'AKP-MHP iktidarının stratejisi bir Ponzi sahtekarlığı değil midir?'

'AKP-MHP iktidarının stratejisi bir Ponzi sahtekarlığı değil midir?'
Ahmet İnsel: Türkiye'deki büyük saadet zinciri ne zaman çökecek ama bunun çok uzak bir tarih olduğunu da düşünmüyorum.

Ahmet İNSEL


ARTI GERÇEK- Bugün size Ponzi sahtekarlığından bahsetmek istiyorum. Ponzi sahtekarlığı, Türkiye'de son 40 yılda düzenli aralıklarla insanları soymanın bir yöntemi oldu. Bu kadar üst üste, bu tuzağa kapılan insanların başka ülkelerde bulunup bulunmadığını bilmiyorum ama Türkiye'nin bir istisna olma ihtimali bayağı yüksek. 

40 yıldan beri Türkiye'de neredeyse her 10 yılda bir ve son zamanlarda daha da artarak Ponzi sahtekarlıklarına dayalı soygunlar örgütleniyor. 1980'lerde bankerlerle başlayan Ponzi sahtekarlığında, daha sonra çok yüksek faiz vererek para toplayan bankalar, 1990'larda iflas eden 3-4 bankada olduğu gibi, 'Jet Fadıl' türü sahtekarlıklar, daha yakında Çiftlik Bank ve benzerleri var. 

Daha birkaç yıl önce bu Çiftlik Bank'ın etrafında oluşan sahtekarlığı, büyük soygunu, İsmail Saymaz "Tosun Bank" adlı kitabında gayet etraflı anlattı. Bugün art arda iflas eden, kaçan kripto para şirketleri de bir Ponzi sahtekarlığıdır, saadet zinciridir. Sisteme yeni girenlerin yatırdığı paranın bir bölümü daha önce sisteme girenlere yüksek kâr veyahut pay veya faiz olarak verilip böylece yeni girişleri teşvik ederek giderek büyüyen bir girşin, büyük bir kısımını kendine, küçük bir kısmını daha önce girenlere dağıtarak oluşturulmuş bir soygun sistemidir bu. 

Ama bunun arkasında bir siyaset felsefesi, bir toplum felsefesi, bir insan davranışı felsefesi yatıyor. Bunu 1980'lerde 'bir koyup beş almak', 'köşeyi dönmek', 'işini bilen memur' gibi ifadelerle çok açık biçimde Turgut Özal ve onun adıyla anılan 'Özalizm' dediğimiz, bireyciliği en yüksek planda tutan ama aynı zamanda çok emek harcamadan, çok çalışmadan kısa vadede vurguna yönelik bir davranış biçimini yücelten felsefe, anlayış, ideoloji günümüze kadar artarak getirdi. 

Bu bir yağma kültürü aslında. Doğayı yağmalarken de aynı şeyi yaptığını söyleyebiliriz insanların. Ama daha önceden de Ermeni mallarını, Rum mallarını, pogromlarla oluşan yağmaları yapanlar da aynı zihnin başka türlü tezahürleri değil miydi? Bunun arkasında yatan yönetim anlayışı bugün iktidardaki güçte de, 'Erdoğanizm'de de büyük oranda kendini gösteriyor. Bugünkü sahtekarlığın, kripto para çerçevesinde oluşan büyük soygunun bir sorumlusu da aslında iktidar güçleridir. Buna göz yuman, hatta bunu bir cephesiyle teşvik eden iktidar güçleridir. 

Diğer taraftan, Merkez Bankası kaynaklarını gizlice kullanıp sahte bir Türk Lirası değerlendirmesi yaratıp kendine siyasal vurgun sağlamak da benzer bir zihniyeti ele verir. Evet, AKP-MHP iktidarının ekonomik büyüme, siyasal güç olma stratejisi de başka türlü bir Ponzi sahtekarlığı değil midir? Bunlar kısa vadede nemalananların, buna inananların ayakta tuttuğu bir Ponzi sahtekarlığı değil midir bu? Ve biliyoruz ki, bütün bu saadet zincirleri bir gün çökerler. Bu saadet zincirlerini kuranlar, bunun çökeceğini bilerek baştan kendilerini kurtarmak için tedbirlerini de alırlar. Bilmiyorum, Türkiye'deki büyük saadet zinciri ne zaman çökecek ama bunun çok uzak bir tarih olduğunu da düşünmüyorum.  

Öne Çıkanlar