'Çocukların hangi şiddet türlerine maruz kaldığı bilinmiyor'

'Çocukların hangi şiddet türlerine maruz kaldığı bilinmiyor'
Pandemi sürecindeki karantina en çok çocukları etkiledi. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi eve kapanmak zorunda kalan çocukların bir çok riskle karşı karşıya olduğunu söyledi.

ARTI GERÇEK - Çin'de ortaya çıkan ve ardından Dünya’da hızlıca yayılan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) riski artarak devam ediyor. Türkiye’de kısa sürede yayılan salgından dolayı her gün vaka ve can kaybı sayıları artıyor. Hükümet salgının daha fazla yayılmaması için aldığı bir dizi önlemler sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, salgınla mücadele kapsamında uzaktan eğitim sistemine geçti. Pandemi sürecinde milyonlarca öğrencinin evde durmak zorunda olduğu bu dönemde Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi çocuk hakları ile ilgili uyarıda bulunarak yazılı açıklama yaptı.

PANDEMİ SÜRECİNDE EVE HAPSOLAN ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA

Eve kapanan çocukların birçok risk ile karşı karşıya olduğunun belirtildiği açıklamada, "Okulların kapatılması, hareketin kısıtlanması gibi karantina önlemleri gerekli olmakla birlikte, söz konusu önlemler çocukların rutin yaşantılarını ve destek sistemlerini bozucu etkiler yaratmaktadır. Kadınların ve kız çocuklarının cinsiyete özgü ihtiyaçlarını ve güçlüklerini dikkate almayan kontrol önlemlerinin de cinsel sömürü, istismar ve çocuk evliliği gibi riskleri artırabileceği bilinmektedir. Halk sağlığıyla ilgili daha önceki olağanüstü durumlarda da çocuk istismarı ve sömürüsü olaylarında artış görüldüğü bilinmektedir. Örneğin; Batı Afrika’da 2014 ile 2016 yılları arasındaki Ebola virüsü salgını sırasında okulların kapanması; çocuk işçiliği, çocuk ihmali, cinsel istismar ve erken yaşta hamilelik gibi olaylarda artışa neden olmuş, Sierra Leone’de çocuk yaşta hamilelik olayları salgın öncesine göre iki katına çıkarak 14 bine ulaşmıştır. BM’in çocuklarla ilgili kuruluşu olan UNICEF; hükümetlere hastalığın giderek yoğunlaşan sosyo-ekonomik etkilerine karşı çocukların güvenliğini ve esenliğini koruma çağrısında bulunarak, bu hususta önlemlerin yer aldığı bir rehber yayınlamıştır" ifadeleri kullanıldı.

"ÇOCUKLARIN NE TÜR ŞİDDETE MARUZ KALDIĞI BİLİNMİYOR"

2011 yılında yürürlüğe giren Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesine Türkiye’nin de taraf olduğunun belirtildiği açıklamada şu uyarılar yer aldı: "Ülkemizde de Covid-19 pandemisi kaynaklı alınan önlemler sürecinde, çocukların ev ortamında ya da çocuk işçiliği kapsamında hangi şiddet türlerine maruz kaldığının bilinmediği, çocukların psikolojik etkilenmeleri hususunda somut hiçbir çalışma yapılmadığı, gıda erişimi olmayan çocukların yeterince beslenemediği ve ne yazık ki çocuğun cinsel istismar suçunun önlenemediği görülmektedir.

"İKTİDAR KRİZ ORTAMINDAN FAYDALANABİLİR"

Yine İnfaz düzenlemesi çalışmaları sırasında, iktidarın 2016 yılından beri sıkça gündeme getirdiği, çocuğu tecavüz edenle evliliğin önünü açarak, çocuk istismarının meşrulaştırılması düzenlemesi de bu kriz ortamından faydalanılarak yapılmak istenen ancak sivil toplum örgütlerinin tepkisiyle tekrar askıya alınan bir durumdur.

"NE TÜR ÖNLEMLER ALINDI?"

Bu hususta; iktidarın kriz ortamından faydalanarak böyle bir düzenleme yapmasına hiçbir surette izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Çocuğa karşı işlenen cinsel suçlara ilişkin verilerin, pandemi sürecinde devletin yetkili makamlarınca düzenli olarak raporlanması gerektiğini, çocuğa karşı cinsel istismar ve diğer şiddet unsurları kapsamında ulusal ve uluslararası taraf olduğumuz sözleşmeler gereği yetkililerce ne gibi önlemler alındığının tüm kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz."

Öne Çıkanlar