Kazım Kızıl: AFAD ve Kızılay'ın bölgedeki varlığı neredeyse sıfırdı

Kazım Kızıl: AFAD ve Kızılay'ın bölgedeki varlığı neredeyse sıfırdı
İzmir'deki orman yangınının, yetersiz müdahale nedeniyle günlerce sürdüğü eleştirisi yükseliyor. Yangını bölgede takip eden belgeselci ve gazeteci Kazım Kızıl, devlet kurumlarının eksikliğine dikkat çekti.

Esra ÇİFTÇİ


Artı Gerçek - İzmir'i günlerce etkisi altına alan yangına ilişkin ihmaller tartışılmaya devam ediyor. Yangının başladığı andan itibaren sahada olan ve çekimler yapan belgeselci ve gazeteci Kazım Kızıl, bölgede gördüklerini Artı Gerçek’e anlattı.

Karşıyaka ilçesi Yamanlar Mahallesi Karatepe mevkisinde başlayan yangın yerleşim yerlerine kadar ulaşmıştı. 63 saat sonra kontrol altına alınabilen yangında 16 ev yanmış, 87 ev ve 45 işyeri boşaltılmıştı.

kazim-kizil.jpeg

YANGIN İKİ ÜÇ GÜN ÖNCEDEN BAŞLAMIŞ

İzmir’de yaşayan Kızıl, yangının yerleşim yerlerine yaklaştığını duyar duymaz Doğançay tarafına geçtiğini söyledi. Trafik ekiplerinin bölgeyi kapatmasına rağmen basın kartını göstererek geçtiğini ve bir evin hala yandığını gördüğünü söyleyen Kızıl, itfaiyenin ilk başta olmadığını, ailelerin de oldukça tepkili olduğunu belirtti:

"Doğançay, Onur, Zübeyde Hanım mahallerinde herkes iki-ü. üç gün öncesinden yangının başladığını, tepelerde dumanları gördüklerini, birçok kere yetkilileri aradıklarını ve yetkililerden yangının söndürüldüğü cevabını aldıklarını söylediler. Yangın yerleşim yerlerinin olduğu yerde değil, iç taraflarda önceden başlamış. Doğançay da itfaiye olay yerine geç gelerek sadece soğutma yaptı, bir kere su sıkıp deposunu boşalttı çünkü artık yanacak bir şey kalmamıştı, her şey kül olmuştu. Yani iş işten geçtikten sonra gelmişlerdi."

'YANGINA YÖNELİK BİR ALTYAPI YOK'

Gittiği her mahallede, mahallelinin öfkeli olduğunun söyleyen Kızıl, itfaiyenin geç gelmesi, ihmalkarlık ve ciddi yetersizlikler olduğunun da altını çizdi ve şöyle devam etti:

“Buraların sosyo-ekonomik durumundan da bahsetmek gerek. Buralar dezavantajlı bölgeler. Göç alan yerler. Gecekondu diye tabir edilen yerler. Sokaklar çok dar. Tabii ki yol kötüydü ondan dolayı çok eksiklikler yaşandı demek istemiyorum. Söylemek istediğim ciddi altyapı sorunları da olduğu. Yangına yönelik bir altyapısı da yok. Geçtiğimiz hafta MHP grubunun önerisiyle Merih Demiral’ın bozkurt işareti yapan futbolcunun heykelinin dikilmesi önerisinin komisyonda kabul edilmesi üzerine tepki göstererek, 'İzmir’in tüm yatırımları, kıyı şeridindeki projelerle sınırlı kalmışken, iç bölgelerdeki eksiklikler göz ardı edildi sizin gündeminizde heykel dikmek mi var' diye yazmıştım. İzmir’de yangının bu kadar büyümesinin en önemli nedeni ihmalkarlık. Bu kadar altyapı sorunlarının olduğu bir yerde müdahale de oldukça eksikti. Yeterli personelin olmaması, bakanlık ile belediye arasındaki koordinasyonsuzluk, hava desteğinin yeterli olmaması, karadan müdahalenin yeterli olmaması derken resmi rakamlara göre 45 ev ve işyeri yandı”

'KOLLUK GÜÇLERİ İTFAİYE EKİPLERİNDEN DAHA FAZLAYDI'

Kazım Kızıl, sahadaki manzaranın şaşırtıcı olduğunu söylüyor. Yangın bölgesinde kolluk güçlerinin, itfaiye ekiplerinden çok daha fazla olduğunu belirten Kızıl, insanların kurumlara da çok öfkeli olduğunu belirtiyor. Gelen kurumların iktidar mı, yerel belediyeler mi, itfaiye mi hiç fark etmediğini belirten Kızıl, insanların öfkesini ve taleplerini daha çok basın ve medya yoluyla duyurmak istediklerine dikkat çekti:

"Benim sahada gördüğüm kolluk güçleri itfaiye ekiplerinden çok daha fazlaydı. Hatta yangını söndürmek için gelen insanlardan dahi fazlaydı. Tabii ki güvenlik olması lazım, bir güvenlik çemberi olur, trafik kontrol altına alınır ama bir eğriyi soğutma çalışmasında da on tane polis olmaz herhalde. Ben şu an Yamanlar mevkiindeyim. Buraya girişler hala izinle. Hava müdahalesi hala çok yetersiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Tarım bakanlığı arasında koordinasyonluk devam ediyor, yangının ilerlemesinde bir neden olarak bunu da söyleyebiliriz"

'NE KIZILAY’I NE DE AFAD’I GÖRDÜK'

Yardım çağrılarına rağmen, Kızılay ve AFAD’ın bölgedeki varlığının neredeyse sıfır olduğunu söyleyen Kızıl, Kızılay ve AFAD’ın bu kadar büyük bir felakette yardımlarını görememenin de üzücü olduğunu ekleyerek ve şöyle devam etti:

"Birçok sel felaketi, deprem, yangın çekimleri yaptım. Kızılay’ın göstermelik de olsa bir çadırı, bir aş evini görüyorduk ya da su, ayran vb. şeyler dağıtılıyordu ama burada Kızılay ve AFAD’ın hiçbir şeyini görmedik. Afet durumlarında insanlar doğal olarak her şeye ihtiyaç duyarlar. İnsanlar yangın yaşadı, her şeyleri yandı, üzerlerindeki elbiseler bile simsiyah oldu. Sahada kimler vardı derseniz, kuryeler vardı. İnanılmaz sayıda kurye vardı, vızır vızır çalıştılar, kendilerini tehlikeye atarak çalıştılar. Kuryeler sadece su ayran dağıtmadılar, itfaiye hortumunu bile kuryeler taşıdı ve yangını söndürmeye çalıştılar."

'TEHLİKE BİTMEDİ'

Kızıl, evleri yanan insanların yurtlarda değil ya komşularında ya da aileden birileri varsa onların evlerinde kaldığını söylüyor. Tehlikenin bitmediğini dile getiren Kızıl şöyle devam ediyor.

"Yangının ardından ciddi bir risk analizi yapılmadı ve afet yönetimi eksik. İzmir uzun vadede daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabilir. Yangın sonrası burada kalan ağaçlar yok oldu. Kışın bu bölgede su nasıl tutulacak? Sel riskini nasıl engelleyeceğiz? Belediyeler, sosyal etkinlikler ve tanıtımlar için milyonlarca lira harcarken afetlere yönelik gerekli yatırımları yapmıyor. Bu skandalın sonuçlarını kışın hep birlikte göreceğiz."

Öne Çıkanlar