoğan Çetesi elinden ikizlerini kurtardı: ‘Çocukları zorla, tartışarak çıkarabildik’
Özel Reyap Hastanesi'nde doğum yapan ve 17 gün ikizleri yoğun bakımda kalan aile yaşadıklarını anlattı: 2 kilo100 gram olarak dünyaya geldiler, yoğun bakımdan 1 kilo 700 gram olarak teslim aldım. 'Sorumluluk bana aittir' formu imzalayarak çıkarabildim.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Yenidoğan Çetesi' soruşturması kapsamında kapatılan İstanbul Esenyurt'taki Özel Reyap Hastanesi'nde 27 Şubat 2019’da doğum yapan, S. A., Arden ve Uraz isminde iki bebek dünyaya getirdi. 36 hafta 5 günlük doğan ikizler doğumhaneden alınarak ‘gözlem amacıyla’ Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde kuvöze kondu ve iki gün sonra taburcu edilecekleri söylendi.

Ancak bu süreç ‘Bebeklerde enfeksiyon olduğundan şüpheleniyoruz” söylemleriyle uzadı, 10 günün sonunda ise her iki bebekte de sarılık tespit edildi. Yoğunbakımda geçen 17 günde ikizlerinin hiçbir kontrol muayenesinin yapılmadığını, eksik tedavi uygulandığını ve hızla kilo kaybı yaşadıklarını gözlemleyerek hastaneden şüphelenen anne S. A., “tüm sorumluluk bana aittir” yazılı form imzalayarak ikizleri hastaneden çıkardı.

O dönem bebeklerinin sağlık kontrolü için başka bir hastaneye başvuran anne S. A., bebeğinin ‘kasık fıtığı’ teşhisi ile acil ameliyata alındığını, şu an 5 yaşında olan çocuğunun ise yüzde 81 görme bozukluğu yaşadığını söyledi.

Kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’nin çökertildiği haberleriyle yaşadıkları mağduriyetin somutlaştırıldığını ifade eden anne S. A., çeteyle ilgili suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

‘İKİZLERE NE SERUM TAKTIKLARINI NE DE İLAÇ VERDİKLERİNİ GÖRDÜM’

Bundan altı yıl önce tüp bebek tedavisi neticesinde ikizlere hamile kaldığını belirten ve doğum için Özel Reyap Hastanesi'ni tercih ettiklerini söyleyen S. A., o dönem yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Çocuklarım 36 hafta 5 günlük dünyaya geldiler. Ancak ilk kontrollerinde genel sağlık durumları ve kiloları beklenenden daha iyi durumdaydı. Bu yüzden doktorum Arden’in iki gün yoğunbakımda kalacağını, Uraz’ı ise yukarı göndereceklerini söyledi. Ardından Fırat Sarı gelerek diğer bebeğimi de gözlemlemek istediğini ifade ederek onun da küvöze alınacağını söyledi. Biz de onayladık. İki gün geçmesine rağmen çocukları küvözden çıkarmadılar. Fırat Sarı, buna sebep olarak “Enfeksiyonları olduğunu düşünüyoruz, tedavi uygulayacağız” dedi. Aradan 10 gün geçti. Tabi bu süreçte ne bebeklerimi kucağıma alabildim ne temas edebildim. Sadece günde yarım saat görebiliyordum. Dokunamasam da yaptığım gözlemde bir terslik olduğunu fark ettim. Çünkü benden hiç süt istemiyorlardı. Götürdüğüm sütleri de bana geri veriyorlardı. Çocuklar öylece yatıyordu ne serum taktıklarını ne de ilaç verdiklerini görüyordum.”

‘FIRAT SARI “BEBEKLERİ ÖLDÜRECEKSİNİZ, NEDEN GÖTÜRÜYORSUNUZ” DİYEREK VERMEK İSTEMEDİ’

Yoğunbakımda geçen 10 günlük süreçte çocuklara hiçbir tedavinin uygulanmadığına ilişkin şüphelerinin artığını ve ikizleri hastaneden çıkarmak istediklerini belirten S. A., bu kez de çocuklarına sarılık teşhisi konduğunu ve ışın tedavisi gördüklerini söyledi. Bu süreçte bebeklerinin sağlık durumunun iyice kötüye gittiğini, hiçbir kontrollerinin yapılmadığını ve bebekleriyle ilgilenilmediğini fark ettiğini kaydeden S. A., “10 günden sonra biz hastanenin ve personelin bebeklerimizle ilgilenmediğini somut örneklerle anladık. Çünkü bebekleri görmeye gittiğimde birinin kolunu bandajlamışlardı. O kadar sıkmışlardı ki, neredeyse kangren olacak gibiydi, mosmordu çocuğumun kolu. Diğer bebeğimin de gözleri çapaklanmıştı. Yavrum çapaktan gözlerini açamayacak hale gelmişti. Kadın doğum doktorum da “artık çıkar çocukları” dedi. Fırat Sarı’ya bebekleri alma kararımızı söylediğimizde “Bebekleri öldüreceksiniz, neden götürüyorsunuz” gibi ufak tartışmalar yaşadık. Bizim kararlı olduğumuzu gördükleri için de bana “Bebeğin ölümünden anne sorumludur” diye bir form imzalattılar. İkizleri zorla, tartışarak çıkarabildik. Ben doğum yaptığımda çocuklar 2 kilo 100 gramlardı, 17’nci günün sonunda yoğun bakımdan 1 kilo 700 gram olarak teslim aldım bebeklerimi” ifadelerine yer verdi.

‘ÇOCUKLARIN BİRİNDE YÜZDE 81 GÖRME BOZUKLUĞU VAR’

S. A., hastaneden çıkartıp eve getirdikleri bebeklerinden bir tanesinin kasığında şişlik fark ettiğini ve hemen başka bir hastaneye kontrol için götürdüklerini belirterek, “O kadar belirgin bir şişlikti ki hastanedeki doktorun ve hemşirenin gözünden kaçması mümkün değil. Hemen doktora götürdük. Bebeğime ‘kasık fıtığı’ teşhisi kondu ve hemen 10 gün içinde ameliyata alındı. Diğer bebeğimin ROP, yani göz muayenesi yapılmamıştı. Bize küvözde olduğu için yapılmadığı söylenmişti ancak yapılabiliyormuş. Şimdi o bebeğimde de yüzde 81 görme bozukluğu var. Biz tüm bunları bebeklerimizi hastaneden çıkardıktan sonra fark ettiğimiz belirtiler neticesinde doktora götürdüğümüzde öğrendik” dedi.

‘30 GÜN OLMADAN BURADAN TABURCU ETMEZLER'

S. A.,ya göre hastanenin SGK’dan daha fazla para almak için çocukların gereksiz yere yoğun bakımda tutulduğu bilinen, yüksek sesle de koridorlarda konuşulan bir konuydu. Öyle ki aileler arasında “30 gün olmadan buradan taburcu etmezler” gibi konuşmalar geçiyordu. S. A., “Bunu biliyorduk ancak bilmediğimiz yanı şuydu; çocukları öldürebileceklerini düşünmüyorduk. Boş yere yatırdıklarını zaten bilinen ve konuşulan bir şeydi. Hastaneyle kavga eden, hastaneyi şikâyet eden çok aile vardı. Daha çok prematüre bebek vardı. Herkes durumun farkındaydı ancak bebeği hastaneden çıkarırsa bir şey olmasından korkuyorlardı. Çocuklarımız kucağımızda Allah’a şükür” diye konuştu. Kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’nin çökertildiği haberleriyle yaşadıkları mağduriyetin somutlaştırıldığını ifade eden anne S. A., çeteyle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.

Öne Çıkanlar