'Depremden ölen insanlara 'şehit oldu' denildikçe Türkiye’de deprem sorunu çözülmez'

'Depremden ölen insanlara 'şehit oldu' denildikçe Türkiye’de deprem sorunu çözülmez'
Yoğun fay hatları üzerinde bulunan Türkiye'de deprem kendini her fırsatta hatırlatmaya devam ediyor. Uzmanlar ise İstanbul'da 6 ve üzeri büyüklükte bir depremin beklendiğini vurguluyor.

Leyla Kasım ÜNAL


ARTI GERÇEK- 17 Ağustos Marmara depreminde resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi. Depremin ardından 22 yıl geçti ancak Kuzey Anadolu Fay Hattı hâlâ faal.

Jeofizik Yüksek Mühendisi ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "2045’ten önce İstanbul-Tekirdağ önünde bir deprem beklemiyorum. Ancak iki deprem bekliyorum, bir tanesi Küçükçekmece önünde 6.4 ile 6.7 arası diğerini ise Marmara Ereğlisi’nde ve 7 ile 7.2 büyüklüğünde olabilir" diyerek beklenen deprem için öngörülerini şöyle anlattı:

"Bu depremler sadece İstanbul'u değil, Tekirdağ, Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Bursa, Kocaeli'yi etkileyecek. İstanbul ilçelerinden de en çok Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar, Esenyurt, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Kumburgaz, Silivri etkilenecek. Türkiye'nin en genç kırığı Kuzey Anadolu kırığı ve 8 büyüklüğüne kadar deprem üretme potansiyeli var. Kuzey Anadolu kırığının geçtiği iller Van, Bitlis, Bingöl, Tunceli, Erzincan, Sivas, Amasya, Samsun'un güneyi, Tokat'ın kuzeyi, Kastamonu'nun güneyi, Çankırı, Bolu, Adapazarı, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Edirne, Güney kolu üzerinde ise Bursa ve Balıkesir."

'ÇÖZÜM O KADAR ZOR Kİ, DÜZELMESİ İÇİN DÜZENİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'

2020 yılında dünyada 6.5 üzerinde 27 deprem gerçekleşirken en çok can kaybı ise Türkiye’de yaşandı. 2020 yılı içerisinde Türkiye'de yaklaşık 5 yıkıcı deprem görüldü. Bunlardan birisi, 30 Ekim İzmir depremi. 6.6 büyüklüğündeki depremde 116 kişi hayatını kaybetti.

Deprem konusunda yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar küçük depremlerde bu kadar insan öldürmüyor, Türkiye hariç. Beklenen depremlerde bin kişi, 200 bin kişi ölecek desem, doğru değil. Diyorlarsa da bunun bir desteği, veri alt tabanı yok. Halk yemedi, içmedi 1999 depreminden sonra deprem vergisi ödedi. Ancak günün birinde öğrendik ki bu paralar farklı yerlere harcanmış. Çözüm o kadar zor ki; her şeyden önce ülke ekonomisinin düzelmesi, kişi başına düşen milli gelirin yükselmesi gerekiyor ki bu da imkânsız denecek kadar zor. Düzelmesi için düzenin değişmesi gerekiyor. Depremden ölen insanlara 'şehit oldu' dedikçe bu sorun çözülmez. Sorun yönetimdedir" diye konuştu.

Deprem kosunda çalışmalarını sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bina envanteri raporuna göre İstanbul’daki bir milyon 166 bin binanın 790 bin tanesi 2000 yılı öncesi yapıldı, 100 bin bina göçme riski taşıyor. 

'İKTİDARIN TAVRU DEĞİŞMEZSE NE YAZIK Kİ FATURAYI YİNE EMEKÇİ HALK ÖDEYECEK'

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Esin Köymen de Türkiye’nin depremle ilgili çalışmalarının yeterli olmadığını söyleyerek şöyle devam etti:

"İstanbul depreme hazır değil. İstanbul’da şimdiye kadar yapılanlara bakıldığında çok sağlıklı sonuçlar olmadığını görüyoruz. Binaların yenilenmesi için verilen kredilerin miktarı çok yetersiz. Dolayısıyla bunun artırılması ve bunların geri ödemesiyle ilgili faizlerin düşürülmesi gerekiyor. Bütün bu afetlerle karşın daha yaşanılabilir kentler oluşturmak için toplanan vergilerin de amacı dışında kullanıldığını görüyoruz. Daha önce afet toplanma alanı olarak belirtilen pek çok alanın yüksek binalara, alışveriş merkezlerine ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Bir de zorunlu Deprem Sigortası konusu var. Bunlar ciddi problemler. Hükümet kendinden olmayanları hiçbir çalışmaya katmak istemiyor, bunun ortadan kalkması lazım. Aksi taktirde bütün bu inatlaşmaların, merkezi iktidarın kendisinden başka kimsenin düşüncesine saygı duymamasının faturasını ne yazık ki yine emekçi halk ödeyecektir."

17 Ağustos depreminden sonra İstanbul'da 496 afet toplanma alanı belirlense de 2019 yılına kadar geçen sürede bu alanların 419’u imara açılmıştı.

BİR KİŞİNİN DEPREMDEN KORUNMASI İÇİN 24 BİN 500 TL GELİRİNİN OLMASI GEREK

Türkiye’de son yüz yılda 125 deprem oldu. Bu da her yıl 6 buçuktan büyük yıkıcı bir deprem yaşandığını gösteriyor. Her depremin Türkiye'ye maliyeti yaklaşık 5 milyar dolar olurken bir kişinin depremde ölmemesi için yapılması gereken yatırım ise yaklaşık 5 bin dolar.

Bir kişinin depremden korunması için aylık gelirinin 24 bin 500 TL civarında olması gerekiyor. Oysa Türkiye’nin yüzde 49’unun aylık geliri 3.000 TL’nin altında. Asgari ücret de 2 bin 825 TL.

Ortaya çıkan tabloda, depreme yönelik neredeyse hiçbir önlemin alınmadığı ve bilinen 'kaderin' beklendiği görülüyor. 

Öne Çıkanlar