Elçi davasında ‘nakil girişimine’ tepki

Elçi davasında ‘nakil girişimine’ tepki
'Davanın Diyarbakır’da görülmesinin kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağının' sorulması ‘nakil girişimi olarak’ değerlendirildi. Tepkiler geldi.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK- Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin iddianame Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması 21 Ekim 2020 tarihinde görülecek.

Ancak mahkeme heyeti duruşma öncesi, Diyarbakır Valiliği ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na davanın "Kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağını" sordu. Mahkemenin görüş sorması davayı başka bir kente nakli olarak değerlendirdi. Tepkiler geldi.

"TAHİR ELÇİ’NİN HATIRASINA HAKARETTİR"

Tahir Elçi Vakfı yaptığı yazılı açıklamada, mahkemenin tartışma yaratan iddianameyi reddetmesi beklenirken, iddianamedeki hukuk garabetini çok daha öteye taşıyan bir girişimde bulunduğu ifade edildi. Açıklamada Türkiye’de faili, kamu görevlileri ya da devlet olan pek çok davanın başka şehirlerine nakledilerek, mağdurların adalete erişiminin engellendiği ve bu davaların cezasızlıkla sonuçlandığı belirtildi. Mahkemenin bu girişimi ile Elçi cinayetine ilişkin davada da cezasızlık politikasının uygulanmak istendiği ifade edildi.

Nakil girişiminin kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, "Nakil düşüncesi dahi Tahir Elçi'nin hatırasına hakarettir" denildi. Mahkemenin tarafsız ve bağımsız davranmayacağı gerekçesiyle davadan çekilmesi istenirken, Elçi dava dosyasının başka bir mahkemeye gönderilmesi talep edildi. Açıklamada Adalet Bakanlığına da "nakil' yolundaki hiçbir girişime onay vermemesini diliyoruz" çağrısı yapıldı.

ELÇİ’NİN MÜDAHİL OLDUĞU DAVALARDAN ÖRNEKLER VERİLDİ

Bir tepki de İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’nden geldi. Hazırlanan iddianamedeki tespitlere ilişkin, "Tahir Elçi, cinayeti dosyasının bu mahkemede görülmesi henüz yargılamaya başlanmadan cinayet olayının faillerinin örgüt üyeleri olduğu ön kabulü ile hareket edildiğini göstermektedir" denildi.

Yapılan yazılı açıklamada, Tahir Elçi’nin müdahil olduğu Diyarbakır’dan farklı illere nakledilen JİTEM, Lice katliamı gibi bir çok davadan örnekler verilerek," faillerin nasıl beraat ettirildikleri halen hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır" diye ifade edildi. Yargı makamlarının Tahir Elçi cinayetini cezasızlıkla sonuçlandırmak amacıyla hareket ettiği ifade edildi. Elçi davasının takipçisi olacakları belirtildi.

İDDİANAME KABUL EDİLDİ

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Olayın ardından 5 yıl sonra soruşturma tamamlandı ve iddianame hazırlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli 3 polis hakkında "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten" 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. 2 polisin öldürülme olayı da Elçi cinayeti iddianamesine eklendi. Örgüt mensubu olduğu belirtilen Uğur Yakışır’da iddianamede şüpheli olarak yer aldı. Yakışır’ın, Elçi'yi "olası kastla öldürmek", 2 polisi "öldürmeye teşebbüs etmek", "ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak", "izinsiz silah bulundurmak" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, 45 yıl hapis cezasıyla yargılanması istendi.

SANIK POLİSLER SEGBİS İLE İFADE VERECEK

Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 21 Ekim’de görülecek olan davanın ilk duruşmasında sanık polislerin SEGBİS’le ifade vermeleri istendi. Diğer sanık Uğur Yakışır hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Yargılamayı yapacak olan mahkeme, Diyarbakır Valiliği ve Cumhuriyet Başsavcılığına davanın Diyarbakır’da görülmesinin "Kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağını" sordu. Valilik ve Başsavcılığın yanıt vermesi bekleniyor.

Öne Çıkanlar