Bölge Kriz Koordinasyonu'ndan çağrı: Hapishanelere ses verin

Bölge Kriz Koordinasyonu'ndan çağrı: Hapishanelere ses verin
Cezaevlerinde binlerce hasta tutuklu olduğunu belirten Bölge Kriz Koordinasyonu, hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK - Çin'de ortaya çıkan ve ardından Dünya’da hızlıca yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) riski artarak devam ediyor. Türkiye’de kısa sürede yayılan salgından dolayı her gün vaka ve can kaybı sayıları artıyor. Salgının daha fazla yayılmaması için önlemler alınırken, cezaevlerinde bulunan mahpuslar koronavirüs salgını nedeni ile büyük risk altında. Cezaevlerinde çok fazla hasta tutuklu olması, cezaevlerinin yeterince hijyenik olmaması riski arttırıyor.

'HAPİSHANELERİ UNUTMAYIN' VE 'HAPİSHANELERE SES VERİN' ÇAĞRISI

HDP, DBP, DTK, TJA, sivil toplum kuruluşları, ekoloji hareketleri, sendika ve hak örgütlerinin de içinde yer aldığı Bölge Kriz Koordinasyonu,  cezaevlerin durumu ile ilgili açıklama yaptı. "Hapishaneleri Unutmayın", ve "Hapishanelere Ses Verin" çağrısı ile yapılan açıklamada, "Dünya genelinde Covid-19 nedeniyle hapishanelerin büyük risk altında olduğunu başta dünya sağlık örgütü olmak üzere tutsak aileleri, aydın, yazar ve sanatçılar, sivil ve siyasal yapılar defalarca dile getirerek bir an önce boşaltılması talebinde bulunmuşlardı. Bu çağrılardan sonra tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim ve yaşam haklarının korunması için birçok ülke harekete geçerek binlerce tutsağı tahliye etmişti. İran gibi baskıcı-totaliter devletler bile yeni düzenlemelerle on binlerce tutuklu ve hükümlüyü tahliye etti" ifadeleri kullanıldı.

'İNFAZ YASASI ADALETSİZLİĞİ DERİNLEŞTİREN VE MEŞRUİYETİ OLMAYAN GÜDÜK BİR YASADIR'

Türkiye’de ise uzun zamandır gündemde olan,  ancak hayata geçirilmeyen infaz yasasının da bu sürece denk getirildiğinin belirtildiği açıklamada, "Tasarı, her zaman olduğu gibi Meclisi noter görevi gören bir mekanizmaya indirgeyen iktidar tek taraflı bir şekilde tasarıyı yasalaştırdı. Toplumun, farklı kesimlerinin ve uluslararası örgütlerin çağrı ve kaygılarını, öneri ve fikirlerini göz ardı ederek geçirdiği ve kamuoyunda ‘Çakıcı Affı’ olarak da bilinen infaz yasası adaletsizliği derinleştiren ve meşruiyeti olmayan güdük bir yasadır. Bu düzenleme ile ulusal ve uluslararası mevzuat hiçe sayıldı, üstüne çete ve tecavüzcülere cezaevlerinden çıkarmanın yolu açıldı. Siyasetçi, yazar, gazeteci ve düşünce suçlularının içerde tutulup çetelerin salıverilmesi AKP'nin halk iradesini mafyatik bir kliğin eline teslim ettiğini gösteriyor.  Bu yasa ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ihlal edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.

'HASTA VE YAŞLI TUTSAKLAR TAHLİYE EDİLMELİDİR'

Salgınla ilgili yetersiz önlemler ve infaz yasası sonrası oluşan tablo hukuku ve adaleti ciddi bir şekilde zedelediğinin belirtildiği açıklama şu talepler sıralandı:

-Cezaevleri salgın öncesinde de hem yapısı hem de cezaevi rejiminden kaynaklı tutuklu ve hükümlülerin sağlığını bozan ve hastalık üreten mekanlardır. Hasta tutsakların salgın öncesi tedavilerin yapılmaması ve uzun vadede kalıcı ağır hastalıkların artmaya başlaması bu yapı ve rejimin bir sonucudur. Salgın öncesi ağır hasta ve yaşlı tutsakların kayıtsız şartsız tahliye edilmesi beklenirken salgın esnasında çıkarılan infaz yasası durumu parçalı ve eşitsiz bir şekilde ele almış, tutsak ve hükümlülerde suç tipine ayrıma giderek yaşam hakkı ihlali yapmıştır. Bu kapsamda ağır hasta olan tutsakların yanı sıra 65 yaş üstü yüzlerce tutuklu ve hükümlünün şartsız bir şekilde bir an önce tahliye edilmesini bir kez daha talep ediyoruz.

'HASTA TUTUKLULAR HASTANELERE GÖTÜRÜLMÜYOR'

-Hasta tutuklu ve hükümlülerin salgın nedeniyle ara verilen veya hiç yapılmayan tedavilerini gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak hasta tutsaklar salgın riskinden dolayı hastanelere götürülmemekte ve tutsaklar da bazı tedavileri riskten dolayı red etmektedir. Bu açıkçası ölümlerden ölüm beğenmektir. Hasta tutsakların kelepçesiz ve daha hijyenik koşullarda tedavilerinin yapılması için  bir an önce tahliyeler başlamalıdır.

-Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin telefon görüşüne çıkarken ince aramaya maruz kalmaları hukuken kabul edilecek bir durum değildir. Aile görüşü yapamayan, avukat görüşünü ise kapalı yapan tutuklu ve hükümlülerin ince arama ile karşılaşmaları tedbirden öte kötü niyetli bir uygulamadır ve kaldırılmalıdır.

TEMİZLİK ÜRÜNLERİ YÜKSEK FİYATLARA SATILIYOR

-Temizlik malzemelerin covid-19 salgın sürecinden 2-3 kat gibi yüksek fiyatlara satılması hem tutuklu-hükümlüleri hem de salgın sürecinde çalışamayan aileleri mağdur etmektedir. Yaşanan bu süreçte temizlik malzemelerin yeteri miktarda ve ücretsiz verilmelidir.

-İnfaz koruma memurlarının tutuklu ve hükümlülerden tam izole edilmesi gerekirken bir çok cezaevinde koğuş araması bilgileri gelmektedir. Dışarı ile teması olmaması gereken koğuşlarda arama yapılması hukukî olmadığı gibi insani de değildir. Bundan derhal vazgeçilmelidir.

-Bilim insanları covid-19 tedbirleri arasında beslenmenin önemine dikkat çekmektedir. Ancak cezaevlerinde verilen yemekler sağlıklı bir insanı bile hasta edecek düzeydedir. Yemekler yeterli ve dengeli bir şekilde verilmelidir. Bazı ağır hasta tutsakların cezaevi gözlem kurullarının "tehlikelidir" gibi soyut değerlendirmeleri nedeniyle tekli koğuşlarda tecrit altında tutulmaktadır. Bu insanlık dışı bir tutumdur ve bundan vazgeçilmelidir.

TMK DEĞİŞMELİ

Bu sorunların kaynağında cezaevleri ve uygulanan "cezaevi rejimi" TMK vardır. Uygulanan ceza kanunları fikirleri, basın açıklamalarını, siyasal her türlü faaliyeti örgüt üyeliğine delil olarak gösterirken infaz rejimleri ile de siyasi tutuklu ve hükümlüler tamamen tecride tabi tutulmaktadır. Bu sorunların asıl çözümü için Ceza Kanunları ve Terörle Mücadele Kanunun acilen değişmesine ve taleplere cevap olacak yeni bir infaz rejimine ihtiyaç vardır."

Öne Çıkanlar