Demirtaş'a yeni soruşturma açılmasının gerekçesi bir Twitter kullanıcısının paylaşımları

Demirtaş'a yeni soruşturma açılmasının gerekçesi bir Twitter kullanıcısının paylaşımları
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianameye bir Twitter hesabından paylaşılan mesajlar konuldu.

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.

Demirtaş, hakkında "tehdit, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme" iddialarıyla 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede "Demirtaş Savunma" isimli Twitter hesabından 7 Ocak 2020 tarihinden yayınlanan Demirtaş’ın sözleri ve 22 Eylül 2020 tarihinde avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar gerekçe gösterildi.

Demirtaş’ın mahkemedeki savunmasının çözümüne de yer verilen iddianamede "Eriş Serti" isimli bir Twitter hesabından yapılan paylaşımlar tehdit unsuru olarak ileri sürüldü.

İddianamede tehdit unsuru olarak gösterilen "Eriş Serti" isimli Twitter kullanıcısının yaptığı paylaşımlar aktarılarak şu ifadelere yer verildi: "Bu bağlamda ifadenin içeriğindeki şiddet çağrısı, nefret söylemi, ifadeyi kullanan kişinin terörle ilgisi, tanınmışlık düzeyi, toplumu etkileme gücü, ifadede kullanılan aracın etki ve yayılma niteliği, ifadede kullanılan yöntemin etkinliği ve geniş kitlelere ulaşma yeteneği nazara alındığında bir siyasi parti başkanı olarak terör örgütü üyeliği suçu kapsamında yargılanan şüphelinin tüm kamuoyu tarafından takip edilen yargılaması sırasında yaptığı söylemler ve paylaşımların geniş halk kesimlerine etki ve yayılma niteliği ile eylem bir savunma metni içerisinde dahi olsa terörle mücadelede etkin görev yapmakta olan kamu görevlisinin kimlik bilgilerini paylaşarak kamu görevlisini örgüt mensuplarına hedef gösterme amacı taşımakta olduğu yine müştekiyi tehdit niteliği gösterdiği anlaşılmaktadır."

İddianamenin Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, henüz mahkeme tarafından kabul edilip, edilmediği yönünde Demirtaş’ın avukatlarına bir tebligat yapılmadığı öğrenildi.

NE OLMUŞTU?

Demirtaş, 7 Ocak 2020 tarihinde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman hakkında şu ifadelerde bulunmuştu:

"Benimle ilgili bu operasyonun bizatihi yürütücüsü olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Başsavcının kendisi ve yardımcıları. Bu operasyonun parçası haline geldiler. Nasıl ikinci tutuklamayı bizzat örgütleyerek. Şimdi dedim ya, bir sürü itirafçı geliyordur veya pişmancı geliyordur dinliyorsunuzdur. Aralarında hakim var, HSK üyesi var, yüksek yargı üyesi var, bilmem ne var ne var. Ben bu insanlar onursuzdur falan demek istemiyorum. Pişmanlık duymuş ve belirtiyorlar. Size diyorum ki, daha bugünden pişmanlık duyanlar var, anlatanlar var bugünden. İkinci tutuklamamın nasıl yapıldığının bütün detaylarını biliyorum, bütün detaylarını. Bulunduğum yüksek güvenlikli bir cezaevinden biliyorum. Ama günü gelecek Başsavcı Yüksel Kocaman veya yardımcısı Hüseyin bey soy ismini bilmiyorum. Bu operasyonun bizzat örgütleyicisidir. Haklarında arkadaşlarım suç duyurusu yaptılar. Biz HSK'ya göndereceğiz yarın bir gün tekrar günü geldiğinde hesaplaşacağız hukuk önünde hesabımızı göreceğiz.

'YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEKSİNİZ'

Kimdir peki bu Başsavcı.... Tamam tarafsız değilsin. Ama anayasaya göre soruşturmayı yürütürken tarafsız olmak zorunluluğun var. Bu adam benim siyasi rakibim. Bu adam beni şikayet etmiş, tutuklatmış adam. Bu adam sana gece gündüz meydanlardan talimat yazdıran adam. Demirtaş katildir diye. Sen bu adamla benim bu davamın kararının açıklandığı gün görüşüyorsan gerekçeni açıklayacaksın.... Ve bu adam beni tutuklatan operasyonu yönetiyor. Bariz AKP'li. Gizleniyor, saklanıyor.... Aynı şekilde eş başkanım Figen Yüksekdağ'ı şüpheli ilan ediyor. Dikkatinizi çekerim. Kamuoyu duysun diye söylüyorum. O günkü nöbetçi olmayan bir Sulh Ceza yargıcını hastanedeyken hastanede telefonla arayıp acele geleceksiniz deniyor. Bu yargıç hastane de hastane kayıtları var. Nöbetçi değil. Geliyor ve ben ve Figen Yüksekdağ'ın tutuklama kararı çıkartılıyor ve tutuklama kararı çıkarılana kadar kendisi Ankara adliyesini terk etmiyor Yüksel Kocaman. Ancak tutuklama kararı çıkınca adliyeden ayrılıyor. Derdin ne senin, ben biliyorum derdin ne. Ama senin o güvendiğin saraydan büyük Allah var Yüksel Kocaman. Devran dönüyor dönüyor. Devran dönüyor. Halk var halk millet var. O sandık kurulduğu gün o güvendiğiniz dağlara kar yaracak. Bunların hepsinin hesabını yargı önünde vereceksiniz.

'SANDIKLAR KURULACAK'

Ha biz Demirtaş'ı içeri attık, Figen'i içeri attık, İdris Baluken'i içeri attık. Oh iyi yaptık. Yarandık birilerine, keyif kebap. Ondan sonra da Devrek'te Zonguldak'ta da istediğimiz her şeyi yaparız. Parti AKP çalışmalarına katılırız. HDP'lileri de tutuklatırız. Her şey kapanır gider. Yok öyle bir dünya artık. Yok öyle bir dünya. Bunların hepsinin hesabı hukuk önünde verilecek, günü gelecek, günü gelecek.... Bunun hiç kimseye bir güvence oluşturmayacağını, hiç kimseyi kurtarmayacağını buradan söyleyeyim. Ölürüm, kalırım tutanaklara geçsin. Bunun hesabı sorulacak. Yargı işleyecek hukuk işleyecek. Yok öyle yağma. İstediğime istediğimi yaparım. İstediğim kararı alırım. AKP çalışmalarına katılırım. Efendim ondan sonra gelirde Başsavcılık yapar. HDP'lileri de Demirtaş'ı da, Figen Hanım'ı da tutuklatırım operasyon çekerim. Bilmem kimse de bana bir şey yapmasın arkamda saray var. Valla yıkılmayan iktidar yok tarihte.... Bugün yarın, bir sene beş sene hiç farketmez. Tarihte bu süreler 3-5 sene azdır. Ama o gün geldiğinde yüzleşme hesaplaşma demokrasi adına hukukun üstünlüğü adına çok net olacak. Ben burada kalmaya devam ederim siz bilirsiniz. Boyun eğdim mi bugüne kadar eğmedim. Biz o günü bekliyoruz. O gün gelecek, sandıklar kurulacak ve ülkenin büyük çoğunluğu el ele vererek bu kaos düzenine dur diyecek. Asıl davamız o zaman görülmeye başlayacak. Bu davanın da asıl o zaman görülmeye başlayacak. Siz hangi kararları bu aşamada hangi ara kararları verirseniz verin asıl dava o zaman görülmeye başlanacak.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan başlayarak Ankara-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları, aradaki istinaf üyeleri, bazı Ağır Ceza üyeleri ve Anayasa Mahkemesi üyeleri. Bu komploya nasıl dahil olmuşlar. Süreç zaten ispatlamaya gerek yok. Bütün tutanaklar, yargı belgeleri ortada... Ha bu arada az önceki Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı nereden tanıyoruz onu unuttum söylemeyi bakın. En önemli kısım. Kendisi Pınarhisar cezaevi savcısı. Yani Erdoğan'ın hapiste olduğu dönemde cezaevi savcısı ve mangal partisi yapıyorlar Erdoğan ile birlikte cezaevinde…... Benim iddiam değil orada kitapta yazıyor, kendisi de yalanlamamış. Araştırdım yalanlamamış. Şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcısı. Savcı bey müsaitse haber gönderiyorum, buyursun bize de gelsin. Burada da bir mangal partisi yapalım. Madem herkese eşit...

'SUÇA BULAŞMAYIN'

Kimseye güvenerek sakın sakın suça bulaşmayın. Cumhuriyet Başsavcıları gibi yapmayın. Ya da bize kumpas kuran savcılar gibi sakın yapmayın. Bu işin sonu yok öyle söyleyeyim. Ben kimsenin yanına bırakmam bunu. Ben ölürüm avukatlarım bırakmaz. Çocuklarım, milletvekillerim, halk bırakmaz hesabını sorar. Ama ille bir gün o hesap sorulacak. Biri sandıkta biri yargıda. Her şeyin bir sırası var.... Biz içeride dinlenmeye devam ediyoruz. Dışarıdaki arkadaşlarım da aslanlar gibi mücadelesini sürdürüyorlar. Yargı kumpası ile ilgili de kimin elinden ne geliyorsa benimle ilgili lütfen taksir etmesin eksik bir şey yapmasın. Fazlasını yapsın. Ben de halkımla arkadaşlarımla birlikte siyasete bunun hesabını sormaya devam edeceğim." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar