Alaattin Aktaş: Merkez Bankası faiz indirirse bu en çok kimin işine yarar?

Alaattin Aktaş: Merkez Bankası faiz indirirse bu en çok kimin işine yarar?
Dünya gazetesi yazarı Aktaş, 'Ne karar alındığını perşembe günü göreceğiz. 'Oyunu bozmak' faizi indirmekle mi sağlanacak, yoksa sabit tutmakla mı, birkaç güne belli olacak' dedi.

ARTI GERÇEK - Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, "Manşet enflasyon değil, çekirdek dikkate alınmalı" diyerek faiz indiriminin yerini yaptık, perşembeyi bekliyoruz. Peki faiz indirilirse, hemen ertesi gün kimler kar etmeye başlar dersiniz? Yok yok, yanlış yazmadık, zarar değil, kar! Çünkü faiz inerse elinde kağıt bulunanlar kar eder ve en kazançlı çıkacak kesim de bankalar olur" dedi.

Aktaş, Başlıktaki soruyu aslında biraz daha uzatmak gerekir ama orada yerimiz sınırlı. Soru aslında şöyle olmalı: "Merkez Bankası faiz indirirse bu en çok kimin ya da kimlerin ve hangi zaman diliminde işine yarar?" sorusunu yöneltti. 

Aktaş'ın konuyla ilgili yazısında yer alan değerlendirmeler şöyle:

"Öyle ya, faiz indiriminden hemen ertesi gün yararlanacaklar da vardır; kalıcı olabildiği takdirde bu indirimden aylar, yıllar sonra yararlanacaklar da...

Sorunun ikinci bölümünün yanıtı açık. Faiz indirimi uzun vadede hiç kuşku yok ki Türkiye’nin yararına olacaktır. Hazine’nin borç yükü azalacak, böylece bütçeden vatandaşa doğrudan ve dolaylı katkı olanağı artacaktır. Borç azaldıkça kamu çalışanlarına daha çok zam yapmak mümkün hale gelecek, zaman içinde vergi oranları aşağı çekilebilecektir. Ama bunlar, Merkez Bankası faizi indirince öyle üç beş ay içinde olabilecek gelişmeler elbette değildir.

Üç beş ay içinde sağlanacak gelişmeler de var. Bankalar daha düşük faizle kredi kullandırabilecek, işler açılacak, tüketim artacak ve piyasa canlanacaktır.

Ama bizim başlıktaki sorumuz, kısa vade yönüyle doğabilecek etkileri ve bu etkilerin kimlere nasıl yansıyacağını irdelemeye dönük.

ŞU MEŞHUR FAİZ LOBİSİNİ GÖREN, DUYAN, BİLEN VAR MI?

Hani her sıkıştığımızda ve bir düşman yaratmamız gerektiğini düşündüğümüzde öne çıkardığımız, en azından çıkarmaya çalıştığımız kavramlar var ya, bunlardan biri de kuşkusuz "faiz lobisi".

Yakındır; yine faiz lobisini duymamız... Bu lobinin nelerin peşinde olduğunu okumamız... Söylenecek de bellidir: "Bu lobi yine faizi artırmak istiyor ama oyunlarını bozduk!"

Yani ne yapmış olabiliriz; muhtemelen faizi düşürmüşüzdür, en azından artışa ayak direyip oranı sabit tutmuşuzdur.

Eylül toplantısında ne karar alındığını perşembe günü göreceğiz zaten. "Oyunu bozmak" faizi indirmekle mi sağlanacak, yoksa sabit tutmakla mı, birkaç güne belli olacak.

Peki faiz değiştirildiğinde, bugünlerde de indirim daha çok konuşulduğuna göre indirildiğinde bundan hemen yararlı çıkacaklar kimlerdir. Bunu bilebilmek için öncelikle Hazine’nin kimlere ne kadar borçlu olduğunu iyi incelemek gerekiyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre iç borç stoku temmuz ayı itibarıyla 1.3 trilyon lira düzeyinde. Bu tutarın 1.24 trilyonu yurtiçi yerleşiklere, 57 milyarı da yurtdışı yerleşiklere ya da kısaca yabancılara.

1.24 trilyonluk borcun da tam 901 milyar lirası bankacılık kesimine.

Merkez Bankası faiz düşürdüğünde bankaların daha ucuz kaynak toplayıp daha çok kredi açması ve buradan kar etmesi bir yana asıl kar ellerinde bulunan 901 milyar liralık kamu kağıdından gelecek.

Faiz düşünce karlı çıkmak... Çelişki gibi mi görünüyor, tam tersi...

