Dilek Doğan Davası: Ağabeyi ve avukatı tutuklu; ama onu öldüren polis serbest

Dilek Doğan Davası: Ağabeyi ve avukatı tutuklu; ama onu öldüren polis serbest
'Dilek Doğan'ın ailesi adalet mücadelesi verdikleri için dava sürecinde tekrar tekrar cezalandırıldılar. Kızlarının ölmüş olmasının üzerine ayrı ayrı adaletsizliklere maruz kaldılar.'

ARTI GERÇEK- İstanbul'un Küçük Armutlu semtinde, ailesiyle birlikte yaşadığı eve 18 Ekim 2015'te yapılan baskında polis kurşunuyla öldürülen Dilek Doğan için devam eden davada Yargıtay'ın vereceği karar bekleniyor. Yargıtay cezayı onarsa sanık polis Yüksel Moğultay, 45 gün cezaevinde kalacak.

İstanbul Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Moğultay için ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçundan 20 yıldan 26,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmış ve polis kamerasının kaydettiği görüntü mahkemede delil olarak kullanılmıştı.

Davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Mart 2017 tarihindeki karar duruşmasında Moğultay'ı, iyi hal indirimiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

Başsavcılığın her iki tarafın da temyiz taleplerini reddetmesi üzerine son kararı Yargıtay verecek.

Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi sanık polis Yüksel Moğultay'ın cezasını onarsa, geçen yıl nisan ayında AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek yasalaşan infaz düzenlemesiyle Moğultay, cezaevinde bir ay 15 gün kalacak. 

Doğan ailesi ve avukatları ise verilen cezaya tepki gösterdi. "Sanık Moğultay’ın eylemi ‘kasten öldürme bu dikkate alınarak üst sınırdan ceza verilmesi gerekiyordu" denildi.

Sanık avukatı ise kusurlu olanın Doğan olduğunu ifade etti. Silahın patlamasına Doğan’ın neden olduğunu ileri sürdü.

Dilek Doğan Davası’nda gelinen aşamayı, Doğan Ailesinin Avukatı Seda Şaraldı ARTI TV'de anlattı. 

'POLİSİN KASTEN ATEŞ ETTİĞİ GÖRÜLDÜ'

Şaraldı, polislerin ilk önce Dilek Doğan'ın vurulmasıyla ilgili ağabeyi ve ailesinin hatalı davrandığı savunmasını yaptıklarını hatırlattı. "Ancak ondan sonra ev baskınına ait kayıtları ortaya çıktığında polisin kasten ateş ettiği 'ölürse ölsün' şeklinde davrandığı görüldü. Bu kayıtlara rağmen mahkeme 'kastan öldürmeden' değil, 'taksirle öldürmeden' polislere çok düşük bir ceza verdi. 6 yıllık bu cezayı da yapılan düzenlemeyle 'bir aylık yatarı olur' hale getirdiler" diyen Şaraldı şöyle devam etti:

'DİLEK'İN AİLESİ DAVA SÜRECİNDE TEKRAR TEKRAR CEZALANDIRILDILAR'

"Bizim başından beri Dilek'in vurulduğu yerdeki keşif taleplerimiz reddedildi. Dilek'in ailesi dava öncesi ve sonrası yaptığı basın açıklamalarında gözaltına alındı, haklarında davalar açıldı. Dilek Doğan'ın ailesi adalet mücadelesi verdikleri için dava sürecinde tekrar tekrar cezalandırıldılar. Kızlarının ölmüş olmasının üzerine ayrı ayrı adaletsizliklere maruz kaldılar. Yargıtay dava hakkında mevcut haliyle bir onama kararı verirse bu adaletsizliği perçinlemiş olacak. 

'DİLEK'İN DAVASI, POLİSİN NASIL TERÖR ESTİRDİĞİNİ GÖSTERMESİNİN ÖRNEĞİ'

Aslında Yüksel Moğultay'ın bu süre boyunca tutuklanmamış olması, polislik görevine devam etmesi, tıpkı Berkin Elvan'ı vuran polislerin de tutuklanmadan polislik görevlerine devam etmesi gibi, halk çocuklarının bu şekilde katledilmesine karşı adaletsizliğin bir parçası. Dilek'in davası hem bir gecekondu mahallesinde yaşanmış olması nedeniyle hem de polisin bu tarz ev baskınlarında nasıl terör estirdiğinin, nasıl davrandığının çok açık bir örneği olması nedeniyle özel bir dosyaydı bizim için. 

'AĞABEY TUTUKLU, AVUKATI TUTUKLU AMA ÖLDÜREN POLİS SERBEST'

Bugün bu davayı takip eden meslektaşlarımızdan Oya Aslan tutuklu ve Oya hakkında savcılık şu nedenle ceza talep ediyor: Kamuoyu tarafından yakından takip edilen dosyaları takip etmiş olmak. Dilek'in, adalet arayışında olan ailesi hakkında dosyalar açıldı, Dilek'in ağabeyi Emrah Doğan tutuklu, Dilek'in avukatı Oya Aslan tutuklu ama Dilek'i vuran polis serbest. Davanın özü, özeti budur aslında."

'DÜŞÜNCE SUŞUNA İNSAN ÖLDÜRMEKTEN DAHA FAZLA CEZA VERİLİYOR'

Şaraldı, infaz düzenlemesinin siyasi tutukluları dışarıda bırakarak yapıldığını söyledi ve "Aslında tam olarak bu yapılanlar hedeflenerek yapılmış bir düzenlemeydi ve hedeflediklerini elde ediyorlar bugün. Örneğin, bir düşünce suçuyla 10 ay ceza alan insanlar dahi cezaevinde bir buçuk aydan daha uzun süre kalıyor. Kanunlar, bu duruma bir insanı öldürmekten daha fazla ceza öngörüyor. Bu insanlar ev baskınları yapmaya, gaz fişekleri atmaya ve başka insanları katledebilecekleri riskiyle serbest bırakılıyorlar." diye konuştu.

Öne Çıkanlar