'Yolsuzlukla mücadele' isteyenleri hain ilan etti
AKP milletvekili Mehmet Metiner dahil kimi yandaşların hedefi Gül ve Davutoğlu.
!['Yolsuzlukla mücadele' isteyenleri hain ilan etti](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/25548.jpg)
HABER MERKEZİ- Reza Zarrab davası AKP içindeki kavgayı da büyütüyor. Özellikle eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yolsuzluğa bulaşan ve rüşvet alanların hesabını vermesi gerektiği yönündeki açıklamaları sonrası AKP yanlısı kalemler Davutoğlu'nu hedefe koydu. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de Zarrab davasında sessiz kalmakla suçladı. Bu kavganın önümüzdeki günlerde daha da ateşleneceğinin işaretini de AKP milletvekillerinin ve AKP yanlısı yazarların kaleminden anlamak mümkün. Öyle ki AKP milletvekili Mehmet Metiner, doğrudan 'AKP içindeki ihanetin kod adı'nın 'yolsuzlukla mücadele' olduğunu yazdı.
Sabah yazarı Salih Tuna, AKP sayesinde 'rüyalarında bile göremeyecekleri makam ve mevkilere geldiğini' söylediği isimlerin Zarrab sorusu hakkında konuşmadığını belirterek, "AK Parti muhalifi bu AKP'li sinsilere bakın" dedi.
Sabah yazarı Salih Tuna, 'Kılıçdaroğlu yandaşı AKP'liler hakkında' başlıklı yazısında CHP liderini eleştirdikten sonra şöyle dedi:
"Dedim ya, ondan bir şey çıkmaz, ona bakmayın.
AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak için yapmadığını bırakmayan AKP'lilere bakın.
Bahçeli, "Erdoğan'a saldırı Türkiye'ye saldırıdır" diyecek...
Ergenekon ve Balyoz kumpası sonucu 5 yıl mahpus damında yatırılan emekli albay Ahmet Zeki Üçok, "Zarrab olayını 15 Temmuz, MİT TIR'ları gibi olayların devamı olarak görüyorum" diyecek...
Erdoğan sayesinde rüyalarında göremeyecekleri makam ve mevkilere gelen AKP'liler "Zarrab kumpası" sorularından bile kaçınacaklar.
Kılıçdaroğlu'ndan bir şey çıkmaz...
Siz asıl "AK Parti muhalifi bu AKP'li sinsilere" bakın."
'İÇİMİZDEKİ İHANETİN KOD ADI'
AKP İstanbul Milletvekili ve Star yazarı Mehmet Metiner de açıktan Davutoğlu'nu hedef aldı. İsim vermedi ama "İçimizdeki ihanetini kod adı" başlıklı yazısında 'yolsuzlukla mücadele' diyenleri hain ilan etti:
"Suret-i haktan görünen başka zevata asıl dikkat etmek lazım.
Bu mahallede görünüp, "yolsuzluk" edebiyatı üzerinden ABD/FETÖ değirmenine su taşıyan zevatın kuruldukları köşelerde kestikleri ahkamın amacı ortada.
Onlar 17/25 Aralık sürecinde de "yolsuzluk" dediler.
Biz "yolsuzluk susturuculu FETÖ darbesi!" deyip emniyet-yargı marifetiyle Erdoğan liderliğindeki hükümeti devirme teşebbüsüne vurgu yaparken, onlar "yolsuzluk" deyip durdular.
"Yolsuzluk" konusunda ne kadar duyarlı olduklarını göstermek adına başta liderleri olmak üzere başkaca kardeşlerini yolsuzlukların üstünü örtmeye çalışmakla zımnen suçladılar.
FETÖ’nün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uzanacak "Yüce Divan" projesine destek sundular.
Tıpkı açık ve gizli FETÖ’cülerin seslendirdikleri "Yargıya gidip aklanma!" iddialarına sahip çıktılar.
Şimdi tekrar başlarını çıkarmaya ve dillerini uzatmaya başladılar.
Amerika’da görülen 17/25 benzeri davada Türkiye’nin yargılanmasına güya sert sözlerle karşı çıkma görüntüsü altında "ama" diyerek ABD/FETÖ tezlerine haklılık atfetmeye çalışıyorlar.
Tıpkı öbür familyaya mensup olanların dediği gibi "yolsuzlukların üstü örtülmemeli, yargıda hesap sorulmalı, biz burada hesap sorsaydık bunlar olmazdı!" yollu söylemlerle içerde malum lobinin oluşturmak istediği algının operatörlüğünü yapıyorlar.
Bu içimizdekilere FETÖ’nün ve arkasındaki güç odağının asıl oyun planından bahsetmemize gerek yok sanırım.
Bunu bildikleri halde tıpkı gezi zekalıların "üç-beş ağaç" edebiyatına benzer "üç-beş yolsuzluk!" edebiyatı yapıyorlarsa demek ki başkaca hesapları var.
Çünkü bu olayda "yolsuzluk" tıpkı "ağaç" gibi bahane.
Ne yazık ki o gün, "ağaç bahanesi"ni görmedikleri gibi "yolsuzluk bahanesi"ni de görmediler.
Her iki olayda da zımnen Erdoğan liderliğini tartışma konusu yaptılar.
O yüzden dün olduğu gibi bugün de asıl onlara kızıyorum.
Çünkü suret-i haktan görünüp başımızı gövdemizden ayırmaya çalışıyorlar.
İçimizden-dışımızdan yapılan bütün bu saldırılar bilinsin ki başımıza olan bağlılığımızı daha bir arttırıyor ve mücadele azmimizi kamçılıyor.
Kimin ne hesap yaptığını biliyoruz.
Milletimiz de görüyor.
"Yolsuzlukla mücadele!", içimizdeki ihanetin kod adıdır, vesselam.
'BİR KISMI HALA PUSUDA'
Sabah yazarı Fahrettin Altun da benzer bir dil kullandığı yazısında şöyle dedi:
"2013'ten bu yana Türkiye düşmanları "Tayyip Erdoğan önümüzdeki yıl yok" diye propaganda yapıyorlar. Sadece propaganda da yapmıyorlar. "Erdoğansız bir Türkiye" oluşturmak için canlarını dişlerine takıp çalışıyorlar. Bu şeytani propaganda ve gayret ne yazık ki bizim mahallede de bazılarının aklını çeldi. Onlar da kendilerince "Erdoğan giderse bize alan açılır" diye hesaplar yaptılar. Bir kısmı boşa kürek çektiğini anladı, bir kısmı hâlâ pusuda."