Düzkan: Yapılacak tartışma örtünme, örtünmeme değil kadınların can güvenliğidir

Düzkan: Yapılacak tartışma örtünme, örtünmeme değil kadınların can güvenliğidir
Ayşe Düzkan, 'Dinciler-laikler paradigması, kadınlarla ilgisi yok bunun. Burada rahat ediyorlar, bunun üzerinden erkek iktidarını güçlendirebiliyorlar, muhafaza edebiliyorlar' dedi.

ARTI GERÇEK- Kadınlar üzerinden yapılan tartışmayı Artı Gerçek yazarı Ayşe Düzkan değerlendirdi. Düzkan, Artı TV canlı yayınına katılarak "Bugün kadınlarla ilgili siyasetçilerin söyleyeceği şey, yapılacak tartışma örtünme, örtünmeme değil, kadınların can güvenliğidir. Can güvenliği olmayan kadınların arasında her türden, her sınıftan, her topluluktan kadın var. Esas meselelerimnizden biri budur" dedi.

'TÜRKİYE'DE HUKUKSUZLUKLARI GERÇEKLEŞTİREN ERKEKLERİN HEPSİ AYNI KIYAFETLERİ GİYİYORLAR'

Düzkan, Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Fikri Sağlar üçgenindeki tartışmaya dair şunları söyledi:

"Bir kere her dini inançtan, her kıyafet biçimini tercih etmiş her kadının istediği siyasal partiyle ilgili çalışma yapmak, o partide yer almak hakkı vardır. Bu vitrin de değildir, başka bnir anlama da gelmez. Bunu herkes kabul etmeli ve alışmalı. Kadınları her yerde görecekler. İşin bir yanı bu. Türkiye'de hukuksuzlukların olduğu doğru. Bu hukuksuzlukları gerçekleştirenlerin önemli bir kısmı takım elbiseli erkekler, aynı kıyatfetleri giyiyorlar.

Bir kadının dini inacı gereği başını örtmesi ya da başını açıyor olması onun mesleğini nasıl gerçekleştireceği, nasıl icra edeceğiyle ilgili bize bir fikir vermez. Türkiye'de bir dincileştirme olduğu doğrudur. Bunu gerçekleştirenlerin bir kısmı da takım elbiseli erkekler. Bundan sadece örtülü ya da dindar kadınlar sorumlu değil. Daha önemlisi çok büyük bir talan, çok büyük haksızlıklar, din malzeme edilerek örtülmeye çalışıyor, gerçekleştirilebiliyor.

'FİKRİ SAĞLAR BİZE GEÇEN YÜZYILDAN SESLENİYOR'

"Fikri Sağlar'ın açıklaması bu değirmene su taşımaktadır. Fikri Sağlar tartışmayı buraya çekerek, yani bugün kadınlarla ilgili siyasetçilerin söyleyeceği şey, yapılacak tartışma örtünme, örtünmeme değil, kadınların can güvenliğidir. Can güvenliği olmayan kadınların arasında her türden, her sınıftan, her topluluktan kadın var. Esas meselelerimizden biri budur. 

"Şunu da hatırlayalım, Fikri Sağlar İran örneğini vermiş. İran'da şeriat geldiğinde aynı zamanda bir sosyal devlette olan sosyal haklar da sağlandı. İran'daki rıza sadece baskıyla değil, bununla da sağlandı. O sosyal haklarla, yani bedava eğitim, sağlık hizmeti gibi haklarla sağlandı. Fikri Sağlar'ın bir sosyal demokrat olarak vurgu yapması gereken yer orasıdır, o hakları savunmaktır. Bugün hiçbir partiden kadınların meselesi bu değildir. Fikri Sağlar bize geçen yüzyıldan sesleniyor, kendisi 21. yüzyıldan konuştuğunu söylüyor ama siyasal paradigması bu ülkenin artık aştığı, geçen yüzyılda tartışıp bitirdiği bir paradigmadır."

'DERDİMİZİ FARK ETMEDİKLERİ SÜRECE KADINLARI TEMSİL ETMELERİ MÜMKNÜ DEĞİL'

Düzkan, siyasetçilerin bu konu önlerine geldiğinde neden gündemde tutmaya çalıştıkları ve neden eril dil kullandıkları hakkındaki soruyu ise şöyle yanıtladı: 

"Çalıştıkları yer olduğu için, birincisi bu. Kolay bir malzeme olduğu için. Bunu biliyorlar, kendileri de erkek. Bugün Türkiye'de erkeklerin iktidarına çok eleştiri, güçlü bir muhalefet var. Onu göreceklerine, rahat ettikleri siyaset paradigması bu. Dinciler-laikler paradigması, kadınlarla ilgisi yok bunun. Burada rahat ediyorlar, bunun üzerinden erkek iktidarını güçlendirebiliyorlar, muhafaza edebiliyorlar. Zaten cumhurbaşkanı kadınlarla erkeklerin eşit olduğunu kabul etmiyor. Kılıçdaroğlu, bunu söylediği zaman oy kaybedecek bir partide. Kılıçdaroğlu, böyle düşünüyorsa, bunu ifade ederse oy kaybeder. Belki de bu yönde konuşmasının sebebi o. Çünkü bugün kadın-erkek eşitliği gibi derdi olan bir insan türbanla değil, erkeklerin şiddetiyle uğraşır diye düşünüyorum. 

Siyasette oluşan bu dilin nasıl önüne geçilebilir sorusuna Düzkan, "Ben bunun dille ilgili olduğunu düşünmüyorum, dilden ziyade argümanlar, politik temalarla ilgili bir şey. Yani gerçekten Kılıçdaroğlu, Fikri Sağlar sayesinde sayın cumhurbaşknımıza son derece rahat ettiği ve kendi kitlesini son derece konsolide ettiği bir malzeme vermiş durumda. Bugün böyle bir tartışma yok Türkiye'de. Bizim derdimiz bu değil, derdimizi fark etmedikleri sürece de kadınları temsil etmeleri mümkün değil," karşılığnı verdi. 

'KADIN HAREKETİ MERAL AKŞENER'E BLE ANLATTIYSA ELİNDEN GELENİ YAPMIŞTIR'

Düzkan, kadın mücadelesinin yaptıkları ortada, gerek sosyal medyada gerek sokakta tepki gösteriliyor. Bir adım sonrası nasıl olacak, siyasetçiler nasıl anlayacak bunu, sorusuna şu yanıtı verdi:

"Aslında Meral Akşener anlamış. Meral Akşener, sağcı, muhalif değil, sistemle bir derdi yok, düzenle bir derdi yok. Bizim sorunumuz CHP'li kadınların Meral Akşener'in bile anladığı bir şeyi kendi genel başkanlarına anlatamamış olması bence. Artık orada, sokakta en güçlü mücadeleyi veren kadın hareketi, Meral Akşener'e bile anlattıysa elinden geleni yapmıştır. Sıra CHP'li kadınlarda. Kemal Kılıçdaroğlu'nun da biraz sokağa bakması lazım, başını çevirip meclisten."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar