‘AB diktatörler ile kucaklaşmaya karar verdi’

‘AB diktatörler ile kucaklaşmaya karar verdi’
Strategic Europe'un editörü Dempsey'e göre AB, dünyadaki anti demokratik uygulamalara tepkisizliğiyle kendi değerleriyle çelişiyor.

ARTI GERÇEK - Bulgaristan’ın Varna şehrinde AB Konseyi Dönem Başkanı Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un ev sahipliğinde yapılacak Türkiye-AB zirvesi öncesi dikkatler AB'nin üzerinde. Uzun zamandır beklenen kritik görüşme öncesi taraflar farklı beklenti içinde. AB tarafı 'görüşmelerin kolay geçmeyeceğini' belirtirken Türkiye bu görüşmeden vize serbestisi ile dönmenin hesaplarını yapıyor. 

The Washington Post gazetesinde yayımlanan 'AB diktatörler ile kucaklaşmaya karar verdi' isimli makalesinde Strategic Europe’un genel yayın yönetmeni Judy Dempsey, Avrupa Birliğinin dünyada artan anti-demokratik uygulamalara ve hak ihlalerine tepksizliğini eleştirerek bu şekilde AB'yi insan haklarının savunucu olarak gören kişilerin gözlerinde kredisini kaybetiğini ve kendi değerleri ile çeliştiğini yazdı.

'AB, NATO'DAN UZAKLAŞIYOR MU?'

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker bu tavrı ile AB değerlerini düşürdüğüne dikkat çeken Dempsey yazısında Juncker'in Putin'nin devlet başkanlığını twitter'dan tebrik ederken, seçimlerin tarafsızlığına ilişkin yorum yapmamasını eleştiriyor. Juncker’ın bu tutumu ile Kremlin’in Avrupa çapında genişletmeyi hedeflediği yeni güvenlik politikasına da ‘yeşil ışık’ yaktığını belirten Dempsey'e göre bu durum birliği Amerika ve NATO’dan uzaklaştırmak anlamına geliyor. 

Putin'in devlet başkanlığını tebrik etmede geçikmeyen Juncker’ın "seçimlere bağımsız adayların katılamaması, aktivistlerin açıklanmayan şekilde öldürülmesi ve yaşanan usulsüzlüklere" ilişkine neden söyleyecek bir sözü yok? diye soran Dempsey dikkat çeken değerlendirmelerine şöyle devam ediyor:

'İNSAN HAKLARI İHLALERİNE TEPKİ YETERSİZ'

Trump yönetiminin Bush döneminde ABD’nin Tayland’da bulunan 'karanlık merkezlerinde’ yapılan işkenceleri onaylaması ve yürütmesiyle suçlanan Gina Haspel'i ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı(CIA) getirmeyi istediğini açıkladığı zaman AB insan haklarının alenen ihlal edilmesine dünya genelinde verilecek tepkinin en ön sırasında yer alması gerekirdi. Tüm bunlar gösteriyor ki dünyadaki hak ihlalelerinden muzdarip olan insanlar eğer Brüksel'e güveniyorlarsa desteğin kısıtlı olduğunu dikkate almalılar. Tüm bu yaklaşımlar otoriter rejimlerin memnun olmalarına neden oluyor. Rusya ve İngiltere arasındaki 'casus' olayında İngiliz brükrotların Junker’in açıklamalarından rahatsız olması şaşırtıcı değil. İngiliz Muhafazakâr parti lideri Ashley Fox, Juncker’in Putin'e mektubu için ‘utanç veriçi’ demişti.

'AB KENDİ DEĞERLERİ İLE ÇELİŞİYOR'

Geçtiğimiz ay Almanya'nın Münih kentinde gerçekleşen güvenlik zirvesine katılan İran Dışişleri Bakanı Mohammad Javad Zarif, ülkesindeki tutuklanmalar sırasında gerçekleşen işkenceler, kırbaç cezaları, ölümler ve idamlardan dolayı bir tepki görmedi. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ve AB’nin en büyük ülkelerinden biri olan Almanya, Tahran ile ilişkilerin bozulmasını istemedi. 

İktidarı darbe ile devr aldığı günden bu yana ülkedeki antidemokratik uygulamalar ile Hüsni Mübarek rejimini bile gölgede bırakan Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi'i Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Merkel tarafından kırmızı halılar ile karşılandı. Mısır'daki ortadan kaybolmalar, sorgulanmadan tutuklanmalar ve polis şiddeti bunların hiç biri Fransa ve Almanya liderlerini rahatsız etmişe benzemiyor. 

'UTANÇ VERİCİ MÜSAMAHA'

İnsan hakları aktivistinin Çin’den Sisi’nin Ekim ayında Paris’e yaptığı ziyaret için ‘utanç verici müsamaha’ değerlendirmesi Avrupa Birliği'nin tam olarak dünyada insan haklarından muzdarip olan kişilerin gözünde kendi değerleri ile nasıl çeliştiğini ortaya koydu. Çin'deki yasal değişlikler ile ülkenin daha da otoriterleşmesi de ilişkilerden dolayı geçiştiriliyor. AB, gerçek politika yerine istikrara şartlanmış durumda. Birlik içinde de durum farklı değil. Bir kaç üye ülke dışında hiç bir üye Polonya ve Macaristandakİ gelişmelerden rahatsız olmuşa benzemiyor. Çünkü AB'nin insan haklari ihlalerinden ziyade, Brexit gibi sorunlar ile uğraşması gerek. Ancak bunların hiç biri 'utanç verici' gerçeği saklamaya yetmiyor. Sadece istikrar istedikleri için dünyada olanlara seyirci kalmaları bir gün kendilerine geri dönebilir."

'KRİTİK ZİRVE YARIN'

Türkiye-AB Zirvesi, AB Konseyi Dönem Başkanı Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un ev sahipliğinde yarın Varna'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in liderliğinde yarın gerçekleşecek.

Öne Çıkanlar