"FAİZ LOBİSİ" FAİZ İNSİN DİYE EL OVUŞTURUR

Hazine’nin iç borçlanma kağıtlarının nasıl satıldığını bilmek gerekir. İç borçlanma kağıtları ağırlıklı olarak iskontolu ihraç edilir. Yani vade bitimindeki fiyat sabittir, 100 liradır ve satış günündeki faize göre iskontolu fiyat uygulanır.

Örneğin satış gününde faiz yüzde 25 ise, 100 liralık bir kağıdın fiyatı (100/1.25) 80 liradır. Faizin sabit kaldığını varsayarsak, bugün 80 liraya ihraç edilen kağıdın fiyatı gün gün artar ve bir yıl sonra 100 liraya ulaşır.

Ama bu bir yıl içinde faiz hızlı iniş ve çıkış gösterebilir. Faiz ister siyasi tercihlerle, ister başka etkenlerin devreye girmesiyle örneğin bir anda yüzde 20’ye inerse ne olur? Bir gün önce 80 liraya ihraç edilen kağıdın fiyatı, artık (100/1.20) 83 liraya çıkmıştır.

Yani yüzde 25 faizle kağıt alan, faiz yüzde 20’ye düşünce zarar bir yana bir günde kayda değer bir kar etmiştir.

Ya tersi olsaydı; faiz yüzde 25’ten yüzde 30’a çıksaydı... O zaman da 80 liralık kağıdın fiyatı (100/1.30) 77 liraya gerileyecekti.

80 liraya alınan kağıt, faiz düşerse bir anda 83 liraya çıkıyor; faiz yükselirse 77 liraya iniyor.

Söyler misiniz, elinde kağıt bulunanlar faizin yükselmesini mi ister, düşmesini mi?

BANKALAR O GÜNÜ BAYRAM İLAN EDEBİLİR

Bir dönem yurtiçindeki en büyük "ekonomik düşman" bankalardı. Zamanı gelir yine ısıtırız bunu ama en azından şimdilik unuttuğumuz bir durum bu.

Reel sektördeki herhangi bir fabrikanın çok kar etmesini kimse umursamaz da, bankaların karı yüksek geldi mi homurdanmalar başlar, "Bankalar bu kadar kâr etmese olmaz mı" diye.

Bir bankanın zor duruma düşmesinin, hangi işkolu olursa olsun reel sektörden bir işletmenin zor duruma düşmesinden çok ama çok farklı olduğunu sanırız yeni yeni idrak ediyoruz.

Şimdi faizi düşürmeye hazırlanıyor gibiyiz ya... Politika faizi için manşet enfl asyonu değil, çekirdek enfl asyonu gözetmemiz gerekir diyerek bunun altyapısını hazırlama gayreti içine girdik ya...

Peki Merkez Bankası perşembe günü politika faizini yüzde 19’dan aşağı çeker; örneğin yarım puan ya da bir puan indirirse bu en çok kimin işine yarayacak dersiniz?

Bağlantıyı çoktan kurduğunuza eminim. Tabii ki bankaların... Ellerinde tam 901 milyar liralık kamu kağıdı bulunan bankaların...

Dolayısıyla faiz düşürüldüğünde kurda aşırı bir yükselme olmazsa bankalar o günü bayram ilan eder.

Şu durumda genellikle faizi artırmak için lobi yapmakla suçlanan bankalar aslında indirim için gün mü sayıyor? Ve yine şu durumda faizi biraz da zorlama bir şekilde aşağı çekmeye çalışanlar bir dönem hedef tahtasına oturttukları bankalara omuz mu vermiş oluyor?

YABANCILAR FAİZ İNDİRİMİ Mİ BEKLİYOR?

Yabancı yatırımcıların elindeki iç borçlanma kağıtlarının tutarı temmuz ayı itibarıyla yalnızca 57 milyar lira düzeyinde ve yabancıların stoktaki payı yüzde 4.4’e kadar inmiş durumda.

Yabancıların iç borç stokundaki payı bir ara yüzde 20’lerde seyrediyordu. Dolayısıyla "faiz lobisi" yakıştırması artık yabancıların üstünde pek durmuyor. Varsa öyle bir lobi, o da bankalarımız...

Ancak yabancı yatırımcıların son dört haftadaki alımları dikkat çekiyor. Merkez Bankası verilerine göre yabancılar 13 Ağustos-10 Eylül döneminde 639 milyon dolarlık iç borçlanma senedi aldı. Bu alımın 325 milyon dolarlık kısmı 3-10 Eylül arasında gerçekleşti.

Acaba yabancılar da faizin düşeceğine ve aldıkları kağıtları şimdiki fiyatın üstünde bir değere satmaya mı oynuyor?"

Öne Çıkanlar