Çorlu tren katliamı davası: Duruşmayı terk eden aileler mücadeleye devam edeceklerini söyledi
Rıfat DOĞAN
ARTI GERÇEK - 8 Temmuz 2018'de, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 300'den fazla kişinin de yaralandığı 'tren kazası'na ilişkin davanın 5. duruşması görüldü.
Duruşmada Çorlulu Aileler mahkemeye tepki göstererek duruşma salonunu terk etti. Aileler yaşananları kamuoyu ile paylaşmak için Çorlu Aalet Sarayı'na gitti.
#CorluTrenKatliamı davasında yakınlarını kaybeden aileler duruşma salonunu terk etti!
— Artı TV (@ArtiTV_) June 25, 2020
Faciada yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel'in dedesi: Bu davanın üzerinde siyasi bir baskı var. 25 vatandaş ölmüş, gerçekler açığa çıkarması devletin namus borcudur.
röportaj: Rojda Altıntaş pic.twitter.com/bOyrjpx2Ji
'BU BİZE, HUKUKA, ADALETE HER ŞEYE SAYGISIZLIK'
Adliye Sarayı önünde tren katliamında oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden anne Mısra Sel konuştu:
"Bunu söylemek belki başkaları için sayı ve rakamdan ibaret ama bize geldiğinde çok büyük acılar çok büyük yokluklar demek. Biz her duruşmaya, adalet yerini bulacak, bir adım atılacak, yine ertelenmeyecek, yine ötelenmeyecek, bu kadar uzun bir süre geçti dördüncü duruşmanın üzerinden. Taleplerimiz dinlenecek, bu sefer hak verilecek diye geliyoruz ama her defasında aynı ciddiyetsizlikle karşılaşıyoruz. Artık bu ciddiyetsizlikde değil bizim kaybettiğimiz canlarımıza saygısızlık. Bu bize saygısızlık. Bu adalete, oturdukları koltuklara, hukuka, her şeye saygısızlık.
Ve bu saygısızlık çerçevesinde, bilmiyorum hayatlartında hiç yakınlarını kaybettiler mi? Hiç sevdiklerini kaybettiler mi? Bunun ne kadar büyük bir acı olduğunu tahmin edebiliyorlar mı?
'BEŞİNCİ DURUŞMADA HALA SELDE TAVUKLAR ÖLDÜ MÜ' DİYE TARTIŞIYORLAR'
Bu birinci duruşma değil bu beşinci duruşma ve biz hala 'Çok mu yağmur yağdı', 'yağmur mu yağdı', 'sel varmıydı' gibi şeyleri konuşıyoruz. Hala bilir kişileri belirleyemiyoruz.
Aslında her şeyin bu adar ortada olduğu, duruşmalarda her şeyin bu kadar alenen ortaya konduğu dava dosyasında biz bugün 'selden tavuklar telef oldu mu' diye konuşuyoruz mahkeme salonnda. Bizim canlarımız öldü. Biz isyan ediyoruz. Gerçek sorumlular yargılansın, gerçek sorumlular bizim karşımıza gelsin dediğimiz zaman hiç bir şekilde ciddiye alınmıyoruz.
Sanık avukatlarından Ersin Selbuz olay günü çiftlikten alınan sel görüntülerini tanığa göstermek istedi ancak avukat Can Atalay, delil sunma aşamasında olmadıklarını belirterek itiraz etti, mahkeme reddetti.
Tanık Vahdet Atak: Çalışkan At Çiftliği’nde dört yıldır çalışıyorum. Demiryolu kot olarak bizim aşağımızda. Yağmur yağıyordu ancak o kadar fazla yağmıyordu. Sel gibi bir şey görmedim. Olay öncesinde bizde yağmur ölçüm aracı yoktu, daha sonra ölçüm için kap koyduk, onunla ölçüyoruz. Kanal yok, sel olduğunda tarla içinden akıp gidiyordu.
'TCDD YETKİLİLERİ GELİP BİZE OLAYIN OLUŞ ŞEKLİNİ SORDU'
Tanık Günay Solak: Çalışkan Çiftliği’nde dört yıldır çalışıyorum. Kaza sırasında çiftlikteydim. Demiryoluna 300-400 metre uzaktayız. Olay günü yağmur yağdı. Tavuk kümeslerini u bastı. O gün yağan yağmur kadar yağmur hiç görmedim. Bizde ölçüm yoktu daha sonra yağmur ölçümü için kap koyduk. Bize olaydan sonra jandarma geldi, ambulans geldi, yaralı getirilmedi. TCDD’den yetkililer geldi ve bize olayın oluş şeklini sordu biz de bir şey bilmediğimizi söyledik.
'SAVCILIK KAÇ VAGON VE KAÇ YOLCU OLDUĞUNU SORUŞTURMADI'
Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz de "bir vagonda kaç koltuk var. Oturan yolcu sayısı kaç ayakta yolcu sayısı kaç? Burada en az 600 yolcu var. Savcılık bunu soruşturmadı. 366 yolcu nerede? Bunun bir matematiği yok mu? Bunun araştırılmasını istiyoruz" dedi.
Kazada hayatını kaybeden Bihter Bilgin’in annesi Zeliha Bilgin de "Yağmur konusu var, kazadan sonra menfez yapıldığı şekliyle yapılsaydı yıkılmazdı. Bu kazayı yağmura bağlayamazsınız. Mümin Karasu’nun danışman olarak atanmasını kınıyorum. Adalet bekliyorum" diye konuştu.
Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz Sel tekrar söz alarak ailelere Mümin Karasu’yu sanık olarak görmek ister misiniz diye sordu, ailelerin hepsi el kaldırarak "evet görmek istiyoruz" dedi.
Hüseyin Şahin de çağrılan tanıklara tepki gösterdi. Şahin "718 gün oldu. Tutuklu kimse yok, Bir kişi twit attı diye tutuklu kalıyor da buradaki sanıklar da tutuklu kalmalı. Biz konuştukça terfi alıyorlar" ifadelerini kullandı.
'TALEPLERİMİZ KARŞISINDA DUYARSIZ KALMAYIN'
Arda Sel’in annesi Mısra Öz Sel de "Bugün dinlemiş olduğunuz 3 kişi normalde de ifadeleri alınabilecek kişilerdi. Ancak siz önemli kişileri bizim talep ettiğimiz kişileri görmezden gelerek çağırmadınız. Bizim talebimiz olmasına rağmen Mümin Karasu gitti danışman oldu. 718 gün oldu, evlat yaşıyorum. 5. duruşmadayız, gerçek sorumluların yargılanmasını istiyoruz. Taleplerimiz karşısında duyarsız kalmayın" dedi.
'ÇOCUKLARIMIN GELECEĞİ VARDI YOK OLDU'
Arda Sel’in dedesi Necmettin Sel de menfezi yapan müteahhidin neden mahkemeya çağrılmadığına tepki gösterdi. Gerçek sorumluların karşılarına çıkarılmadığını belirten Sel, "Ben ölen evladım karşısında kendimi suçlu hissediyorum. Çocuklarımın geleceği vardı, yok oldu. Mümin Karasu’nun korunmasını anlamıyorum. Bakanın korunmasını anlamıyorum. Onlar bizim çocuklarımızdan daha mı değerli" ifadelerini kullandı.
Avukat Can Atalay: Siyasi iktidar sizin yargılama yapmanızı engellemektedir. Burada olay yukarıya doğru gitmek zorundadır. Burada benim takıldığım yer AFAD ya da yağmur değildir. Burada benim gözüm TCDD'nin özelleştirilmesi nedeniyle demiryollarının bakımsız kalması sonucu 25 insanin hayatını kaybetmesindedir. Olay sistemle ilgilidir o yüzden yargılama yukarıya doğru yapılmalı. Mümin Karasu sanık olarak yargılanmalı. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı yürüyen soruşturma ile ilgili bilgi vermeli, orada soruşturma yürürken burada kovuşturma yapılamaz. Savcılık soruşturma yürütürken Karasu TCDD'de danışman oldu. Karasu buraya gelerek ifade vermeli.
Avukat Mustafa Ersin: Sanık Turgut Kurt yol servis müdürlüğüne elinde 24 bekçi personel olduğunu ancak 24 bekçi ihtiyacı daha olduğunu yol servis müdürlüğüne belirtiyor. Onlar da yol dairesi başkanlığına gönderiyor ancak 2016 yılından bu yana bu ihtiyaca dönük herhangi bir gelişme yaşanmıyor. Yine Turgut Kurt menfezin eski olduğuna ilişkin yazı yazıyor ancak herhangi bir adım atılmıyor. Ben yol servis müdürlüğü ve yol dairesi başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.
Sanık avukatı Ersin Albuz: Menfezi onarma tamir etme görevi Mümin Karasu'dadır. Yetki ondadır dolayısıyla Karasu sanık olarak yargılanmalı. Turgut Kurt'un böyle bir yetkisi yoktur. Burada sorumluluğun Karasu'da olması nedeniyle suç duyurusunda bulunuyorum.
Sanık Turgut Kurt'un avukatı Mehmet Ektaş: İlk duruşmadan son duruşmaya kadar kazanın yağmur nedeniyle yaşandığını iddia etmedim. Bu ölenlere saygısızlık olur. Biz burada alt düzeyde TCDD çalışanlarını yargılarken kazalar olmaya devam ediyor ve TCDD'den üst düzeyden kimse yargılanmıyor. Hepimiz maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Ben buraya delil belge sundum, bir gün sonra bu belge basına düştüğü için Turgut Kurt ve Çetin Yıldırım açığa alındı. Ben bu belgeleri onlardan almadım. TCDD'den aldım.
Sanık avukatlarının beyanlarından sonra mahkeme ara karar için duruşmaya 1 saat ara verdi.
BİLİRKİŞİ KEŞİF YAPACAK
Aradan sonra kararını açıklayan mahkeme hayeti bilirkişinin 16 Temmuz'da kaza yerinde keşif yapacağını belirtti. Duruşma 4 Kasım'a ertelendi. Duruşmanın ertelenmesinden sonra aileler ve avukatlar adliye önünde açıklama yaptı. Avukat Sevgi Evren, Mümin Karasu'nun sanık olarak yargılanması isteklerinin reddedildiğini belirterek, "Bugünden başlayarak adalet talebimizi daha yüksek sesle dile getirmek zorundayız." dedi.
NE OLMUŞTU?
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğünde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğü Çerkezköy 143. Yol Bakım Şefliğinde yol bakım onarım şefi olarak görev yapan Özkan Polat, TCDD bünyesinde köprüler şefi olarak görev yapan Çetin Yıldırım, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğü Çerkezköy 143. Yol Bakım Şefliğinde hat bakım ve onarım memuru olarak görev yapan Celalettin Çabuk hakkında TCK 85/2 maddesi uyarınca 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.